Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)'in müjdesine nail olabileceğimiz bir aya kavuşmuş bulunuyoruz. Efendimizin müjdesini her gün yeniden hatırlamakta fayda var. Efendimiz buyurdular ki;
مَنْ صَامَ رَمَضَانَ إِيمَاناً واحْتِساباً ، غُفِرَ لَهُ ما تَقَدَّمَ مِنْ ذنْبِهِ
"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."!(1) Bu müjdeye nail olmanın en önemli yolu içerisinde bulunmuş olduğumuz ayın faziletini kavramak olacaktır.
Ramazan ayı; Tutacağımız oruçlarla bedenimizin sıhhate kavuşacağı, vereceğimiz zekatlar ve sadakalarla malımızın temizliğe ulaşacağı, şeytanların kullara yaklaşamaması ve nefsimizin açlıkla terbiye olmasıyla huzura erdiğimiz, maddi ve manevi hayatımızda birçok güzelliklerin yaşandığı bir aydır. Ramazan ayı; İbadet hayatımızda oruçlarımızla, beş vakit namaz ve teravih namazlarımızla, okuyacağımız Kur’an ile manevi yönde birçok güzellikler elde edeceğimiz bir ay.
Ramazan ayının çok kıymetli olması Yaratanımızın kendisine kıymet vermesiyledir. Bu ayda İnsanlığa son ilahi kitap indirilmeye başlanmıştır. Karanlıklar içerisinde kalan ve cehalet dönemini yaşayan insanoğlu Kuran’ın inmesiyle altın çağını yaşamaya başlamıştır. Sahabeler Efendimiz tarafından gökte parlayan yıldızlara benzetilmiştir. Bu dönüşümün yaşanmasının ana unsuru ise Kuran-ı Kerim’dir. Yaratanımızın Ramazan ayına verdiği kıymetin göstergesi olarak şu ayet-i kerimeyi yeniden hatırlayalım. Kuran-ı Kerim’de Ramazan ayı için şöyle buyrulmaktadır.
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ
“(O sayılı günler, Ramazan ayı), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin.”(2)
Kur’an-ı Kerim Ramazan ayında inmiştir. Ramazan Kur’an ayıdır. Bu ayda Peygamber Efendimizle Cebrail bir araya gelirler Kur’an-ı Kerimi okurlardı. Bugün hem evlerimizde hem de camilerimizde okuduğumuz mukabelelerin ana menşei budur. Peygamberimiz (s.a.s.) ve Cebrail (a.s.)’ın sünnetini bugün Ramazan münasebetiyle tekrar etmekte ve bu önemli buluşmayı bizlerde gerçekleştirmekteyiz.
Kuran bir aya on bir aydan daha fazla değer katmıştır. O ayı (ramazan ayını) on bir ayın sultanı yapmıştır. Yine Kuran bir günü bin aydan daha hayırlı kılmıştır. Kendisinde inmeye başlayan Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Kuran-ı Kerimde Kadir Süresinde şöyle buyrulmaktadır.
إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ {} وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ {} لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ {} تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ  وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ {} سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ {}
“Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”(3)
Kadir gecesi Kuran-ı Kerim’in sadece dünyaya indirildiği gece değildir. Aynı zamanda Peygamber Efendimizin Peygamber olarak son insanlığa gönderildiği ilk gecedir. Ramazan ayı bu sebeple Peygamber ayıdır. Yürüyen Kuran olan Peygamberimizin hayatı bize en doğru yolu göstermektedir. Yazılı olan bir metnin hayata nasıl aktarılacağının cevabı Peygamberimizdedir. Kur’ana uygun bir hayat arzu edenler için Rehber Peygamberimizidir. Peygamber Efendimizin hayatını hayatına aktarmak isteyenler Kuran’a bakmalıdırlar. Etle tırnak nasıl ki birbirinden ayrılmaz ise Kuran ve Sünnet öylece birbirinden ayrılmaz.
İçinde inmiş olan ayı on bir ayın sultanı yapan, içinde inmiş olduğu günü bin aydan hayırlı yapan Kur’an-ı Kerim; içinde, yaşamında ve hayatında olduğu insanı ise insanlar içinde kıymetli yapar, hayırlı yapar. Bir aya, bir güne nur katan, aydınlık veren Kuran insana nur katar aydınlığıyla ışıldatır. Hayıtımıza anlam katar, gönlümüze neşe verir. Dünya ve ahiret mutluluğu kendisinde saklıdır. Hayata hayat katan Kuran’dır. (Kur'an), bütün insanlığa bir açıklamadır;
هَـذَا بَيَانٌ لِّلنَّاسِ وَهُدًى وَمَوْعِظَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür.(4) هَـذَا بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ (Kur'an), Rabbinizden gelen basîretlerdir (kalp gözlerini açan beyanlardır)(5)
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاء لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ
Kuran;  Bize Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir. (6)
Kuran okumak ibadettir. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in müjdesiyle okuyan için her bir harfine on kat sevap verilecektir. Bu husus şöyle bildirilmektedir
منْ قرأَ حرْفاً مِنْ كتاب اللَّهِ فلَهُ حسنَةٌ ، والحسنَةُ بِعشرِ أَمثَالِهَا لا أَقول : الم حَرفٌ ، وَلكِن : أَلِفٌ حرْفٌ، ولامٌ حرْفٌ ، ومِيَمٌ حرْفٌ
“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (7) Kuran okumak şefaattir. Alemlere Rahmet olarak gelen Hz. Fahri Kainat şöyle buyurmaktadır.
اقْرَؤُا القُرْآنَ فإِنَّهُ يَأْتي يَوْم القيامةِ شَفِيعاً لأصْحابِهِ
“Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir”(8)
Ramazan ayı oruç ayıdır. Oruç madden ve manen kişiyi olgunluğu eriştiren kemale ulaştıran bir ibadettir. Oruç ibadeti için Rabbimiz bizlere şu ayeti indirmiştir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.”(9) Oruç İslam’ın beş şartından biridir. Tutanlara dünya ve ahiret mükafatı sağlamaktadır. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka Tanrı olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek; namaz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tutmak ve gücü yetenler için Beytullah'ı ziyaret (hac) etmektir.”(10)
Ramazan-ı Şerif ayı bizler için bir mağfiret bir rahmet ayıdır. Ramazan ayı geldiği zaman içimiz muhabbetle dolmakta, yüzlerimiz gülmekte, yardımlaşma duygularımız kabarmakta ve aramızda olan kırgınlıklar, küsler bitmektedir. Ayrıca bu ayda sabrımız üst seviyelere çıkmakta ve bu ayda oruçlu olduğumuz aklımızda olması sebebiyle kötü söz ve davranışlara gitmemekteyiz. Çünkü Oruç, sadece iştah ve şehveti dizginlemek değildir, ayrıca ağzını ve dilini kötü ve çirkin söz söylemekten korumaktır. Sevgili Peygamberimizde bu hususa şöyle işaret etmektedir. "Oruç tutan öyle insanlar vardır ki, kârları sadece açlık ve susuzluk çekmektir"(11)
Ramazan-ı  Şerif ayı için araştırma yapan her bir kardeşimiz ayrı güzelliklere ulaşabilir. Bizim ulaştığımız ve sizlerle paylaşabileceğimiz hususlar şunlardır.
-Ramazan-ı  Şerif ayı Faziletine inanılarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek oruç tutulduğu zaman geçmiş günahların bağışlandığı aydır.
-Ramazan-ı Şerif  ayı “Cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların bağlandığı”(12) bir aydır.
-Ramazan-ı Şerif ayı cömertliğimizin en üst seviyeye çıktığı bir aydır. Bu ayda zekatların verilmesiyle, fıtır sadakalarının aktarılmasıyla fakirler ihtiyaçlarını giderebilmekte, zenginler ise Rablerinin kendilerine vermiş olduğu malvarlığını en doğru şekilde kullanmış olmaktadırlar.
-Ramazan-ı Şerif ayı verilen iftarlarla, dağıtılan kumanyalarla, zengin ve fakirin kaynaştığı, bu vesile ile birlik ve beraberliğimizin en güzel noktaya ulaştığı bir aydır.
-Ramazan-ı Şerif ayı okumuş olduğumuz Kuran’la, tuttuğumuz oruçla, içerisinde kılmış olduğumuz teravihlerle ibadet hayatımızı güzelleştirdiğimiz bir aydır.
-Ramazan-ı Şerif hayatımızın iyi yönde değiştiği ve geliştiği bir aydır.
-Ramazan-ı Şerif ayında tutulan oruçlar ile “Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.”(13) Hadis-i Şerifin müjdesine nail olmak vardır. Yine bu ayda “Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir.”(14) Sırrına mahzar olma lütfü vardır.
-Ramazan-ı Şerif ayı şehvetimizin kırılmasına bir sebeptir. Çünkü bu ayda şeytanlar bağlanmakta, nefsimiz ise açlıkla terbiye olmaktadır. Nefis ise aç kaldığı müddetçe fuhşiyatı arzulamamaktadır. Bu ayda elde ettiğimiz bu güzel haslet elbette huzurumuzu sağlamada çok büyük bir destek olmaktadır.
-Dünya ahiretin tarlasıdır. Bu tarlanın en güzel mahsulü ise Ramazan ayında alınmaktadır. Ramazan ayında yapılan bütün iyiliklere verilen sevaplar diğer zamanlarınkine göre iki kattır. Bu ayda ahirete göndereceğimiz çok mahsulümüz bulunmaktadır.
-Ramazan-ı Şetrif ayı maddi ve manevi bakım ayımızdır. Bu ayla elde ettiğimiz değerleri koruyabilirsek bu değerleri bir yıllık yaşantımıza nihayetinde hayatımızın tamamına aktarabiliriz.
-Ramazan-ı Şerif sabır ayıdır. Sabrın öğretildiği benliğimize aktarıldığı bir aydır. Bu ayda nefsimizin istemiş olduğu şeylere dizgin çekmemiz sabrı bize öğretmektedir.
-Ramazan-ı Şerif ayı ilah-i rızayı kazanma ayıdır. Allah’ın bizler için helal kılmış olduğu yeme, içmeyi sadece O’nun rızasını kazanmak için terk etmek inşallah Rabbimizin rahmet ve mağfiretine irmemize vesile olacaktır. Kutsi bir hadiste Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. 
قال اللَّه عَزَّ وجلَّ : كُلُّ عملِ ابْنِ آدم لهُ إِلاَّ الصِّيام ، فَإِنَّهُ لي وأَنَا أَجْزِي بِهِ
Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir.  Oruç benimiçindir, mükâfatını da ben vereceğim" buyurmuştur. (15)
-Ramazan-ı Şerif ayı anlayış ayıdır. Bu ayda fakirlerin ne durumda olduklarını çok iyi anlamaktayız. Açlığın insana verdiği sıkıntıyı özellikle bu günlerde daha iyi anlamaktayız. Bu anlayışla etrafımızda yoksulluğa düşmüş ve bu sıkıntı ile biçare olmuş kardeşlerimize yardım etmeliyiz.
Ramazan-ı Şerif ayınız mübarek olsun. Rabbim tuttuğumuz oruçları, kıldığımız namazları, okuduğumuz Kuran-ı Kerim'i, yapacağımız hayır ve hasenatı kabul eylesin. Allah’a emanet olun.
 
1. Buhârî, Savm 6
2. Bakara, 2/185
3. Kadir, 97/1-5
4. Al-i İmran, 3/138
5. Araf, 7/203
6. Yunus, 10/57
7. Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 1001
8. Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 993
9. Bakara, 2/183
10. Buhari, İman, 34
11. İbn Mace, “Sıyâm”, 21
12. Buhârî, Savm, 7
13. Buhârî, Savm, 4
14. Buhârî, Savm, 9
15. Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 1218