RAMAZAN:
Kur’an-ı Kerim’in doğum ayıdır. İnsanlığın davet edildiği bu sayılı günlerde, vahiy mekân’a, zaman’a ve hayata bir kez daha dokunur. Ramazan, kızgın güneşin insanın günahlarını ve ihtiraslarını yaktığı, serin yağmurların insanın içini ve kalbini yıkadığı merhamet mevsimidir. Bundandır ki insanın arınarak, varlığı, tabiatı ve hikmeti tecrübe ettiği bir varoluş anıdır. Bu mevsimde, hakikatin şuuruna erme sürecine giren insan, vahyin eliyle yeniden inşa olur. Kalpler huşu, hudu ve zikirle itminan olur.
ORUÇ:
İmsak’tan iftar’a,fecirden guruba bedeni tutmak,ruhu vahyin imbiğinden geçirmektir…
Oruç,bir sabır öğretisi,her dem fakirin lugatı,bir tabiatüstü ziyafet.O ziyafet ki,maddi fakirliği ve manevi acziyeti hatırlatan diriltici bir rüzgar olur.Her gün,tabiatın ilk ağardığı vakitten karardığı vakte kadar,içimizi oraya yerleştiririz ki;orada ruh,bir biçim alsın;billurlaşsın ve bir öz kazansın…
Oruç,insanı kendi emeğine karşı dahi disipline eder.İnsanın,hal diliyle cazibe tesbihindeki yerini idrak emesini sağlar.
Oruç,düşünen kalbin rahmidir.İnsanı kendi sınırlarını keşfe davet eder.Hareketlere inen sekinet ve davranışlardaki suhulet ruh ile bedeni bir dengeye getirir.İnsan kitabın öğütleri ve ibretleri üzerine derin derin düşündükçe,gönlün ayakları yerden kesilir.Dil sabrettikçe,feraset ve basiret harekete geçer.bu nefsi tekamül ettirir ve fuad,şerha şerha vahye açılır.Helal’e karşı kendisini kontrol etmeyi öğrenen,haram’a karşı daha dirençli olur.İnsanı hayata ve eşyaya karşı aktif iyi yapan da bu farkındalıktır.
Oruç,sadakattir.Ramazan-ı Şerifi lahuti anlamlarından soyutlayıp onu bir festivale çevirmek bir tahriftir.Mü’min orucun eteğini Hz. Allah’a söz vermiş gibi tutar,bırakmaz.Akabe’de sahabenin biat etmek için Sevgili Nebi’nin elini tuttuğu gibi tutar.Çünkü oruç,yeryüzünün şu kurak mevsiminde çölleşmiş yürekleri saran,itimat veren bir dosttur.İnsanın başını dik tutar,insana ahdini hatırlatır,oruç emanete sadakattir.Hz. Allahla misak tazelemek için bir fırsattır.
Oruç,itidaldir.Ruh ve beden,dil ve kalb,fert ve cemaat,korku ve ümit,sevgi ve buğz,maneviyat ve maddiyat,nihayetinde hayat ve ölüm hep bu mizanın peşindedir.Bu misaller kainata da teşmil etmiş.Bu yürüyüşte insan sırattadır,tutunduğu oruç ve namaz ona kanattır.Zalim ve cahillerden olmak istemeyen,itidali hayatının her aşamasında tesis eder,kimsenin hukukunu çiğnemez.Tefrika ve fitneden uzak durur.Adaleti ve merhameti elden bırakmaz.Ki vahiy,bir itidal öğretisidir.
TERAVİH:
Berrak bir zihin ve hafif bir bedenin mekanıdır.Dahası bedenin ruha naziresidir.Nasıl ki salat,savm’ın ikizi;salat bilincin yenilenmesi,savm tasavvurun yenilenmesidir;teravih de,bedenin ferahı,ruhun felahı’dır.Kuşça canların sahura uçması için,teravih hatim ve makam ile de eda edilebilir.Ta ki dudaklar da kutlu sözler kesintisiz akıp gitsin.Teravih,yüreklerin birbirlerine karşı müsterih durduğu bir safiyettir.Bu farkındalık,insanın içine de sirayet eder ve insan secdede en deruni halini alır.
SAHUR:
Gecenin renginden bereket damıtmaktır;İmsak ise niyetini beyan etmek,sırrı içinde tutmaktır.Bu kutlu yolculuk,kurtuluşa tutunmak için nimet ırmağından bir damla dahi almadan çölü geçmeyi göze almaktır.Yol,Hz. Nuh’un gemisine,Hz. Yusuf’un gömleğine,Hz. Eyub’un sabrına,Kabe’nin hicabına rağbet etme zamanı.Sahura kalkmak,erken davranmayı öğrenmektir;erken davran ki,şehvetten ve öfkeden sıyrıl;eşyanın hakikatine kapı aralamak için,nefsin kapılarını kapatmak gerek.
BEREKET:
Kalıcı iz bırakmak;rahmet,sevgiyi yaymaktır.Ramazan rahmet ve bereket ayıdır,ki ruhlarda iz bırakır.Vahiy,insanın kalbine yayılır;oradan kardeşlik vucut bulur,vicdanlar yeniden adaleti inşa eder ve hayırlar kat kat artar.Bu mevsimde selamı,muştuyu ve infakı çoğaltmalıyız ki,insanlıkta gümrah izler kalsın.Fakirlerle öyle bir yaren olmalıyız ki,bu çaba Ramazan’ı dahi aşsın,bütün ömrümüze yayılsın;Rahman ve Rahim esmasını celbedelim.İşte oruç böyle,rahmet ve bereketin talimidir.
İKRA:
Vahiy medeniyetine giriştir. Kitabı, insanı, hayatı ve kâinatı yeniden bir kez daha okumaktır. İkra,varlığın maksadını yokluğun önüne koymak,ki ruhumuzu vahyin grameri ihata etsin.Allah (c.c)’ü nasıl ki ölü toprağa yağmur ile yeniden hayat veriyorsa,mü’min gönüllerde ancak Kur’an- Kerim ile dirilir.Nurani alemden beşeri aleme nazil olan bu ikrama teşekkür,insanın tefekkür ve dua ile gerçekleştirdiği miraç olsa gerek…Haydi bu Ramazan ruhumuzun ücralarını gök sofrasına ulaştıralım;sözümüzü ve çağrımızı yükseltelim…
VAHİY:
Gök sofrasının ikramıdır. Oruç, idrakin ruhun gıdası olan vahye yönelmesinin önündeki perdeleri aralar. Vahiy, ömrü bereketlendirmek, aklı inşa etmek, kalbi ihya etmek, bedeni imar etmek için her dem yeniden insanı sarar. Safha safha ve sapasağlam inzal olan vahiy, beşeri insan, insanı adam eder. Mü’min, vahyi içine ekerse, ömrü bu ekinin hasadı olur.Sevgilinin dilinden hayata akan vahyin inzal olduğu Ramazan’da maddiyatımızı tutarız da,maneviyatımızı kelam ile inşa ederiz;ve vahiy,ümmetin ruhu olur.
İSTİAZE:
Mü’minin pusulasıdır,her türlü sapmadan Allah’a yönlendiren…Euzu çekmek,gelebilecek her kötülüğe karşı muhtac olduğumuz Allah’a sarılmak,O’nun emir ve nehiylerine uymaktır.Huşu duymayan kalpten,doymak bilmeyen nefisten,faydası olmayan ilimden,hasetcinin şerrinden Allah’a sığınmak gerek.
İstiaze,zihne abdest aldırmaktır.Şeytandan uzak olduğunu istiaze ile ikrar etmeyen,besmel ile Allah’ın yardımını celbedemez;kötülüğe buğzetmeden iyiliğe muhabbet edilmez.
TERTİL:
Vahyi hayata okutmaktır…Gündeliğin zelil hengamesinden sıyrılarak,vahyin manasını akleden kalbe  nakşetmek.Ki vahyin nuru bütün ömrü kuşatsın ve bütün eylemler onun gölgesinde yol alsın.Vahiy tedricen inmiştir ki,insan düşüne düşüne okusun.Dahası tilavet,aktarmak için okumak,kıraat,anlamak için okumak;tertil ise üzerinde düşünerek okumaktır.Kur’an- ı Kerimi mehcur,terk edilmiş bırakmanın panzehiri tertil üzere okumaktır.Hakkı batıldan ayıran,nurun kaynağı,apaçık kitabı okumak farzdır.
İBADET:
İnsanın ünsiyet yanının nisyan yanına galebesi.Namaz direnmek,oruç sorumluluk,zekat arınmak,cihad şuurlanmak,hac ise hayatın sifrelerini okumaktır…Bu yönleişle kulluk ilahlığa,dostluk rabliğe matuf…Hasenat,rızaya mebni;insanın ahdini yenilemesi.Salihıyat sevgilinin risalesi;insanın sıdkını beyanı…İbadetler birbirleriyle tatlandırılır ve taçlandırılır:Namaz huşu ile,oruç sadaka ile,cihad ilim ile,zekat şükür ile,hac marifet ile çoğalarak yol alır yeryüzü mescidinde…Aşk,bu cehdin cümle haleti…
KEFARET:
Bir ameli yeniden diriltmektir.Orucun,yeminin,şehadetin bozulması kefaret gerektirir.Kefaretler günahları ve hataları siler.Yoksullar doyurulur,yetimlerin elinden tutulur,muhtaçlara infak yapılır,borçlu borcundan azad edilir…Dahası hakk,sabır ve merhamet tavsiye edilir.İnsanı sorumluluk güzel bir karşılık ile hayra çevrilir…Güzel eylemleri daha güzel yapmak da başka eksikliklere kefarettir.Böyle bir yürüyüşte içteki karanlıklar erir.fertten cemaate bir değişim başlar.
HİRA:
Hira,arayıştır.İnsanın nur dağının doruklarında anlamını ve yerini araması…Sevr,devrimdir.İnsanın yüreğine adadığı imanı yeniden iktidar yapması.Ramazan,arayış ve adayış’ın kamil insanın kalbine aktığı bir sığınaktır.Önce Hz. Hacer’in zemzemini,Hz. Musa’nın selvasını,Hz. Meryem’in rızkını,Hz. İsa’nın maidesini,Sevgili’nin kevserini bulmak…Sonra vahiy ile harekete geçerek,kavi cümlelerle  yeni anlam haritaları çizmek.Ey  İnsan!kendini kaybedenlerden değil,kendini oruçla bulanlardan kıl.
SABIR:
Sabır,direniştir.Oruç günleri bir sabır dersidir,her imsakta yeniden başlayan tatlı bir telaşe.Sabır,hayırda yarış,hakta sebat,ilimde tekamül…Bu tekamül rahlesinde ‘’secde et ve yaklaş’’ ikramı var.Sabır,’’Tüm günahlardan imsak etki,cennette iftar edesin!’’ hakikatinin mektebi.Bir alimin rahlesinde,bir cemaatin omuzunda ,bir müminin haşyetinde  hep bunun izleri var.Bu mücadele ve mücahede insanın ufkunda yeni bir nefes olur;hakikat yolunda sabredenlerin imanına şehadet eder.
UMRE:
Umre;zamanın zemine bağlandığı noktada,ömrü yeniden inşa etmektir.Arzın merkezinde,hayatın imla hatalarını düzeltmek.Vahiy ikliminde,insanlığın ilk beyti’ne gerçekleştirilen bu ziyaret bir hatırlayış,bir zikirdir.Ki Kabe ,Hz. Adem’in istiğfarı,Hz. İbrahim’in hicreti,Hz. Hacer’in çırpınışı...Hz. ismail’in çığlığı.Kuşan ihramını,telbiye ve tekbirler  ile karış tavaf denizine…Safa ile Merve arasında artır gayretini…Her adımda çöz kumaşlarını;her adımda bir şiarı nakşet…Oruç umresidir ki ruhun,ancak kavi bir duruşla zemzemine kavuşur.
İTİKAF:
İtikaf,Mü’minin hirasıdır.İtikaf,vahiy ikliminde,hayatın dağılmış cümlelerini yeniden anlamlandırma atmosferi…Kendisine yabancılaşan insan orada gönül aynasında kendisi ile yüzleşir.Ramazan-ı Şerifin son on günü,yeni itikaf günleri Hz. Nebi’nin kutlu yürüyüşünde büyük öneme haiz…Hz. Nebi bize inzivayı değil itikafı sünnet olarak bıraktı.İtikaf,bireysel değil toplumsal bir alanda gerçekleştirilmesi gereken bir arınma ameliyesi.İtikaf,bilincin yenilenmesidir.
SEVGİ:
Sevgi,varlığın tohumudur.Rahman insanıisminden bir cüz olan,alaka’dan yarattı.Hz. Allah’ın insanın içine koyduğu sevginin tezahürü hasenat;insanın kesb ettiği sevginin izhari ise salihıyattır.İnsan meveddetle Hz. Allah’a kul olurken , muhabbetle Allah’a dost kesilir.İşte tek başına ümmet Hz. İbrahim ,alemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v) gibi…Oruç,enbiyanın da davetidir.Ama yeryüzü günlüğünde yol alan insanın nisyan yüzü Kabil,ünsiyet yüzü ise Habil olur.İşte oruç insanın bu tohumunu dahi ıslah eder.