Yönetenler ve yönetilenler siyasette seçtiklerimiz tarafından yönetiliriz. seçenler aynı zamanda yönetilen durumundadır. seçimlerin sonucunu, seçilecek yöneticilerin vaadleri,  siyasi partilerin halk nezdindeki itibarı ve yörelerin yapısı belirler. genel seçimlerdeki seçim neticeleri, yerel yönetim seçimlerinde, farklı sonuçları ortaya çıkartabiliyor. geçmişte hükümetler, kendi partilerinden olan belediyelere, her türlü yardım ve hizmeti sunar; diğer belediyelerin sorunlarına kulak asmaz, adeta bırakın sürünsünler politikası güdülürdü. yakın tarihimize kadar bu durum böyleydi. lakin son onbeş yıldır tüm belediyeler ayrım yapılmaksızın tüm haklardan yararlanıyor.  böyle olduğu halde belediyelerin işleyişindeki ve gelişimlerindeki farklar açıkca görülüyor. ülkemiz genelinde, bir çok belediye yönetimi altındaki toplumun huzur ve rahatı için bir takım sosyal imkanlar, yararlı projeler ortaya koyuyor. bu aktiviteleri yerine getirirkende, hiç bir sosyo kültürel farklılık ortaya koymuyor; doğrudan topluma yönelik, her kesimden insanın kabul göreceği proje çalışmaları yapıyor. ülkemizde belediyecilik anlayış ve işleyişi 27 mart 1994 yılındaki seçimler neticesinde, merhum prf. Necmettin erbakan liderliğindeki refah partisinin ülke genelindeki bir çok belediye'yi kazanmasıyla, köklü bir değişime uğradı. belediyeler hantal yapılarından sıyrılıp, ülkemizin vizyonunu değiştirecek bir çok dev projeyi hayata geçirdiler. bunlardan en öne çıkanı, şu an Cumhurbaşkanımız olan, sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığını yaptığı istanbul olmuştur. istanbul o yıllarda, sorunları problemleri dağ gibi olan bir şehirdi. suları akmaz, çöpleri toplanmaz, kışın havası nefes alınamayacak kadar kirli, yolları trafikten kilit olmuş,  haliçin pis kokusundan civarından geçilemez hale gelmiş, koca şehrin foseptiği denizlere akan, denizleri girilemeyecek hale gelmiş, doktorların her gün gazetelere çarşaf çarşaf, bu durum sürerse istanbul ''veba''dan kıralacak hale gelecek; diye demeçler verdiği, bir sorunlar şehri görünümündeyidi. yönetim anlayışı değiştiğinde, ibadet aşkıyla çalışılınca,  her şeyin çok kısa sürede düzelebileceğine, yaşayarak şahit olduk. Yani halk tarafından seçilmiş yöeticiler ve brokratları tüm kurumları layıkı ile çalıştırınca, olmaz yapılamaz denilen işlerin yapılabildiğini, toplumun sesine kulak verildiğinde sorunların hızla yok edilebildiğini artık bilmeyenimiz  yok. lakin halen daha hantal yapılarıyla ve bu gün git yarın gel zihniyetiyle çalışan belediyelerimiz yok değil. belediyecilikte yapılacak ilk işlerden biri toplumun günlük hayatını kolaylaştıracak çözümleri kalıcı bir biçimde acilen hayata geçirebilmektir. şehir planları şehrin gerçekçi ve gelecek nufus yoğunluğuna göre yapılmalı hayati önem taşıyan yol su kanalizasyon araç park yerleri, bu gelişmeye ayak uydurabilecek, sorun oluşturmayacak şekilde yapılmalıdır. şehir içlerinde, insanların nefes alabileceği, çocukların güven içerisinde oyunlar oynayabileceği parklar alanlar oluşturulmalı,gençler ve ev kadınları için, sosyal uğraş, eğitim ve beceri birimleri oluşturulmalı,  sokak sokak, mahalle mahalle, şehrin sorunlarının ve çözümlerinin tartışıldığı iştişare meclisleri oluşturlmalı, şeffaf belediyecilik işleyişi hayata geçirilip seçenlerin seçtiklerini denetleyebilecekleri hesap sorabilecekleri bir sistem oluşturulmalı,  şehir bazı imtiyazlı kişilerin rant kapısı haline getirilmemeli, çirkin ve usulsüz yapılaşmaya asla müsade edilmemelidir vesselam....