Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Serhat Özşahin, önümüzdeki Salı günü yapılacak olan ve 4 adayın yarıştığı rektörlük seçimi öncesi, adaylardan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Dalgın ile gündeme dair konuştu.

Rektörlük seçimi ve projeleriyle ilgili soruları yanıtlayan Prof. Dr. Nihat Dalgın ile yapılar pöportajla sizleri baş başa bırakıyoruz.

Vitrinhaber: Nihat bey, 2015-2019 döneminde Sinop Üniversitesinde Rektör düzeyinde bir değişimin gerekli olduğuna gerçekten inanıyor musunuz?

Prof. Dr. Nihat Dalgın:  Bu sorunuza dönük olarak öncelikle Üniversitemizde vuku bulan birkaç şey anlatayım, sonrasında değişime gerek olup olmadığı hususunda birlikte karar verelim:  Rektör seçimleri sonrasında, ikinci sırada oy alınmasına rağmen atanmışsınız, herkesi kucaklamanız gerekirken, sizin yanınızda olup size oy vermeyenlere Sinop Üniversitesini dar ediyorsunuz; bu sebeple birçok yardımcı doçent burayı terk ediyor; doçent ve prof. düzeyindekilerin buradan gitmelerini sağlayamıyorsanız da onlarla soğuk savaşa devam ediyorsunuz, birçoğuyla bugün konuşmuyor, görüştüğünüzde selamlaşıp el sıkışamıyorsunuz.  Altı fakülteniz var, üçünün dekanlığını elinizde tutuyorsunuz. Sosyal baskılar neticesinde Boyabat’a profesör getiriyorsunuz, sayın hocamızı asaleten dekan olarak atamıyorsunuz, kendi kontrolünüzü her an sağlayabilmek için vekâleten görevlendiriyorsunuz. Yeni kurulmuş olan Mimarlık Mühendislik Fakültesi için bir profesör buluyorsunuz, ancak dekanlığını yine elinizden bırakmıyor, söz konusu hocamızı dekan olarak atamıyorsunuz. On kadar profesör bulunan Su Ürünleri Fakültesi dekanlığını elinizden asla bırakmıyorsunuz. Sonrasında Boyabat İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesinden gelişim, atılım bekliyorsunuz. Bu mümkün değil. Bu yanlış yönetim neticesinde geçen yıl Mimarlık Ve Mühendislik Fakültesine öğrenci alınamadı, bir yıl heba oldu.  Sorumluluğu ehil kişilerle paylaşmadıkça Üniversitede beklendiği şekilde gelişme, atılım olmaz. Diğer taraftan sizin seçtiğiniz idareciler idare ettikleri kurumdakilerle kavgaya tutuşurlar da siz de seyirci kalırsanız orada huzur olmaz, iş üretilmez, kargaşa olur. 

Eğitim Fakültesi dekanı olan arkadaşımız Fakülte yönetimini yok saydığından, alacağı elemanlar için bir türlü jüri oluşturamıyor. Fakülte Yönetim Kurulu’nda alınması gereken kararlar, sıklıkla Üniversite yönetimine geliyor. Hata nerede? Hata, yönetici olarak seçtiğiniz  – özellikle kendinizin arayıp bulduğu – idarecileri çağırıp,  arkadaşlar fakültenizdeki öğretim elemanlarıyla uyumlu çalışmaya gayret edin, sorun çıkmasını istemiyorum, demeyip, ilgili Fakültelerde olup bitene seyirci kalmanız, biraz da bundan zevk alıyor olmanızdır. Bu türden ikazlarda bulunmayıp,  bir de aksine, “ben buradayım, siz istediğiniz teklifi Fakülte yönetiminden geçiremezseniz, Üniversite Yönetimine havale edin, burada bizim çoğunluğumuz var, geçiririz”, derseniz, o kurumda huzur olmaz, işler aksar, neticede kargaşa olur. 

Yetki verdiğiniz kimseyi denetlemelisiniz, aşikâre hata yaptığında göreviniz, hatasını örtbas etmek değil, onu hesaba çekmek ve verdiğiniz emaneti geri almaktır. Seçim sürecinde üç beş oy kaybedilmesi pahasına da olsa yapılması gerekeni yaparsanız siz gerçek lidersiniz demektir. Bunu yapamazsanız adil bir idareci, saygın bir yönetici olamazsınız. Adil bir idareci ve saygın bir yönetici olabilmek içinse ince hesaplarınız olmamalı, açık, şeffaf ve her görevi, Hakk’ın rızasına ulaştıracak bir araç olarak görmelisiniz. Ancak bu takdirde o yöneticiler adaleti sağlayabilir, herkes tarafından kucaklanabilir ve minnetle anılırlar. 

Ayrıca şunu da ifade etmek isterim: Millî ve dinî görgümüz, görülen olumsuzlukları bir şekilde değiştirmek için insanın elinden gelen ne ise onu ortaya koymasını gerekli görür. Bizim de bu Üniversite’ye Rektör adayı oluşumuzun arka planında, süregelen olumsuzluklara engel olma, adaleti sağlama ve sonuçta insanların müreffeh bir şekilde bilim üreterek ülkeye katkı sağlayacakları imkânları ortaya koyma düşüncesi vardır. Bu samimi niyetimizle biz, daha huzurlu ve daha saygın bir üniversite kurmanın zor olmadığını kısa zamanda göstereceğiz inşallah!   

Vitrinhaber:
Sayın Hocam, Rektör olarak atanmanız durumunda gerçekleştirmeyi tasarladığınız projelerinizden bahsedebilir misiniz? 

Prof. Dr. Nihat Dalgın:
 
BOŞ KADROLAR LİYAKATLİ ELLERE TESLİM EDİLECEK:
Az önce de ifade ettiğim üzere Üniversite bünyesinde birçok yönetim kadrosu vekaletle yürütülmekte veya rektörlük uhdesinde tutulmaktadır. Üniversitemiz içerisinde bu kadrolar için liyakat sahibi olan arkadaşlarımız elbette mevcut. Yapılacak ilk iş, bu tür atıl kadroların liyakatli ellere teslim edilmesi ve bu sayede doğal işleyişin önünün açılması olacaktır. Bu konuyla ilgili olarak değinilmesi gereken bir konu daha var ki o da üniversitemizde iç huzurun sağlanması meselesidir. Öyle görüyor ve öyle inanıyorum ki bölümlerde bilim faaliyeti yürüten arkadaşlara hakları olan değer verildiğinde iç huzurun tesisi hızla sağlanmaya başlayacaktır. Yönetim erkinin, bir avuç insanla paylaşılması ve siyasi kanaatlerin kadro ve makam görevlendirmelerinde gözetilen başlıca ölçüt olması, huzuru baltalayan temel noktalardır. Biz, bu hatalara düşmemeye çabalayacağız. Bunun neticesinde kısa süre içinde üniversitemizde iç huzuru sağlayabileceğimize inanıyorum. 

ATIL BÖLÜMLER AKTİF HALE GETİRİLECEK VE ÖĞRENCİ SAYISI ARTIRILACAK:
Üniversitemizde ivedilikle ele alınması gereken diğer bir konu da atıl bölümler ile ilgilidir. Halen bölüm olarak açık bulunmakla birlikte hoca veya öğrenci bulunmaması sebebiyle işlevsiz kalan bazı bölümlerin varlığı herkesin malumudur. Özellikle hoca eksikliği sebebiyle atıl kalan bölümlerimizin işlevsel kılınması için yapılması gereken ne ise yapılacak, atılması gereken adımlar hızlı bir şekilde atılacak ve bu bölümlerimiz de üniversitemiz için dinamizm unsuru haline getirilmeye çalışılacaktır. Bu çaba ile üniversitemizdeki öğrenci sayısının artırılması hamlesine doğrudan hizmet edilmiş olacaktır. Kaba bir hesapla dört yıllık ölçekte Sinop il merkezindeki öğrenci sayımızı %300, üniversite genelinde ise %100 oranında artırmayı, yani öğrenci mevcudumuzu 12000’e çıkarmayı hedeflemekteyiz. Bölümleri aktif hale getirme politikasının bu hedefimizi gerçekleştirilebilir bir hedef haline getirdiğini rahatlıkla ifade edebilirim. 

YÜKSEK KAPASİTELİ KONGRE MERKEZİ AÇILACAK: 
Kent ormanı mevkiinde konuşlanacak olan 2. Kampus alanında kurmayı planladığımız Yüksek kapasiteli Kongre Merkezi projesidir. Bu projenin üniversitemize olduğu kadar şehrimize de ciddi bir katma değer sağlayacağını söyleyebilirim. 

ÜNİVERSİTE ŞEHİR İLE BULUŞACAK:
Halen üniversitemiz bünyesinde kurulmuş bulunan ancak faaliyetlerine henüz aktif olarak başlayamamış olan Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Mahmut Kefevi İslami İlimler Araştırma Merkezi’nin yer tahsisatı Sinop şehir merkezinde yapılacak, bu sayede kent – üniversite bütünleşmesini sağlayacak olan kurslar ve seminerler düzenlenmesi yoluyla üniversitesiyle barışık bir şehir idealine hizmet edilmeye çalışılacaktır. Bunlara ilave olarak uygun mekan bulunması halinde “Güzel Sanatlar Fakültesi”nin yerleşkesi de Sinop Şehir merkezi’nde oluşturulacak ve üniversitemiz şehri ile bütünleşik bir dokuya sahip kılınmaya çalışılacaktır.

MESKEN SORUNUNA NEŞTER VURULACAK
Üniversitemiz personelinin en önemli problemlerinden biri ve üniversitemizin yeni eleman edinme noktasında muhatap olduğu sorunların belki en önemlisi barınma ihtiyacı konusudur. Bu konuyla ilgili prensipte karara bağlanmış proje hazırlığımızın olduğunu da ifade etmek isterim. Yüksek ihtimalle TOKİ bünyesinde, şayet pürüz çıkarsa anlaşılacak herhangi bir müteahhit ile yapılacak protokol ile Üniversitemiz personelinin bu sıkıntısını giderme ve ideal yaşam alanlarının teşekkülü için öncülük etme niyetimizin bulunduğunu söylemek isterim. Umuyorum ki Sinop üniversitesi yeni dönemde aslında elde etmeyi çoktan hak ettiği bu güzelliklere birlikte yürüteceğimiz azimli yürüyüş sayesinde kolaylıkla kavuşacaktır. 

Vitrinhaber: Sayın hocam ilave etmek istediğiniz başka bir husus varsa onu da dinlemek ve okurlarımızla paylaşmak isteriz.

Prof. Dr. Nihat Dalgın: 
Sayın Rektörün öğretim elemanları üzerindeki baskıyı kaldırarak, özgürce oy vermelerine imkan sağlaması gerekir. Öğretim elemanlarımızın da hiçbir baskıya aldırış etmeden vicdanlarının rahat edebileceği bir adaya oy vermelerini diliyorum. Özellikle akademisyen kardeşlerimin oylarına ipotek koymak isteyenlere imkan vermeyerek medenî cesaretlerini ortaya koymalarını istiyorum. Şu gün itibariyle çok daha rahat ve açık konuşuyorum: Ağustos başında ufuktan yeni bir yıldız doğacak; ışığı herkesi kapsayacaktır. Seçim sonrasında Sinop’ta ve Sinop Üniversitesi’nde yeni bir dönem başlayacaktır. Bu dönemin oluşmasında ve üniversitemizde sevgi medeniyetinin kurulmasında herkesin katkılarını bekliyorum.

Vitrinhaber:
Sayın Hocam vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyor, seçim sürecinde ve sonrasında başarılar diliyorum.

Prof. Dr. Nihat Dalgın:
 Ben nezaketinizden dolayı size teşekkür ediyor, bu fırsatı verdiğiniz için şükranlarımı bildiriyorum.