Müslümanlara baskının doruk noktaya ulaştığı Milli Şef döneminde dahi din ve Kur'an hizmetini aksatmadan devam eden Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri vefatının 54'üncü yıldönümünde anılıyor.

Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, yurt genelinde yapılan anma ve Kur'an-ı Kerim ziyafeti programları ve dualarla anılıyor. Vefatının 54. yılında dualarla anılan Tunahan Hazretleri 72 yıllık ömrünü İslam'a hizmete adamıştı. Süleyman Hilmi Tunahan (K.S.), hayatının tamamını Kur’an ahlakına ve eğitimine adayarak canla başla çalışırken, zaman geldi ihbarlar ve zorbalıklarla tutuklandı. Zorlukları görmezden gelerek her fırsatta talebe eğiten Tunahan, hayatının son 9 yılına girdiğinde tutuklanarak elinden alınan vaizlik belgesini geri aldı. İlk kursunu açtı ve binlerce talebeye eğitim vererek bir neslin daha kurtuluşuna vesile oldu. Gerçek bir âlimin akıllara durgunluk veren öyküsü;

16 Eylül 1959'da vefat eden Hilmi Tunahan (K.S), 1888 yılında Bulgaristan’ın Silistre vilayetinin Ferhatlar Köyü’nde dünyaya geldi. İlk tahsilini Silistre’nin Satırlı Medresesi’nde babası Osman Efendi’nin yanında tamamladı. 

1916 yılı Eylül ayında Fatih Medresesini 80 üzerinden 76 puan alarak birincilikle bitirdi. Aynı yıl, Medresetü’l-Mütehassisin’in Tefsir-Hadis bölümüne girerek Hafız Ahmet Paşa’dan ders okumaya başladı. 1919 yılı 27 Mayıs’ta Medresetü’l Kuzat’tan devrin tüm ilimlerini öğrenmek için girdiği Süleymaniye Medresesi’nden birincilikle mezun oldu. 

30 YAŞINDA PROFESÖR OLDU
1918 yılında İstanbul müderrisliği Dersiâmlığına yükseldi ve bugünün ilim adamlarına verilen en büyük ilmî unvan olan ve ortalama 50’li yaşlara kadar alınamayan ordinaryüs profesörlük unvanının 30 yaşında sahibi oldu. 

1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile bütün medreseler kapatıldığı için dersiamlar ve müderrislerle beraber Süleyman Efendi’nin de vazifesine son verilerek Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından İstanbul vaizliğine tayin edildi. İstanbul’un bütün camilerinde vaiz olarak ilim ve irşad vazifesini yürüttü. 1936 yılında dini ilimleri öğretmenin yanında manevi ilimleri de öğretmek üzere Silsile-i Sâdât’ın 33 halkası olarak maddeten Selahaddin İbni Mevlana Siracüddin, manen İmam-ı Rabbani’ye bağlı olarak manevi irşad vazifesine başladı. 
HAYATI ÇİLEYLE GEÇTİ
Kur'an eğitiminin yasak olduğu Milli Şef döneminde talebelerine İslâmî eğitim veren Süleyman Hilmi Tunahan Hazretlerinin hayatı çileyle geçti. 

Hocaefendi, 1939 yılında ilim ve irşad vazifesini çekemeyenler tarafından ihbar edilerek ilk defa tutuklandı. Yapılan tüm baskılara ve takibatlara rağmen, ilim öğretmeye devam etti. Vaizlik maaşını talebelere vererek yüzlerce kişiyi okutup, ilim adamı olarak yetişmesini sağladı. 1944 yılında ikinci defa tutuklanarak Birinci Şube tabutluklarında, bu defa 8 günlük bir işkenceye tâbi tutuldu. Vaizlik belgesi, o günkü hükümet tarafından, 1946 yılında resmen elinden alındı. 1949 yılında Kur'ân kurslarının açılmasına sınırlı da olsa müsaade eden kanun yürürlüğe girince, Süleyman Efendi Hazretleri'nin ilim öğretme faaliyeti bir nebze rahatladı.

TRENLERDE EĞİTİM VERDİ
1950 yılında hükümet tarafından vaizlik belgesi yeniden iade edilen Tunahan (k.s.); bugün birçok kişiye örnek olurcasına, yaşlı ve hasta haline rağmen, günde 4 vasıta değiştirerek hem talebe okuttu ve hem de İstanbul’un önemli camilerinde resmen vaizlik yaptı. Trenlerde bile birilerine bir nebze de olsa ilmen katkı sağlamak için para vererek ders dinlemesini istiyor, bazen trenden inmeyerek gidiş ve dönüşlerde daha çok öğrenciyi okutuyordu. 

1951 Çamlıca’da Konya Lezzet Lokantası sahibi Mustafa Bey’in tahsis ettiği yerde ilk düzenli Kur’an kursu hizmetleri başladı. Bu kurslardan yetişen binlerce talebe Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açtığı müftü, vaiz, Kur’an kursu öğretmeni, imam ve müezzinlik imtihanlarında başarılı oldular. Tarihinde ilk defa İstanbul’un büyük camilerinin kürsüleri, Süleyman Efendi’nin yetiştirdiği talebeleri sayesinde genç vaizler tarafından dolduruldu. 
PARA VEREREK ÖĞRENCİ OKUTTU
Dine ve dindara baskının arttığı Milli Şef döneminde dinden soğutulmaya çalışılan mütedeyyin Türk halkına din eğitimi veren nadir alimlerden biri de Süleyman Hilmi Tunahan oldu. Birçok alimin devlet baskısından korkarak veremediği din eğitimini veren Tunahan Hocaefendi, "Okutma imkânı yoktu, fakat okuyan dahi bulamadım. Bir zaman geldi mebus maaşı kadar para verip talebe okutmak istedim, bulamadım. Parayı alıp kaçıyorlardı, çünkü korkuyorlardı. O zaman ümidim kırıldı. Bu ilimler yeryüzünden kaybolacak diye korkuyordum. Kızlarımı okutmaya başladım. İleride torunlarım olursa onlara öğretirler ve böylece bu ilimler yeryüzünden kaybolmaz dedim. Fakat sonradan Cenab-ı Hak sebepler halketti ve okutma imkânı buldum" sözleriyle nasıl talebe bulduğunu açıklamıştı.

DUA ETTİĞİ İÇİN İFADE VERMİŞTİ
Tunahan Hazretleri, 1956 yılında Fransa'nın sömürgesi altında yaşayan Cezayirli Müslümanları düşünerek vaazlarında, "Müslüman kardeşlerimize dua edelim" dediği için defalarca karakola çağırıldı ve ifadesi alındı.

NAAŞINA TAHAMMÜL EDEMEDİLER
Tunahan’ın en önemli eseri Kur’an–ı Kerim okumayı kısa zamanda öğreten “Elif Cüzü”dür. Tunahan’ın, ömrünün son günlerinde uzun zamandır muzdarip bulunduğu şeker hastalığı ağırlaşmış, kanlarında yükselen şeker, bütün gayretlere rağmen bir türlü düşürülememişti. Süleyman Hilmi Tunahan, 16 Eylül 1959 Çarşamba günü, İstanbul Kısıklı’daki hâne–i şeriflerinde Rahmet–i Rahmân’a kavuştu. 72 yaşında vefat eden Süleyman Hilmi Tunahan’ın naaşı, dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik’in engellemesi sebebiyle Fatih Camii Haziresi yerine Karacaahmet Mezarlığı’nda, polisin gösterdiği mezarda toprağa verildi.


Editör: Vitrin Haber