Engellilerin hayatını zorlaştıran etkenlerin başında, yapılı çevrenin, toplu ulaşım ve kentsel hizmetlerin engelli bireylerin kullanımına uygun olmaması gelmektedir.

Erişilebilirlik; binaların, açık alanların, ulaşım ve bilgilendirme hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojisinin engelliler tarafından güvenli ve bağımsız olarak ulaşılabilir ve kullanılabilir olması durumudur.

Başka bir ifadeyle, kısaca izah edecek olursak erişilebilirlik, engelliler ve yaşlılar için kamu hizmetlerine ve açık alanlarına ulaşmanın önkoşuludur.

Caddelerin, sokakların, kaldırımların, okulların, hastanelerin, işyerlerinin, ulaşım hizmetlerinin erişilebilirliği sağlanmadığında, engelli vatandaşlarımız, buralardaki hizmetlere ulaşamadığı için toplumsal yaşama katılamamaktadır.

Engelli bireylerin de herkes gibi sosyal ve ekonomik hayata katılımlarının sağlanmasında hem kamu kurum ve kuruluşlarında hem de özel kuruluşların yanında sivil toplum örgütlerinde çalışan yöneticilere büyük görevler düşmektedir.

Hükümetimizin bugüne kadar hiç olmadığı kadar engelli ve yaşlı bireyler ve onların ailelerinin sorunlarıyla yakından alakadar olduğu, toplumda bu yönde bir bilinç ve farkındalık oluşturulması için önemli çaba sarf ettiği herkes tarafından bilinmektedir.

Bu gayeyle, engelli ve yaşlı vatandaşların her türlü engel, ihmal ve dışlanmaya karşı, hiç bir ayrımcılığa uğramadan etkin biçimde toplumsal hayata katılımlarını sağlama görevi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına verilmiştir.

Bunların yanı sıra ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etme, engellilere ve yaşlılara yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütme, bu alanda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon görevleri de yukarıda adını zikrettiğimiz kurum tarafından yürütülmektedir.

Engelli haklarının korunması, kullandırılması ve geliştirilmesi, idari ve yasal düzenleme çalışmaları yapılması, önerilerde bulunulması, kaydedilen gelişmeler hakkında kamuoyunun aydınlatılması önem taşımaktadır. Bu alanda yapılacak çalışmaları değerlendirmek, engelli hakları konusunda alınabilecek önlemlere ilişkin tavsiyelerde bulunmak, strateji belgesi ve eylem planları hazırlatmak ve onaylamak, engelli hakları konusunda kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonu sağlamak amacıyla “Engelli Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu” oluşturulmuştur.

Başkanlığını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, gerektiğinde bakanlık müsteşarı yapması uygun görülen Kurulun üyeleri ise; bakanlıklar, başkanlıklar, üst kurullar, engellilere yönelik faaliyet gösteren diğer kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden meydana gelmektedir.

Kurul tarafından alınan kararların il ve ilçe düzeyinde uygulanması, sonuçlarının izlenmesi ve değerlendirilmesi amacıyla il ve ilçe kurulları kurulmasına Kurulca karar verilebilecek, il ve ilçe kurullarının kimlerden oluşacağı, görevleri ile çalışma usul ve esasları Kurul tarafından belirlenecek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca ilgili kurumlara duyurulacaktı.

Sanırım bu mevzuyla alakalı prosedürler ilgili birimlerce ifa edildi. İllerde kurulacak komisyonların teşkiline dair yönetmelik geçtiğimiz yıl Resmi Gazetede yayınlandı.

Komisyonların oluşturulması, yönetmeliğin Resmi Gazetede yayımlandığı tarihi takip eden bir ay içerisinde tamamlanması gerekiyordu.

Ülke genelinde il ve ilçelerde bu konuyla alakala olarak komisyonların oluşturulması eksiksiz tamamlandı mı henüz bilemiyoruz, ama 2005 yılından bu yana engelli vatandaşların kamu kurumlarından yeterince hizmet ve yardım almaları, kamu hizmetlerine ulaşmalarının sağlanmasında ve toplum hayatına adapte edilmeleri yolunda kayda değer mesafe kat edildiği görmezden gelinemez.

Erişilebilirlikle ilgili bugüne kadar yapılan çalışmalar, bazı vatandaşlarımızca görmezden gelinse bile, özellikle büyükşehirlerde iyiden kendini göstermektedir.

Diğer şehirlerimizde erişilebilirlikle alakalı çalışmalar yapılmış olsa da, TSE standartlarına uygunluk açısından sorunlu olan yer ve araçların bulunduğu aşikârdır.  Şehirlerin açık alanlarında ve kamu hizmet binalarında bu noksanlıkları çıplak gözle görmek mümkün. Sözünü ettiğimiz standart dışı uygulamalar tespit, değerlendirme ve kontrol yönünden yetkililerin alakadar olmasını beklemektedir.

Cezai yaptırımlar rapor edilmezden evvel görülen bu noksanlıkların tamamlanması veya eksiklerin giderilmesi amacıyla oluşturulmuş komisyonların, engellilerin toplumsal hayata katılımının önündeki engelleri kaldırmak için çalışmaları kesintisiz yürütmesi bir zorunluluktur.

Bugünkü şartlar göz önünde bulundurulduğunda, bu alanda sorumlulukları bulunan kişilerin, engelli ve yaşlılara yönelik geçmiş dönemde ihmal edilmiş sorunları çözmede, talepleri, istekleri ve beklentileri karşılamada görmezden gelmesi veya duyarsız kalması düşünülemez.

Burada bir kez daha vurgulamakta fayda görüyoruz: Engelli ve yaşlı bireylerin yaşadığı sorunları çözme, beklentiler doğrultusunda proje geliştirme, mevcut uygulamaları geliştirme, hizmet kalitesini daha da iyileştirme, memnuniyeti çoğaltma ve yaşanabilecek muhtemel sorunların çözümü yolunda devlet görevlilerine, yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına ve tüm bireylere önemli görevler düşmektedir.

Yaşanılan yer neresi olursa olsun mutluluğun peşine düşen her bireye, bir engellinin veya bir yaşlının elin tutmasını tavsiye ediyoruz. Çünkü mutluluk varılacak yer değil, yolculuğun ta kendisidir. Bu yolculukta mutluluğu doya doya yaşayabilmek için önümüze çıkan engelleri birlikte aşma yolunda azimli ve kararlı davranmamız gerekiyor.

Duyarlı insan, mutluluk yolunda bireyin yaşama sevincine engel olan düğümleri çözendir.