1-7 Ekim Emzirme Haftası dolayısıyla anne sütünün ve emzirmenin öneminden bahseden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Öznur Küçük, “Anne sütünün kolostrum dediğimiz ilk sütü, bebeğin ilk antibiyotiği ve ilk pasif aşısıdır. Miktarı az ama değeri çok büyük bir süttür. Emzirme boyunca da anne sütünden bebeğin sistemine önemli antikorlar geçer ve hastalıklara karşı direncini yükseltir” dedi.

Tüm dünyada emzirme ve anne sütü ile ilgili farkındalık çalışmaları için 1-7 Ekim Emzirme Haftası boyunca etkinlikler düzenlenmektedir. Türkiye Hastanesi’ni de bu farkındalık çalışmaları adına her kadına şartları ne olursa olsun, emzirme için gerekli profesyonel ve toplumsal desteği sağlayacak bilgi ve eğitimi aktarmak için ’Anne Sütü Bir Damla Bin Fayda’ sloganıyla Pera Palas Otelde Sempozyum ve Gebe Okulu gerçekleştirdi.

Emzirme haftası ile ilgili olarak tüm sağlık kuruluşlarının çalışmalar ve eğitimler sürdürdüğünü ifade eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Öznur Küçük, “Amaç; geleceğimiz olan çocuklarımızın, kendileri için en ideal besin olan anne sütü ile beslenmelerini sağlayarak sağlıklı nesiller yetişmesine katkıda bulunmaktır" dedi.

“6 ay boyunca başka ek bir besine ihtiyaç duyulmaz”

Doç. Dr. Öznur Küçük anne sütünün öneminden bahsettiği bilgilendirmede, “Anne sütü, bebeklere gereksinimi olan tüm besin ögelerini tek başına 6 ay boyunca sağlar. Sindirimi kolaydır ve anne sütü ile beslenen bebeklerin başka bir ek besine veya suya gereksinimleri yoktur” şeklinde konuştu.

Doğumu izleyen ilk 18 aylık dönemde bebeğin beslenme tarzı çocuğun daha sonraki fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimi açısından çok büyük önem taşır diyen Dr. Küçük, “Bir bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için ideal beslenme yöntemi emzirmedir. Emzirme aynı zamanda çocuğun ilk aşısı sayılmaktadır; anne sütünden bebeğin sistemine önemli antikorlar geçer ve hastalıklara karşı direncini yükseltir” diye konuştu.

“Çocukların daha zeki olmasını sağlar, annenin de meme ve rahim kanseri riskini azaltır”

Dr. Küçük ayrıca anne sütünün her anlamda sağladığı avantajlar ile ilgili de şunları aktardı:

“Her bebek için en iyi, en doğal ve en taze besin. Her zaman, temiz ve mikropsuz. Daima hazır ve bedava. Özel harcama gerektirmez. Tamamıyla ve kolaylıkla sindirilir. İshal, karın ağrısı ve kabızlık daha az görülür. Bağışıklık sistemini güçlendirir, enfeksiyonlardan korur. Bebeklerin daha zeki olmasını sağlar. Bebekle anne arasında özel sevgi bağı kurulmasını sağlar. Emzirme, annenin sağlığını korur, meme ve rahim kanseri olma riskini azaltır” dedi.

“Anne sütünün yetmediği bebek yok”

Anne sütü hormonlarının beyin tarafından salgılandığını bu yüzden “sütüm yetmiyor” kaygısı ile süt miktarının azalmasına sebep olunmaması gerektiğinin altını çizen Küçük, “Her annenin sütü, bebeği için yeterlidir. Sütü yetmiyor diye değil ya emzirme süresi ile ilgili bir sıkıntı ya emzirme sıklığı ile ilgili ya da yanlış emzirme durumu yaşanıyordur. Bu yüzden mutlaka bir uzman desteği alınabilir. Hiçbir anne sütünün bebeği için yeterli olmama gibi bir durum yok. Fakat anne sütü hormonları beyinden salgılanıyor. Anne benim sütüm yetmiyor psikolojisine girince süt miktarı azalabiliyor. O yüzden bu süreçte annenin özgüvenini kazanmak önemli” diye uyarılarda bulundu.

2 yaşına kadar emzirmeye devam

Dr. Küçük son olarak da Dünya Sağlık Örgütü’ nün önerisi olan "Bebeklerin doğumdan hemen sonra emzirmeye başlatılması, ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi ve 6. aydan sonra uygun besinlerle beraber emzirmenin 2 yaşına kadar sürdürülmesi” mesajını da hatırlatarak sözlerini sonlandırdı.

Kaynak: iha