Daha küçük yaşlarda eline aldığı kalemle çizime başlayan ve o kalemi hiç elinden bırakmayan Sinoplu Karikatür Sanatçısı Seyit Saatçi'nin ünü sınırları aştı. Artık dünyaca tanınan ünlü sanatçılar arasında ismi anılan Saatçi, Vitrinhaber'i evinde konuk etti. Saatçi, Gazeteci Serhat Özşahin’e, başarı hikayesini, eserlerini ve kendisiyle ilgili bilinmeyenleri anlattı. 

130'U AŞKIN ÖDÜLE SAHİP
40'a yakın farklı ülkede eserleri yayınlanan ünlü birçok müzede sergilenen karikatürleriyle Sinop'un ismini dünya çapında duyuran Seyit Saatçi, uluslararası alanda 130'u aşkın ödüle sahip. Dünyanın en büyük mizah müzesi Gabrova'da 4 eseri, Peru, Kore'deki müzelerde de eserleri bulunan Saatçi'nin Kore'de 4 öğrencisi dünyanın en iyi öğrenci ödülüne layık görüldü. Bu öğrencilerden biri de 2017 yılında gençlerde Türkiye’yi şampiyonu olan 11 yaşındaki Berru Erdemir. 2014 yılında Doğa Yılmaz adlı öğrencisi ise 2 uluslararası ve 2 ulusal ödül aldı.  

ÖNEMLİ OLAN ÖDÜL DEĞİL İNSANLARA DOKUNABİLMEK
Ödül almaktan ziyade, önemli olanın insanlara ve duygularına dokunabilmek olduğunu belirten Saatçi: "Ben ödülün sayısını önemsemiyorum. Sanatında ne yaptığın, insanlara ne kadar ulaşabildiğin, mesajlarında insanların yüreklerine, yaşamlarına ne kadar dokunduğun önemli diye düşünüyorum. Benim şiarım çizgilerimle insanların yaşamlarına dokunabilmek, onların olumlu ya da olumsuz yaşamlarını çizgilerimle dile getirmeyi arzuluyorum. Hiç bir zaman karikatürlerimde yazı kullanmıyorum. Konu kendini anlatıyor. Baktığında karikatür seninle konuşur zaten. O eser, o çizim seninle konuşur. Yeter ki sen onunla konuşmayı bil. İşte benim yaşamım bu. Bir küçücük adamın, bir küçücük yaşamı. Benim ne şanda, ne şöhrette kesinlikle özentim yok. Benim özentimin ötesinde beklentim var. İnsanlar güzel yaşasın istiyorum. Amacım: insanların güzel yaşamı için, ya da güzel yaşam gayretleri içerisinde çektikleri sıkıntıları çizgilerimle dillendirmek. Başka bir amacım yok" dedi.  

ELİME KALEMİ ALDIĞIM GÜN ÇİZMEYE BAŞLADIM
Karikatür aşkının ilkokul yıllarında başladığını anlatan Seyit Saatçi: "Ben elime kalemi alır almaz çizmeye başladım. 12 yaşlarında Hürriyet Çocuk Kulübünün 'Yıldırım Ağabey Diyor ki' adında bir sayfası vardı. Ben o sayfaya 12 yaşında yazıp çiziyordum. Baktım ki mizah dergilerindeki karikatür benim tarzım değil, ben yazılı karikatürden öte sadece çizgiyle anlatımı tercih edenlerden olduğum için 'Kara Mizah' denilen tamamen politik, ya da sosyolojik içerikleri olan, yaşamın kendisini kaleme aldığım çizgileri satırlara aktarmaya başladım" diye konuştu. 

KARADENİZ'DE İLK KARİKATÜR SERGİSİNİ GERZE'DE AÇTI
Uluslararası çapta fark edilmesini Sinoplu gazeteciler Halit Gümüş ve merhum Şevki Yıldırım'a borçlu olduğunu söyleyen Seyit Saatçi, onlara minnettarlığını ifade etti. 
İlk sergisinin 1985 yılında Gerze'de açtığını belirten Saatçi, bu yönüyle Karadeniz'de ilk karikatür sergisini de açmış olduğunu dile getirdi. Sinop'ta bu güne kadar kendisine gereken desteğin verilip verilmediği sorusuna Seyit Saatçi, çok ender insanlar haricinde Sinop'ta o desteği göremediği siteminde de bulundu. Saatçi. "Hiç bir zaman Sinop'un büyük mülki amirlerinden bir destek alamadım. Herhalde bizi o kadar çok kızdırılıyor ki, yaşam bizi böyle şekillendirmiş. Biz acıyı bal eyledik, çizgileri yol eyledik" ifadelerini kullandı.