Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sinop İl Kadın Sorumlusu Can Ergün, anneler günü nedeniyle mesaj yayımladı. Ergün açıklamasında, kadının ve erkeğin birlikte ürettiği, emeğin yok sayılmadığı bir dünya istediklerini dile getirdi. 

Can Ergün açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 

TİP Sinop İl kadın sorumlusu Can Ergün olarak tüm annelerin Anneler Günü’nü kutlarım. Anneler Günü deyince aklıma önce, birilerinin kâr hırsı ve koltuk sevdası yüzünden, genç hatta çocuk yaşta çocuğunu toprağa vermiş ve yıllarca adaleti de bulamayan anneler geliyor. Onlar için bu kara bir gündür. Öncelikle bu anneleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 

Ben bugün "Anneler Günü" nedeniyle size başka bir bakış açısı sunmak istiyorum. Bir fabrika düşünün. Bu fabrikanın çalışması insana bağlıdır. İnsanların bu çarkı döndürmek için insan üretmesi gerekiyor. İnsanı kadın ve erkek üretir. Bu dünyaya gelen insanın o fabrikada çalışmaya başlayana kadar bakıma ihtiyacı vardır. Büyüdükten sonra da iş yerinde rahat çalışsın diye yemeğe, temizliğe, fabrika dışında dinlenmeye ihtiyacı var.  Buna “yeniden üretim” diyoruz.Bugün “yeniden üretim” tamamen kadınların üzerine yüklenmiştir. 

Bunun için de iyi bir kılıf bulunmuştur: “Kutsal Annelik". 
Kadın deyince ilk olarak “anne” akla gelmemelidir. “Annelik kutsaldır”, diyerek çocuğun tüm bakımı kadına yüklenmiştir. Ayrıca evin ve evdeki tüm bireylerin bakımı da.

Böyle olunca kadın ister istemez evin içine hapsolan, erkek de o fabrikanın işçisi olmaktadır. Kadını yalnızca anne olarak gören, evin içine hapseden bu düzen, “Anneler Günü”nü de tamamen tüketime yönelik hale getirir. Atasözüyle de "kaşık düşmanı" pekiştirilir.Kadın evde kaldığı sürece devlet ve belediye gibi bizi yöneten erk rahattır. Bu yüzden her mahalleye ücretsiz kreş ve bakım evi yapmak gibi yüklerden kurtulmuş olur. Nasıl olsa bunu ücretsiz yapan birisi vardır. İş yeri için de rahatlatıcı bir durumdur bu. 

İş yerinde kreş açma, süt izni gibi dertlerle uğraşmaz. Elindeki mevcut erkek işçiyi istediği gibi sömürür. Bu yüzden de erkek işçiyi tercih eder. Kadın işçileri ise düşük ücreti uygun görür. 
Erkek bir fabrikada çalıştığı için ücret alır. Bu yüzden önemlidir. Eve para götürendir. O para kendisinindir. İstediği gibi kullanma hakkına sahiptir. 

Evin bütün yükünü çekmek için eve hapsedilen kadın hiçbir yerden geliri olmadığı için köledir, değersizdir. Her şey sistemin tam istediği gibidir. Bu çark böyle dönmeye devam ettikçe kadın da erkek de kapitalizmin ve erkek egemenliğinin istediği gibi kullandığı bir robota dönüştürülmüştür. Devlet de patron da rahattır. Hiçbir ek masraf yoktur. Özetlemeye çalıştığım durum budur. Biz kadınlar özgürlük istiyoruz. Kutsanmak istemiyoruz, derken aslında bunu erkekler için de istiyoruz. Kadının ve erkeğin birlikte ürettiği, emeğin yok sayılmadığı, sendikal haklarımızın ve sosyal güvencemizin olduğu bir dünya istiyoruz. Çok şey mi istiyoruz!

Editör: Vitrin Haber