KESK Sinop Şubeler Platformu tarafından yapılan açıklamada, dar gelirlilerin ve ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes alması için bütçe talebinde bulunuldu.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: İç içe geçen ekonomik, siyasal, sosyal sorunların hepimizin yaşamını derinden etkilediği zor bir süreçten geçiyoruz. Pandemi ve pandemi ile her geçen gün daha derinleşen ekonomik krizle artan işsizlik ve hayat pahalılığı halkın, emekçilerin, işçilerin gündeminin en başında yer almaya devam ediyor. Milyonlar, insanca yaşamanın ve insanca çalışmanın her gün daha da zorlaştığı koşullarda hayatlarını alt üst eden sorunların çözülmesini bekliyor"

Pandemi ardından maaşların adeta eridiğini savunan platform üyeleri açıklamanın devamında: "Tüm ücretli kesimler gibi kamu emekçileri olarak bizler de ülkede yaşanan sorunlardan payımıza düşeni fazlasıyla alıyoruz. Pandemi ile ağırlaşan kriz koşullarında iğneden ipliğe gelen zamlarla maaşlarımız erimeye devam ediyor. Son bir yıl içinde doğalgaza yüzde 34, elektriğe ise son 15 ay içinde yüzde 40 zam yapılmıştır. Halkın en temel tüketim maddesi olan ekmek fiyatı son iki ay içinde yüzde 20 zamlanmıştır. 2019 yılı Temmuz ayında 1 dolar 5. 63 TL’ye karşılık gelirken bugün 1 dolar 7. 8 TL seviyesini aşmıştır. Buna göre son 14 ay içinde Türk Lirası dolar karşısında yüzde %38,5 değer kaybetmiştir. Aynı dönemde dört kişilik bir ailenin açlık sınırında %21, yoksulluk sınırında %20 artış yaşanmıştır. Buna karşın son 18 ayda kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan artış ise enflasyon farkı ödemesi dahil sadece yüzde 15’de kalmıştır. Bu dönemde ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan dolar miktarı tam 100 dolar azalmıştır. Üstelik salgın süreci eğitim emekçilerinin ek ders ücretlerinin kesilmesinin, sağlık emekçilerinin ek ödemelerinden tasarruf edilmesinin, sözleşmeli, güvencesiz istihdamın artırılmasının fırsatı haline getirilmektedir" denildi.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: "Defalarca altını çizdik. Bir kez daha çiziyoruz. Devam eden pandemi süreci başta sağlık olmak üzere kamu hizmetlerinin ve bu hizmetlerde yeterli sayıda kadrolu personel istihdam edilmesinin ne kadar hayati olduğunu ispatlamıştır. Salgından en fazla etkilenen ülkelerin adına ister 'süper güç' isterse 'gelişmiş sanayi ülkesi' denilsin kamu hizmetlerini tasfiye eden ülkeler olması tesadüf değildir. Ülke olarak salgın karşısında çok daha olumsuz bir tablo ile karşı karşıya kalmamanın, başta dar gelirliler olmak üzere tüm vatandaşların sağılığının korunmasının yolu bütçeden kamu hizmetlerine ve yatırımlarına ayrılan payın artırılmasından geçmektedir. Dolayısıyla hayali hedeflere yer verilen, bu hayallerde bile işsizliği azaltma gibi bir hedeften yoksun olan, mili gelir ve kişi başına milli gelir hedeflerinde on yıl önce ulaşılan rakamların bile gerisine düşülen, çalışma yaşamında kuralsızlığı ve ayrımcılığı artıran, sermaye için fırsat yaratmaya odaklı ekonomi programlarının ve bu programlara bağlı emek karşıtı bütçelerin halkın, emekçilerin ihtiyaçlarına cevap vermesi mümkün değildir.

KESK olarak içinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak, halktan, emekten yana bir bütçe istiyoruz"
 

Editör: Vitrin Haber