Sosyal ve beşeri bilimler ile coğrafya alanlarında yaptığı çalışmalarla tanınan Sinoplu Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, 30 Ekim 2025’te Sinop Üniversitesi’nde düzenlenen II. Uluslararası Karadeniz Eğitim Araştırmaları Kongresi’ne katılarak, “Sinop’a Sosyal Bilimler Perspektifinden Bakış” başlığıyla bir konuşma gerçekleştirdi. Burada Sinop’u sosyal bilimler gözüyle ele alan Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, Sinop’un sahip olduğu zenginliklerin turizm alanında çok daha etkili bir biçimde ortaya koyulması gerektiğini söyledi.
Sinop’un sahip olduğu değerlerin turizme kazandırılması için beş farklı öneride bulunan Cevdet Yılmaz, turizmin geliştirilmesi ve destinasyon süresinin artırılmasının son derece önemli olduğunu söyledi.
Konu hakkında Vitrin Haber’e konuşan Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, yaptığı açıklamada şunları ifade etti;
“Sinop Üniversitesi tarafından düzenlenen eğitim sempozyumu için Sinop'a geldik. Burada sosyal bilimler gözüyle Sinop'u ele aldık. Dolayısıyla Sinop'un sahip olduğu zenginlikleri elimizden geldiğince ortaya koymaya çalıştık. Sinop'ta turizmi geliştirmek ve destinasyon süresini artırmak bizim için son derece önemli.
Sinop Denizcilik Müzesi en kısa sürede açılmalı
Çünkü Sinop hem Selçuklu'nun, hem Osmanlı'nın gemi yapım yeri. Hem donanmasının bulunduğu yer, hem de Karadeniz'den gelen tehlikeler açısından önemli bir savunma üssü. Bu müze tarih yad edecek, Sinop'taki mevcut balıkçılığı ortaya koyabilecek, genç nesillere aktarabilecek
70'li yıllara kadar ulaşım deniz yoluyla olmaktaydı. Tekrar o hatıraları canlandırmak için Sinop'ta bir deniz müzesini öneriyorum.
Sinop’ta bir “Soğuk Savaş Müzesi” olmalı
Sinop, Sovyetler Birliği ve NATO'nun ayakta olduğu Soğuk Savaş döneminde en önemli üslerden biriydi. Burada mutlaka Soğuk Savaş dönemini yansıtan bir müze olmalı diye düşünüyorum. Çünkü Sinop bu konuda gerçekten önemli bir tecrübeye sahip. O dönem unutulmamalı diye düşünüyorum.
İnsanlar Göç Müzesi’nde kendini bulabilmeli
Sinop çok göç alan bir yer. Farklı yerlerden, Kafkaslardan, Balkanlardan göç almış. Mutlaka bir göç müzesi olmalı ve insanlar burada kendilerini bulabilmeli. Yani Sinop'u Sinop yapan değerler burada bir araya gelebilir diye düşünüyorum.
Ormancılık hafızası Sinop’ta yaşatılmalı
Özellikle Ayancık yöresinde ormancılık çok gelişmişti. 1928'de burada kurulan firma Türkiye'nin yabancı sermaye açısından ilk firmalarından biri. Burada birçok sistemi bir arada bulunduran müthiş bir ormancılık işletme sistemi vardı. Bu sistemden geriye çok az şey kaldı. Onları canlandıracak bir orman ya da ormancılık müzesi olmalı.
En önemlisi de, başka yerlerden farklı olarak Ayancık'ta bir festival yapılacaksa bu ormancılık festivali olmalı ve Türkiye'ye de örnek olmalı.
Türkiye'de yok çünkü bu dünyada başka yerlerde var. Özellikle ormancılarla ilgili makine üreticileri, testere üreticileri bunlara sponsor oluyorlar. Ayancık orman müzesiyle öne çıkabilir diye düşünüyorum.
Panayır geleneği modernize edilmeli
Ayancık'ta ve Boyabat'ta panayır geleneği hala sürdürülüyor ama giderek yok olmak üzere. Panayır geleneği Avrupa'da fuarlara dönüştü. Biz de özellikle Boyabat Panayırı’ndan başlayarak bunu bir fuara dönüştürebilmeliyiz. Yani modern hale getirmeliyiz.
Son paragraf Sinop’a gelmişken ben bu beş öneriyi getirdim. Umarım yetkililer dikkate alır. Yine umarım Sinop turizminde bu öneriler yer bulur ve gelecekte biz bunları açılmış haliyle görürüz"







