Amiral Nakhimov’un forsunu taşıyan İmparatoriçe Maria Kalyonu, Filo Komutanı Osman Paşa ve Yardımcısı Hüseyin Paşanın Avnillah ve Nizamiye Firkateynlerine yaklaşık 800-900 metre uzaklıkta demirledi. Gafletten yeni uyanan Osman Paşa komutanlarına savaşmak için hazır olmalarını emretti. Limanda yatan bir filonun yakında düşman olsun veya olmasın, gece gündüz nöbetçi gemiler çıkartılarak etrafın gözetilmesi kuralı ihmal edilmişti.

Rus Amiralinin teslim olma teklifini kabul etmeyen Osman Paşa “Ateş” emrini verdi. Türk Filosunun Komutan Yardımcısı Hüseyin Paşa’nın Gemisi olan Nizamiye Firkateyninin iki top ateşi ile, top düellosu başladı. Mesafe yakın olduğu için hedefler sapmıyor, ama Türk gülleleri hedefi deliyor, göçertiyor ya da direkleri kırıyorken, Rus gülleleri ise hedeflerde yangın çıkarıyordu. Sahildeki tabyalar Rus Kalyonlarına gülle yağdırıyorsa da, menzilleri kısa olduğundan fazla etkili olamıyordu. Daha önce iki defa y İstanbul’a yazılan yazılarla (Kastamonu Valisi Hamdi Paşa ve Patrona Mustafa Paşa tarafından) tabyaların güçlendirilmesi istenmişse de, bir sonuç çıkmamıştı.

İlk olarak Avnillah Firkateyni saf dışı kaldı. İkinci olarak saf dışı kalan Fazlullah Firkateyni aslında Rafael isimli bir Rus Gemisi olup 1829’da Türklere esir düşerek Fazlullah adını almıştı. Çar I. Nikola “Geri dönerse bir daha Rus Bayrağı taşımaya layık değildir. Yakılmalı” dediği bu geminin subaylarının, esaretten döndükten sonra rütbelerini sökmüş, “Şerefsiz evlatlar yetiştirmesin “ diyerek gemi komutanının evlenmesini yasaklamıştı. Daha sonra Gül-i Sefid Korveti bertaraf oldu. Navek-i Bahrinin Komutanı Binbaşı Ali Bey, esir düşmemek için, kalan personelin gemiyi terk etmesini sağlayıp, cephaneliği ateşleyerek şehit düştü. Bundan tam 97 sene sonra Kore Savaşı’nda etrafı sarılan Üsteğmen Mehmet Gönenç, telsizle bulundukları yerin koordinatlarını vererek, düşman kurşunlarıyla değil, kendi toplarımızın ateşiyle şehit olmak istediklerini vasiyet olarak iletmiş ve karargâh subaylarımızın gözyaşları içinde vasiyeti yerine getirilmişti. 1827’deki Navarin Baskınından kurtulan ve yardım için Mısır’dan gelen Dimyat Firkateyni bu defa tamamen yok oldu. Bu gemiden kurtulan 300’e yakın kişinin 186’sı İnebolu’dan bir Avusturya gemisiyle İstanbul’a döndüler. Kalan gemiler de kıyıya vurdu.

Saat 12.30 sıralarında başlayan bu baskın savaşında bir saat içinde Osmanlı Filosunun tamamına yakını tahrip edilerek savaş dışı bırakıldı.
Bu sırada Mençikov’un gönderdiği Amiral Kornilov Komutasındaki Odessa, Crimra ve Khersonnes isimli gemilerden oluşan yardım filosu da Nahimov’a katıldı. Gözetleme gemileriyle beraber Rus Filosu 11 gemiye ulaştı.

Daha da güçlenen Rus filosu karşısında saat öğleden sonra iki buçuğu gösterirken, Osmanlı filosundan su üzerinde sadece iki gemi kalmıştı. Bunlardan Nesim-i Zafer Firkateynini Ruslar zafer hatırası olarak götürmek istedilerse de, fazla harap olduğundan diğeri ile beraber denizin dibine indirdiler. Böylece Filodaki 11 gemi tamamen imha edildi. Türk gemilerinin arkasında kaldığı için muharebeye katılamayan biri hariç, filoya destek sağlayan sahildeki diğer bataryalar da tahrip edildi. Ruslar, batan ya da yanan gemilerden denize dökülmüş, ölümle Pençeleşen yaralı Türk leventlerine kancalar, balyozlar savurarak, uzaktakilere top ateşi açarak, adeta bir vahşet sergilediler. Hâlbuki Osmanlı Devleti, 4 Ekim’de Rusya’ya harp ilan ettikten sonra bile, Karadeniz limanlarındaki Rus ticaret gemilerine istedikleri yerlere gidebilmeleri için 15 gün süre tanımıştı. Gerektiğinde ek süre vererek oldukça insancıl davranmıştı. 

Ancak hırslarını alamayan Ruslar bu defa şehrin Müslüman mahallelerini topa tuttular.

Bu savaştan yalnızca Taif Vapuru kurtuldu. Sinop’tan Gerze tarafına doğru yol alırken, önce yedekte bekleyen iki Rus Gemisiyle çarpışarak uzaklaştı daha sonra biraz açıkta Sivastopol’den gelen yardım filosuyla çarpıştı ve buharlı olmanın verdiği sürat avantajı ile kurtuldu. Yolda kömürü bittiğinden bütün ahşap aksamını yakarak 4.Aralık Günü İstanbul’a ulaştı. Sinop’taki feci olayı haber verdi. Padişah durumu öğrenince, “Keşke o da gelmeseydi, Sinop’ta dövüşerek batsaydı” demişti. Taif’in komutanı Yahya Bey, taltif beklerken, savaştan kaçmaktan suçlu bulunarak askerlikten ihraç edildi. 

SİNOP BASKININDAKİ KAYIPLAR
Osmanlı Filosunun Toplam Personeli: 2.989
Baskından kurtulanların Sayısı :        958  (628’i er, diğerleri: hoca efendiler, çavuşlar, bölük eminleri, onbaşılar, ateşçiler, kömürcüler…)
Esir Düşenler        : 129   ( 125 Er- 4 Subay : Filo Komutanı Koramiral Osman Paşa, Yarbay Ali Mahir Bey, Binbaşı Yalovalı Hasan Bey, Mülazım Halil Efendi.)

Şehit Toplamı :  1902
Sinop Şehrinin Kayıpları :
Müslüman Mahallesi:   5 Şehit
Hıristiyan Mahallesi :  16 Ölü  
Müslüman Mahallesinde: 7 Mescit, 2 Mektep, 247 ev,170 dükkân yandı. (Sinop’un yeni Kaymakamı İsmail Paşa’nın 29 Mart 1854 tarihli İstanbul’a gönderdiği bir yazıda, 259 ev, 224 dükkân olarak gösterilmektedir.) 
Hıristiyan Mahallesinde: 40-50 ev ve 50 dükkân yandı.
Rus Kayıpları: 33 ölü, 230 yaralı bulunmaktaydı.

Avusturya Konsolosunun bir hizmetçisi de ölenler arasındaydı. Baskın sırasında limanda bulunan bir İngiliz Gemisi de İngiliz Bayrağı çekili olmasına rağmen hasara uğramış, bir İngiliz ölmüştü. Limanda bulunan 5 Türk Ticaret Gemisi de top ateşine tutularak batırılmıştı.
İki saat içinde biten baskın sonunda Rus filosunda hasarlı gemiler olmakla beraber batan ya da yanan gemi olmadı. Ruslar Sinop’ta bir gün bir gece kalarak hasarlı gemilerini onardılar. Bu sırada Sinoplu Rumlar Nakhimov’a başvurarak, kendilerini Rusya’ya götürmesini istemişlerse de kabul edilmedi.

İstanbul’dan gelebilecek bir yardımdan çekinen Ruslar, aceleyle tamiratı bitirip, 2 Aralık Cuma Günü Sinop’tan ayrıldılar. 
Devam edecek