Yorgunduk, virüsle birlikte sokaklardan çekilmiştik, içimize kapanmış biz nerde yanlış yaptık diyorduk....
Hüzünlüydük, camiler yüzümüze kapanmış, ezanlarla teselli buluyor eski günlere özlem duyuyorduk.
Asırlık çınarlar amcalar artık cadde ve sokaklarda görünmüyor, çocuklar parklarda gülmüyordu.
Birbirimize sarılamıyor, uzaktan gönül selamıyla selamlaşıyorduk.
Acaba diyorduk, Tamam emperyalistler dünyayı ateşe verdi de biz müslümanlar yürekleri yanan kaç müslümana el uzattık...
Nasıl bir hayattı bu sönmüş ışıklar yanacak mıydı tekrar, bu sessizliğe bürünmüş karanlık kentler, ıssız duvarlar yeniden insanlarla kaynaşacak mıydı...
Bir umut, bir müjde gelmeliydi göklerden sizi kulluğa yeniden kabul ettim muştusu...
RAMAZAN geldi sessizce....
Onbir aylık yoldan geldi habersizce çöktü yanıbaşımıza...
İncitmeden, kırmadan, dökmeden...
Yükünü indirdi... Cennet kokusuyla tüm şehri kapladı rayihası...
Kalp gözü açık olanlar hediyeleri birbir aldılar..
Oruç, Teravih, Kur'an, İftar, Sahur, Kadir Gecesi, İtikâf, Fitre, Zekat, Bayram...
Her biri eksik bir yanımızı tamamlayan damar damar içimize çekeceğiz hayat iksiri oldular...
Aslında Ramazan şehrin giriş kapısından en üst perden seslendi insanlığa...
--Ey insanlar, bu cadde çıkmaz sokak
Siz... yolun başındakiler, sona yaklaşanlar
--Bu gidiş nereye...
Bu sesi duyanlar kârlıydı. Onu tanımayanlar yeryüzünü satın alsalar zarardan kurtulamazlardı.
RAMAZAN müjde oldu bize...
Rahmetiyle geldi bize...
Onu biz Akşam ezanında kapalı camilerin önünde gördük,
Onu biz bir garibin gülümsemesinde farkettik
Bir yetimin sevincinde, bir hastanın umudunda farkettik...
Bir dostun peygamberimizden okuduğu hadisten anladık...
Gökyüzünde hilalin narin bakışından anladık...
Bir sahur vaktinde gökyüzündeki yıldızların yere inişinden anladık
Bir seher vaktinde esen bad-ı sabadan anladık
Ramazanla huzurdan kovulmadığımızı anladık.
Oruç tutup nefsimizle mücadelede eski halimizden eser kalmayınca Ramazanın yaşattığı hafifliği hissettik...
Hiç gitmesin yanıbaşımızdan istedik Ramazanı...
Ve Şimdi yükünü almış hakkımızda dosyaları toplamış gidiyorsun öyle mi...
Misafirliğim bitti sürem doldu diyorsun...
Günaha meyletmişken bizi elimizden tutmuştun...
Şimdi kime yaslanalım biz...
Artık kim sus der bize masivaya dalınca
Kur-an okurken bizi oruç tutan uhud ehline götürürdün.
Şimdi sensiz Kur'an'da bulur muyuz cenneti dersin...
Melekler gibi göklere taşımışdın bizi kanatsız
İftar sofralarında cennet sevincini yaşatmıştın.
Yine Hamza ile karşılıklı yer miyiz akşam yemeğinde...
Yine acımızla
Yine korona ile
Yine dünyalık göstergelerle
bırakıp gidiyorsun...
Ama bize öğrettiğini söylemiştin nefisle dövüşü...
Anahtarlar bırakmıştın hangi kapıdan nasıl girileceğini göstermiştin...
Haydi güle güle git
İnşallah anahtarları karıştırmadan
Rabbe giden yolda kalmadan
Yoldaki eşkıyalara yakalanmadan
Cennette buluşalım...
Sen var önceden
Kapıdaki parolayı
Unutursak sen hatırlat bize...
Açlığımıza susuzluğumuza
Hak namına yaşadığımıza
Sen şahit ol.
Elveda Ramazan
Elveda mübarek ay...
Bayramımız Mübarek Olsun...