(Gül yaprağı gibi)
"Solda Sıfır"

Bir zamanlar bilginler ve şairler, 'suskunlar meclisi' adıyla bir topluluk oluşturmuşlardı.

Üye sayısı kırk kişiydi ve bunu artırmıyorlardı. Üyeliğin ilk şartı çok düşünmek fakat çok az konuşmaktı.

O zamanlar meşhur şair ve alim Molla Câmî Hazretleri, bu meclisin aşkındaydı. Günün birinde suskunlar meclisinin bir üyesinin vefat ettiğini duyunca, onun yerine aday olmak için alimlerin bulunduğu meclise geldi.

Kendisini karşılayan kapıcıya bir şey söylemeden, ismini bir kağıda yazarak o sırada toplantı halinde bulunan suskunlar meclisine gönderdi.

Meclis üyeleri bu teklifi görünce biraz üzüldüler. Molla Câmî Hazretleri oraya layık bir alimdi, ama vefat eden üyenin yerine başka birini almışlardı.

Yeni bir üye için yer yoktu. Meclisin başkanı, bir bardağı tamamen suyla doldurduktan sonra Molla Câmî Hazretleri'ne gönderdi. Zeki alim, durumu kavramıştı. Bir damla daha olsa bardak taşacaktı. Bunun üzerine o da hemen oracıktaki bir gül dalından küçük bir yaprak koparıp, nazikçe suyun üstüne koyuverdi.Bardak taşmamıştı. Bunu içeri gönderdi.

Meclistekiler bu kibar cevabın mânasını anlamışlardı: Zarif insanların yeri başkaydı. Üyeler, bu değerli alimi de aralarına almaya karar verdiler.

Başkan listeye Molla Câmî Hazretleri'nin ismini ekledi. Kırk sayısının sonuna bir sıfır koyarak, 400 yazdı. Bununla Molla Câmî Hazretlerinin sayesinde, meclisin değerinin on misli arttığını belirtiyordu. Listenin son şekli Molla Câmî Hazretlerin'e gelince, meseleyi anladı. Ancak sayının büyük gösterilmesinden hoşlanmadı. Sağdaki bir sıfırı silerek, kırk sayısının soluna koydu.

Yani 040 yazdı. Mütevazi tavrı ile Molla Câmî Hazretleri, böylece kendisini solda sıfır sayıyor, bardağı taşırmadığı gibi, o meclisin yapısını da etkilemeyeceğini söylemek istiyordu.

Gül yaprağı olmak, kolay değil. Ama, evde, işte, çevrede geçim ehli olmanın, gül gibi geçinmenin yolu gül yaprağı olmaktan geçiyor. Yük olmayıp yük almak, gül yaprağı güzelliğine kavuşmak… Kendi içimizde, ailemizle, çevremizle uyumlu olmanın, ebedi güzellikler yolunda yürümenin müjdecisi.

Gül yaprağı sırrına erenler, sağdaki sıfır gibi bulundukları topluma güç katarlar hem de bire on, ama soldaki sıfır gibi davranıp kimseye yük olmazlar.

Ne dersiniz şöyle bir düşünmeğe, evdeki, Sitedeki ve işyerimizdeki hayatımızda gül yaprağı gibi miyiz, yoksa, bir damlası hayat karartan zehir miyiz?

Hayatı, hem kendimize hem de çevremize zehir etmemek için güle sevdalanıp, gül yaprağı gibi olalım.

Gül yüzünüzde gülücükler ebediyyen solmasın…!