Sinoplu siyasetçi Yılmaz Şanlan, kamu kurumlarında liyakat ve adalet vurgusu yaparak dikkat çeken bir açıklamada bulundu. Şanlan, “Devletin dini adalet, mezhebi liyakattir. Liyakatın çürüdüğü yerde adalet solar.” ifadeleriyle bürokrasideki çürüme ve yozlaşmaya dikkat çekti.
“Makamlar Ehil Ellere Teslim Edilmeli”
Şanlan, devlet yönetiminde adaletin temel unsurunun liyakat olduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi:
“Devlet; adaletin omurgası, bürokrasi ise o omurganın yürüyüşünü sağlayan damarlardır. Liyakatin olmadığı yerde damarlar tıkanır, adalet nefes alamaz, milletin huzuru boğulur. Makamların ehil ellere teslim edilmediği, bilgi yerine sadakatin ödüllendirildiği bir düzen; kamu gücünü zayıflatır, devlet otoritesini yıpratır, milletin güven duygusunu söndürür.”
“Emanete El Uzatmak En Büyük Hıyanettir”
Bazı bürokratların görev bilincinden uzaklaştığını vurgulayan Şanlan, kamu kaynaklarının kişisel menfaatlere dönüştürülmesini sert sözlerle eleştirdi:
“Bugün bazıları, emaneti taşımak yerine emanete el uzatmakta; beytülmal diye bildiğimiz, milletin alın terinden oluşan ortak kazanımları kişisel çıkarlarına çevirmektedir. Bu sadece maddi bir kayıp değil, ahlâkî bir çöküntü, sosyal vicdanda derin bir yaradır.”
“Sinop’un Makamları Sıçrama Tahtası Değil”
Sinop’taki kamu kurumlarına da göndermede bulunan Şanlan, bazı yöneticilerin görevlerini yanlış anladığını söyledi:
“Sinop’un bürokratik makamları sıçrama tahtası değildir. Şahsi egoların tatmin edildiği, şımarıklık yapılacak alanlar hiç değildir. Kamu görevini şahsi işlerine kullananlar, millete ihanet etmektedir.”
“Devlet Ciddiyet, Makam Emanet İster”
Şanlan, liyakatsiz kadrolaşmanın sadece bugünü değil, geleceği de tehlikeye attığını belirterek şöyle devam etti:
“Devlet ciddiyet ister. Makam emanet ister. Yetki dürüstlük ister. Liyakatsiz kadrolaşma sadece bugünü değil, yarınlarımızı da zehirler. Yetkin olmayan ellerde çürüyen sistemler toplumu uçuruma sürükler.”
“Susmak En Ağır Suç Ortaklığıdır”
Bazı yöneticilerin yanlışlar karşısında sessiz kalmasını da eleştiren Şanlan, “Susmak da bir suç ortaklığıdır.” dedi:
“Usulsüzlüğe ses çıkarmayan, yanlış karşısında susan, haksızlık görüp de ‘bana dokunmasın’ diyen yöneticiler, sessizlikleriyle suça ortak olur. Çünkü bazen susmak, en ağır cürümlere ortaklıktır.”
“Adaletin ve Ehliyetin Kıymet Gördüğü Bir Düzene İhtiyacımız Var”
Şanlan, açıklamasının sonunda toplumun her kesimine çağrıda bulunarak şunları söyledi:
“Sesimiz kişilere değil yanlışa, isimlere değil sisteme, makama değil ahlâka yöneliktir. Adaletin tecelli ettiği, ehliyetin kıymet gördüğü, emanetin emin ellere teslim edildiği bir düzen için susmamak, sorgulamak, sahip çıkmak her vatandaşın hem millî hem de dinî görevidir.”






