Türkiye’nin farklı illerinden yüzlerce kişi, 258 yıl önce dönemin astronomi dehası İbrahim Hakkı Hazretleri’nin hocası İsmail Fakirullah Hazretleri’nin sandukasının başucunu aydınlatması için yaptırdığı ve birkaç yıl önce UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenen "Işık Hadisesi"ni izlemek için Siirt’in Tillo ilçesine akın etti.

"Işık Hadisesi" etkinliği, ilçe meydanında kurulan platformda Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı. Türkiye’nin farklı illerinden çok sayıda kişinin geldiği alanda vatandaşların etkinliği izlemeleri için meydana dev ekran kuruldu. Davetliler, saat 06.19’da sabahın ilk ışıklarıyla güneşin aydınlattığı türbeye yansıyan hadiseyi çıplak gözle izledi.

Işık hadisesini görmek için Erzurum’dan geldiğini belirten Ayşe Turan, manevi atmosferi yerinde izlemek için geldiğini söyledi.

Turan, “Erzurum’dan geliyoruz. Ziyaretimizin ekinoks tarihlerine denk gelmesi bizim için büyük bir fırsat oldu. Erzurumlu İbrahim Hazretlerinin hocası için düzenlediği ışık hadisesini bugün gözlemleme fırsatımız oldu. Maneviyatı yüksek bir alanda bu hadiseyi gözlemlemek bizim için bulunmaz bir nimet. Seneye herkesi bu tarihlerde bekliyoruz” dedi.

Bu anı yaşadığı için mutlu olduğunu söyleyen Aslan Özdemir adlı vatandaş, herkesi bu manevi atmosferi tatmaya davet ettiğini dile getirdi.

Özdemir, “23 Eylül ile 21 Mart tarihlerinde gerçekleşen bu hadiseyi izlemeye geldik. Çok gururlanıyoruz manevi ortamı yaşıyoruz. Çok duygusal bir ortam yaşadık. Herkese tavsiye ederim” şeklinde konuştu.

Ayşe Ercan adlı vatandaş ise, “Buranın atmosferi çok güzel. İbrahim Hakkı Hazretlerinin İsmail Fakirullah hocasıyla yaptığı Işık Hadisesi hepimizi cezbetti. Şu lafı beni çok etkiledi; yılın ilk güneşi benim hocamın baş ucuna değmeyecekse ben neyleyim o güneşi. Gerçekten çok güzel bir atmosfer” diye konuştu.

Işık hadisesi

18. yüzyılda yaşamış önemli bir bilim adamı olan İbrahim Hakkı Hazretleri’nin 18. yüzyılın ortalarında zirvesinde olduğu astronomi bilgisini kullanarak kurduğu sistemle Güneş’in ekvatora dik düştüğü ve böylece gün ve gecenin eşitlendiği ekinoks günleri 21 Mart ve 23 Eylül’de güneş ışınları, türbe içindeki hocası İsmail Fakirullah Hazretleri’nin kabri başına düşüyor. “Işık hadisesi” veya “Güneş hadisesi” olarak bilinen bu sistem, türbenin restore edildiği 1960’lı yılların başına kadar da çalıştı.

Restorasyon sırasında türbenin orijinal yapısında değişiklikler olunca sistem çalışmadı. Daha sonra yapılan çalışmalarla sistem yeniden çalıştırılmaya başlandı. Işık hadisesinin gerçekleştiği türbe, bir büyük ve iki küçük kubbenin örttüğü iki oda, bir hol ile 8 köşeli ve 10 metre yüksekliğinde bir kuleden ibarettir. Her yıl gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül’de “ışık hadisesi” türbede gerçekleşmektedir.

İbrahim Hakkı Hazretleri, Tillo’nun 3-4 kilometre doğusunda bir tepe üzerinde harçsız taşlarla bir duvar yaptırır. Halk arasında Kal’at-ül Üstad diye bilinen bu duvarın etkisiyle yeni doğan güneşin ilk ışınları türbenin tümünü gölgede bırakırken, duvarda bulunan 40 ile 50 santimetre ebadındaki pencereden geçen güneş ışınları türbe kulesinin penceresine ve oradan da kırılmak suretiyle türbe penceresinden İsmail Fakirullah Hazretleri’nin sandukasının başucunu aydınlatmaktadır.

İbrahim Hakkı Hazretleri, bu sistemle ilgili olarak, "Yeni yılın ilk güneşi eğer hocamın başucuna düşmezse ben o güneşi neyleyim" diyerek hocası İsmail Fakirullah Hazretleri’ne karşı olan saygısını göstermektedir.

Kaynak: iha