Baş gazetecilere yaptığı açıklamada, 13 yaşından itibaren heykel yapımıyla ilgilendiğini, 1974 yılında üniversiteyi bitirdikten sonra profesyonel anlamda heykel sanatçısı olarak çalışmaya başladığını söyledi.

Ailesinin Kafkasya'dan büyük sürgünle geldiğini belirten Baş, ana vatanlarından sürgün edilen Çerkezlerin, kültürlerini unutmaması, gelenek ve göreneklerinin yaşatılması için mücadele verdiğini dile getirdi.

Yurt dışında ve Türkiye'de birçok sanat merkezinde çalıştığını, heykel ve heykelciklerinde genellikle Çerkez motif ve figürlerini işlediğine işaret eden Baş, "Çerkez kültüründe bulunan motifleri işlediğim heykellere Türkiye'nin yanı sıra pek çok ülkeden talep var. Ben bir Çerkez ailenin mensubuyum. Çerkez kültürünün doğru anlaşılması için gayret ediyorum. Yaptığım heykeller sadece birer araç. Kültürün tanıtılması, unutulmaması, gelecek kuşaklara aktarılması için uğraşıyorum." ifadelerini kullandı.

"ADETLERİMİZİN GELECEK KUŞAKLARA AKTARILMASINI ÖNEMSİYORUM"
Baş, Çerkezlerin kendine has gelenek ve görenekleri bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bugün bu adetlerimiz kısmen yaşatılıyor. Unutulmaması ve gelecek kuşaklara aktarılmasını önemsiyorum. Heykellerimde birlik ve beraberlik mesajları işliyorum. Dik duruş, köklerine bağlılığı sembolize eden motifleri işliyorum. Çerkez kültüründe önemli yeri olan at heykelleri ile erkek ve kadınların giydiği kıyafetlere işlenen motiflerin yer aldığı heykeller yapıyorum. Heykellerim, duvar süslemelerim birçok ülkede sergileniyor. Bazı ülkelerdeki Çerkez derneklerinden sergi açmam için davet ediliyorum. Ana vatanlarından sürgün edilen Çerkezlerin yaşadığı tarihi trajedinin unutulmaması için gayret ediyorum."

Eşref Baş, Çerkez sürgününün yıl dönümü olan 21 Mayıs'ta, eserlerinden oluşan büyük bir soykırım ve sürgün sergisi açacağını kaydetti. 


 
Editör: Vitrin Haber