İstanbul Sinopspor Kulübü Yönetimi Küçükçekmece Belediyesi Nikah Sarayı’nda “Sevgi ve Dayanışma Gecesi” düzenledi.

Geceye Sinop milletvekillerimiz başta olmak üzere, mülki idare amirleri, üniversite rektörü, yerel yönetimlerin yöneticileri, siyasi partilerin temsilcileri, bürokratlar, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, spor kulüplerinin başkanları, sporcular, muhtarlar ve pek çok kişi katıldı.

O gece hava şartları ağırdı. Trafik yoğundu. Bundan dolayı gecikmeler yaşandı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen salondaki masalar inat edercesine doldu. Katılımcı sayısı bin 500’e ulaştı. Memnuniyet verici bir sonuca ulaşıldığını bir önceki yazımızda belirtmiştik.

Biz burada madalyonun diğer yüzünü irdelemeye çalışacağız: Organizasyonun çapı ne kadar büyüyorsa yaşanan sıkıntılar da bir o kadar artıyor maalesef.

Sinopluların Sevgi ve Dayanışma Gecesi’nde bunu bir kez daha gördük! Her şey katılımcıların önünde gerçekleşmiş. Mızrak çuvala sığmamış…

Konuşulanlara göre, katılımcı köy derneklerinin başkanları, siyasi partilerin başkanları ve protokolde bulunan bazılarının isimleri birkaç kez anons edilmesine rağmen, özel davetli vekillerimizin isimleri ne hikmetse okunmamış ya da okutturulmamış. Bunda bir kastın olabileceğini ilk etapta düşünmek gayet doğal…

Sinop Milletvekillerimiz konuşmacı olarak davet edildikleri kürsüde yaşananları kendilerine has üslupla anlatmalarına, bir yanlışın daha sonra tekrarlanmaması için dikkat çekilmesine “show” olarak yaklaşılmasının kabul edilebilir bir yanının olamayacağını düşünüyoruz.

Bildiğimiz kadarıyla Sinop milletvekillerimiz hemşerilerinin organize ettiği etkinliklere önem verdiğinden imkanları elverdiğince çoğuna katılmaya çalışıyorlar.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İçişleri Komisyon Başkanı Sayın Mehmet Ersoy’un İstanbul’da görev yaptığı yıllarda Sinoplular’ın tertip ettiği etkinliklerin çoğuna katıldığı herkes tarafından bilinir. Bu tür gecelere siyaset bulaştırmamaya özen gösterdiğine şahidiz. Yöresel şenliklere siyaset bulaştırılması halinde en büyük zararı Sinopluların gördüğünü, birlik ve beraberliğine zarar verdiğini hep ifade etmiştir kendileri.

Herkes gibi bizde o gece yapılan konuşmanın videosunu izledik. Sayın Ersoy’un konuşmasında sunucuyu ya da geceyi protesto etme veyahut organizasyonu karalama gibi bir düşüncesinin olabileceğine dair izlenim göremedik. Gerek ses tonu, gerekse konuşma tarzı her zamanki gibiydi. Çizgisinin ötesine taşmış ne bir söylem, ne de bir hareket söz konusuydu. Anlayacağınız bildiğimiz Mehmet Ağabeydi O.

Kim neden hangi amaçla konuşmaya show gözüyle baktı anlamak mümkün değil!..

Geceyle ilgili açıklama yapan yapana. Bu bile başlı başına anlamsız ve de gereksiz bir durum. Yapılan açıklamalarda kimse yoğurdum ekşi demiyor ne hikmetse. Su içindeki yağ misali hep üste çıkmaya çalışıyorlar.

Bu tür organizasyonların içeriği önceden hazırlanır. Programın akışı belirlenir. Görev alan kişilere roller dağıtılır. Görevler atanır. Senaryo veya kurgu öğretilir. Provalar yapılır. Sorumluluklar verilir. Nihayetinde heyecanla gecenin başlayacağı an beklenir…

Sonucu gördükten sonra organizasyon hazırlıklarıyla ilgili anlattıklarımızın ne kadarının önceden yerine getirildiğini açıklamak bize düşmez.

Hayatımızın değişik anlarında sorunlarla, sıkıntılarda istemesek de karşılaşabiliyoruz; önemli olan sorun yaşıyor, sıkıntı çekiyor olmamız değil, sorunlara ve sıkıntılara ne tür tepkiler verdiğimizdir!