Bahar geldi. Tabiat canlandı. Topraklar her yerde yeşile bürünmüş. Nehirler çağlayarak akıyor. Ağaçlar kuş cıvıltısından geçilmiyor.

Ülkemizin pek çok kentinde Hıdrellez Bayramı kutlanıyor. Hızır uğrasın; bolluk olsun; bereket artsın diye tabaklar dolusu etli pilav ve ayran dağıtılıyor binlerce kişiye.

Toprak tohumla, tohum yağmurla, yağmur bulutla, kadın ise çocukla değer kazanıyor.

Doğada yeşilin üstün olduğu mayıs ayında bir “Anneler Günü” daha geldi çattı.

Çocuk olan herkes hediye alma telaşında. Bazı kurumlar ise etkinlik tertip etme gayreti içerisinde.

Anne kucağı şefkat doludur. Ocağı da ateşten sıcaktır.

Her anne kendi evladına karşı, karşılıksız sevgi besler. En sevimsiz hallerinde bile merhametini esirgemez. Şefkatle kucaklayıp sarmalar bağrına.

Annelerin çocukları üzerindeki emekleri ve hakları çok büyüktür.

Dünya hayatına gözümüzü ilk açtığımızda bizi bağrına basan, enerjisini bizim için tüketen, helal sütüyle besleyen, kişiliğimizi nakış nakış işleyen ve biçimlendiren hep O olmuştur.

O’nun sıcak kucağından ve derin sevgisinden mahrum olarak yetişenlerin, hayatları boyunca, tam ve hakiki bir şekilde mutlu olmaları mümkün değildir.

Çünkü annenin yavrusuna karşı gösterdiği derin sevgi ve şefkat, sonsuz sabır ve bağışlayıcılık, yüce Allah’ın O’nun kalbine yerleştirdiği kutsal bir duygudan kaynaklanmaktadır.

Cennet annelerin ayakları altına serilmiştir.

“Keşke yaşasaydı” diyen annesini kaybetmiş nice insan var aramızda. Kimi öksüz, kimi yetim, kimi de kimsesiz kalmış sokaklarda!... Yarini arar karanlık ve ıssız köşe başlarında…

Ben de yitirdim; ararım gündüz gece. O yar benim kime ne!

Ihlamur ağacının etrafa yaydığı kokular altında elimden tutarak akrabamıza gezmeye götürdüğü o günleri hafızadan silip atmak ne mümkün. Ateşli hastalığa yakalandığımızda hastane odalarında başucumuzda uykusuz sabahladığı geceler yine öyle.

Annelerimiz, yeryüzünde en kutsal görevi üstlenen, bizleri dünyaya getiren, karşılıksız sevgi ve hoşgörü kaynağı olan, terbiyeli yetişmemizi sağlayan en değerli varlığımızdır.

Karşılıksız sevmenin en güzel örneklerini veren annelerimiz, aynı zamanda geleceğimizin teminatı, milletimizin güvencesi, birlik ve bütünlük içinde yaşayabilmemizin de en önemli manevi kaynağıdır.

Annelik gibi kutsal bir sorumluluğu üstlenen kadınlarımız, yeni nesillerimizle birlikte gelenek, görenek ve değerlerimizin yaşatılması ve geleceğe taşınmasında önemli role sahiptir.

Bizi millet yapan değerlerin her birimizde hayat bulmasında, yaşatılmasında en çok annelerin payı vardır.

Üzerimizde ödenmez hakları bulunan, karşılıksız sevgi, fedakârlık ve sabırlarını hiçbir maddi değerle ölçemeyeceğimiz annelerimiz her zaman baş tacımızdır.

Bizleri dünyaya getiren, büyütüp yetiştiren, sevgiyi, saygıyı öğreten şefkatleriyle kuşatan annelerimizi sadece belirli günlerde değil her an hatırlamalıyız. Onlara hizmette kusur etmemeliyiz. Dünyada anne sevgisinin yerine konabilecek başka hiçbir değer yoktur.

Hayattaki en önemli hazinemiz olan annelerimiz, sevgilerin en yücesine, mutlulukların en güzeline layıktır. Vatan ve milletimize en iyi şekilde hizmet ederek hayırlı evlat olduğumuzu ve emeklerinin boşa gitmediğini onlara göstermeliyiz. Mağaza mağaza dolaşarak anneler günü için pırlanta aramamız beyhudedir.

Biz çocukların annelerimize hediyesi saygı, hürmet ve karşılıksız hizmet olmalıdır.

Annelerimizin ne pırlantaya ne altına ihtiyacı var. Onların gözünde pahalı pırlantaların hiçbir kıymeti yoktur. Günümüzde muhtaç olunan tek haslet: Saygın ve edepli birer evlat olabilmektir.

Anneler Günü'nde, onlara verebileceğimiz eşsiz hediye hayırlı evlat olduğumuzu sunabilmemizdir.