Geçtiğimiz hafta Medya Sahipleri olarak Gerze de bir araya gelerek sektörün zorluklarını ele aldığımız toplantı oldu.  Bu gün ülkemizde 70’in üzerinde iletişim fakültesi varken basının bu gün ekonomik zorluklar içerisine düşürülmesi aslında yeni işsizler ordusunun da habercisidir. Bu gün Sinop’ta 3 radyo, 12 gazete sahibi olarak zor günler geçiriyoruz. Radyolardan RTÜK istiyor, şartlar sunuyor ama devlet reklam ve ilan  vermekte o kadar cömert davranmıyor. Gazetelere gelince BİK (Basın İlan Kurumu) istiyor, devlet istihdam diyor, şart sunuyor ama ilana gelince hakkımızı koruyan kimse kalmıyor. Herkesin ilanda başına buyruk davrandığı yereldeki ilanı boş bir masraf olarak gördüğü bu alanda Türkiye de yaklaşık 20 bin kişi ekmek yiyor, evinin geçimini sağlıyor, dolaylı yollardan  ekonomiye katkı sunuyor.   Türkiye de yazılı, görsel ya da işitsel  medya da her sektör can çekişiyor.

     2007 yılında gördüğüm ve mücadeleye başladığım, basın sektörünü de dikkat çektiğim hususlar bu gün ulusal basınında gündeme haline geldi. Sayıştay raporlarına kadar yansıyan KÖYDES,  PAZARLIK ve DOĞRUDAN TEMİN alımlarındaki usulsüzlükler gelecekte  bir çok bürokratın canını yakacak, yetkilileri zorda bırakacaktır. Mahkemelerde aradığım haklar bu gün haklı bir gerekçenin de dayanağı oldu. Verilen cezalar, bilirkişi raporlarına rağmen halen koltuğunu koruma derdine düşen, siyasetçinin güdümüne giren PAZARLIK’ta direten müdürlerin varlığı Sinop’ta gazeteleri yaşayamaz hale getirdi.  İşte bu nedenle yapılan toplantı da deklarasyon yayınlanmasına ve  tüm gazete sahipleri olarak ortak hareket edilmesi kararı aldık. Hukuki destek alınarak; ilanları takip eden ve dava açmaya hazırlanan bir avukatla tüm ilçelerde 4734 sayılı kanunun verdiği Temel ilke olarak 5. Madde de belirttiği ‘AÇIK İHALE’ yi terk ederek zamansız ve gereksiz ‘PAZARLIK’a dönenlerle, bölerek, birleştirerek ‘DOĞRUDAN TEMİN’ le alım yapanlarla birlikte mücadele edeceğiz. Aslında bu mücadele; şeffaflık isteyen, kapalı kapılar ardında pazarlık olmasın diyen tüm esnaflarımız adına, İletişim fakültelerinde çocuklarını okutan aileler adına, sessiz kitlelerin sesi olan ‘Basın Milletin müşterek sesidir’ diyen Mustafa Kemal’in yolunda gidenler adına, istihdam yaratan medya sahipleri olarak bir araya geldik. 

    Biz yaşayacağız ki; toplumun sesi olalım. Kazanalım ki; okuyan iletişim fakültesi gençlerine alan açalım, gazetecilik yapalım.. Yoksa özgür olmayan bir basına, sesinize ses vermeyen bir medyaya sahip olduğunuzda inanın sizi sosyal medyadaki çığlığınız bile kurtaramaz...