Müslüman kadının yeri hayatımızda ne kadar önemli olsada ,maalesef müslüman kadın o kadar ihmal edilmiş ve geriye atılmış durumdadır.Bu zamana kadar hep erkek merkezli makaleler okudunuz,erkek merkezli sohbetler dinlediniz,şimdi ise hayatımızın öbür yarısı olan kadın merkezli bir makale okuyacaksınız.
     Unutmayınız!Var iseniz kadın var olduğu için varsınız.Allah sizi var etmek için kadını var etti.Onun için kadınları eğitilmemiş toplumların istikbali berbat olur.Hepimizi,ilgilendiriyor bu iş.Bu iş cinsiyet sorunu değil ümmet meselesidir. Aile meselesidir.Bu gün değilseniz yarın ya yöneten veyahutta yönetilen,ya güden veyahutta güdülen konumunda olacaksınız.Ya anneniz var evlatsınız.Ya evladınız var babasınız,annesiniz.Yani ikisinden birisiniz.Veyahut her ikisisiniz.
Müslüman kadının sorumluluklarını kısaca tasnif edeceğim.
     1-Yeni bir dünyanın inşasının gerekliliği,
     2-İslam toplumunun yeniden inşası,
     3-Gelenek ve modernizm arasında müslüman kadın,
     4-Kadının yeniden diriltilmesi,
     Yeni bir dünyanın inşasının gerekliliğine ihtiyaç var.Menunmusunuz bu dünyadan? Zihninizde bir dünya çizselerdi ve sorsalardı nasıl bir dünyada yaşamak isterdiniz?Allahınızın aşkına böyle bir dünyada mı yaşardınız? Her şeyin alt üst olduğu,büyüğün küçük küçüğün büyük olduğu, ahsenin ezel ezelin ahsen olduğu,başların ayak ayakların baş olduğu, iyilerin kötü kötülerin iyi yerine geçtiği, insanların eşyanın kulu olduğu ,eşyanın insanların rabbi olduğu ve her bir şeyin tepe takla olduğu, gönüllerin kuruduğu ,akılların dumura uğradığı, duygu ve düşüncelerin tecavüze uğradığı, insanların bozuk paradan daha çabuk harcandığı ,kadın ve erkeğin Allah’ın koyduğu yeri ve rolü unuttuğu bir dünyada yaşamak istermiydiniz? Böyle bir dünya kime ne hayreder? Kime ne getirir? İşte ne getirdiğini hep beraber görüyoruz? Böyle bir dünyada yaşamanın bir bedeli vardı.İşte şimdi biz bu bedeli ödüyoruz.Zihinsel olarak ödüyoruz. Duygusal olarak ödüyoruz.Akidevi olarak ödüyoruz.Bedensel olarak ödüyoruz.Ekonomik olarak ödüyoruz. Siyasal olarak ödüyoruz.Ve bir ömrümüz ,elimizle berbat ettiğimiz böyle bir dünyada yaşamakla bedelini ödemekle geçiyor.Ve sonuçta elde ettiğimiz bir şey yok.Çünkü ne etti isek kendi ellerimizle kendimize ettik.
     Mevcut dünya, ayakların baş başların ayak olduğu bir dünya.İnsanların amuda kalktığı dünya.Hiç bir şeyin Allah’ın koyduğu yerde olmadığı dünya.İnsanla ilgili olanları kastediyorum.Yoksa insanın dışında her şey hala müslüman,sonu kadar da müslüman kalacak.Çünkü insanın dışındakiler hala Allah’ın koyduğu yerde duruyor. Güneş öyle,ay öyle,yıldızlar öyle,dünya öyle.Ama insanاِنَّا عَرَضْنَا الْاَمَانَةَ عَلَى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَالْجِبَالِ فَاَبَيْنَ اَنْ يَحْمِلْنَهَا وَاَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْاِنْسَانُ اِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا - Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.1 يَا اَيُّهَا الْاِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرٖيمِ - Ey insan! Ne mağrur etti seni o kerîm Rabbına? 2
Mevcut dünyada Cenab-ı Hak insanı,mahlukatın zirvesine koymuş.Allah’ın yarattıklarını bir sıralama yapın.Bu piramidin zirvesinde insanı görürsünüz.Diğer şeyleri insana musahhar kılmış diğer şeyleri. وَسَخَّرَ لَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومُ مُسَخَّرَاتٌ بِاَمْرِهٖ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ - O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır.3 Hz. Allah yarattıklarını insanın emrine,peki insanın kimin emrine? Kendi emrine.Hz. Allah insanı bir başkasının emrine vermeye kıyamıyor.Her şey insana ,insan ise Cenab-ı Hakka.Siz bu dünyada bana ayırdım dediği ,Ey İnsan!Seni bana ayırdım dediği insanı tutacaksınız senin önünde yere kapanan ve senin emrine verilen eşyaya kul edeceksiniz.İnsanın insanlık destanı boyunca kendi kendisine böyle hakaret ettiği bir çağ daha gelmemiştir yeryüzüne.Bu insanın kendisine hakaretidir.
     Mevcut dünya işte böyle bir dünya.İnsanı horlayan bir dünya.İnsanı aşağılara düşüren bir dünya.İnsanın yerine eşyayı geçiren bir dünya.Böyle bir dünyadan Allahınızın aşkına memnunmusunuz?
     Mevcut dünyada sizin evlatlarınız büyüyor hiç bakıyormusunuz? Soyadı sizin soyadınızı taşıyor,ilgileniyormusunuz? Televizyon,internet,bilgisayar mı onların Rabbı.Yoksa? Kim terbiye ediyor onları? Ne kadar ilgileniyorsunuz?Ne kadar şefkat veriyorsunuz? Ne kadar ilgileniyorsanız o kadar bekleyin? Evde tabak,bıçak,çatal bırakmadı diye şikayet ediyorsunuz?O aslında kırması gereken senin kafandı da,senin kafanı kıramadığı için tabakları kırdı parmak kadar yavru.
     Mevcut dünya insanı horlayan bir dünya.Böyle bir dünya bize göre değil.Bizim dünyamızda mahlukatın ekseninde insan,mevcudatın eksenin de Cenab-ı Hak vardır.Bizim dünyamızda yaratılmışların zirvesinde insan,varlıkların zirvesindeki Allah’ın önünde eğilir.Bizim dünyamızda insan,kendisinden değerce daha aşağıda olan hiçbir değere kurban edilmez. Bizim dünyamızda insan,eşyanın efendisidir.Onların dünyasında insan, eşyanın kölesidir. Bizim dünyamızda insan,sevginin büyüttüğü nadide bir çiçektir.Onların dünyasında insan,nefretin büyüttüğü bir tikendir. Bizim dünyamızda insan,insan insanın cennetidir.Onların dünyasında insan ,insan insanın kurdudur.Ve böyle ettiler.Bakınız.Eğer insanları kurtlaştırırsanız kurt kanunlarını bulmak zorunda kalırsınız.İnsan kanunları sökmez çünkü.Ondan sonrada kurt kanunlarıyla insanları yönetmeğe çalışırsınız.
     Mevcut dünya,amuda kaldırılmış,baş aşağı edilmiş dünya.Hiç bir şeyiyle bizim olmayan bu dünya da insan horlanıyor. İnsan hakaret görüyor.Yazık oluyor.En çok harcanan insan. قُلْ يَا عِبَادِىَ الَّذٖينَ اَسْرَفُوا عَلٰى اَنْفُسِهِمْ De ki: ey nefisleri aleyhine israf etmiş kullarım!4 Ne gariptir ki kişinin en çok israf ettiği kendisidir.Ekmek teknelerinizden önce kendilerinize bakınız.Bakınız ,israf ettiğiniz aslında kendiniz.İnsanı israf etmede o kadar ustalaştık ki,yüreklerimiz Çukurbağı mezarlığına döndü.Buda böyle bir dünyada yaşamanın bedeli.Böyle bir dünyada kadın,insan olduğu için herkesle beraber horlanıyor ve hemde kadın olduğu için iki kez horlanıyor.Çünkü kadının dünyası iki kere hassas.Onun dünyası iki kere nazik.Onun dünyası iki kere sevgigiye iki kere şefkate muhtaç.Böyle kurt kanunların hüküm sürdüğü dünyada nadide çiçek olan kadınlar ayaklar altında ezilmekte.Böyle bir dünyayı hiç birimiz istemiyoruz.İstemediğimizden emin olalım.Vallahi mahkum değiliz.Biz yaşadığımız çağı saadet çağı yapmaya Rabbimize söz verdik.Müslüman oldum demek bu demektir.Ben müslüman oldum demek,ben mutlu oldum demektir.Eğer ben müslüman oldum mutlu olamadım diyorsanız şeytan bunun neresinde oraya bakınız.Şeytan bir yerinde.Kardeş sen müslüman olamamışsın.Eğer müslüman olsaydın mutlu olurdun.Çünkü saadet iman,iman saadettir.O halde eğer mutlu olamıyorsak,mutlu olacağımız toplumun yeniden inşası gerekmektedir.Yani,İslam toplumunun yeniden inşası gerkmektedir.Elbette çağdaş kokuşmuşluktan İslam toplumları da payını aldı.Ve gördüğümüz manzara içler acısı.Batı da ahlaksızlığın da bir edebi vardır.Yani bir rajonu vardır.Kendi içerisinde bir mantığı vardır.Terbiyesizliklerin,ahlaksızlıkların,çok affedersiniz namussuzlukların.Batıdan o ahlaksızlığı aldığınız zaman rajon orada kalıyor.Siz ahlaksızlığı doğululaştırıyorsunuz.Doğululaştırdığınız zaman ahlaksızlık kabak gibi ortaya çıkıyor.Batıda o ahlaksızlığı işlerken bir takım kamufilaj malzemeleri de orada kalıyor.Çok affedersiniz.Orada insanı eziyorlar.Ama bu ezmeyi yaparken,çağdaş medeniyet derken bunu pazarlıyorlar.Lakin ambalajları o kadar alımlı ki,bu pisliği doğu toplumlarına getirpte pzarlıyanlar batılıların buna yaptığı ambalajı bile yapmıyorlar.İşte görüntü daha çok kötüleşiyor.Ve hılkat garibesi çıkıyor ortaya.Ne doğulu ne batılı.Ne bizim ne onların.Ne iyi ne kötü.Böyle garip bir tip.İşte bu nedenle İslam toplumunun yeniden inşası eğer olacaksa bu inşada müslüman kadın temel rol oynayacaktır.
     Nedir İslam toplumunun inşasında kadının rolü? Bu sorunun doğru cevabını bulmak için asr-ı saadete bakınız.Müslüman kadının rolünü bilmek isteğen asr-ı saadetteki o toplumun dönüşümünde rol oynayan Müslüman kadına baksınlar.Hz. Hadice’ye baksınlar.Mekke’nin en zengin dulunun servetini Allah yolunda nasıl sıfırlayan kadın.Resulüllah’a nübüvvet yeni gelmişti.Vahyin ağırlığı altında evine gelmişti.Beni örtünüz diyordu.Sonra Hadicem bana cin musallat oldu galiba.Nebi kendi nübüvvetinden emin değil.Ama Hz. Hadice annemiz emin.  ‘’Ey Muhammed s.a.v ! Sen sıla-i rahmedersin.Sen yoksulları gözetirsin.Sen yetimlere kol kanat gerersin.Sen iyi kalplisin.Sen şefkat abidesisin.Allah seni ebdiyyen mahcup etmeyecek’’ diyordu.Hiç sana cin gelir mi? Nebi kendi nübüvvetinden emin değil iken Hz. Hadice annemiz O’nun nübüvvetinden emin oluyordu.İşte bu kadın.Asr-ı saadetin binası inşa edilirken o binanın temelinde yatan taşlara bakın.Bir kadın ilk mü’min.İlk şehid bir kadın.Hz. Sümeyye.Hz. Nebi’nin usta ellerinden çıkmış bir çırak.Dar’ul Erkam ensitüsü mezunu bir cariye.Hz. Sümeyye öyle bir köle ki,bu çağın tüm hürlerini sat bir Sümeyye etmiyor.Erkeklere erkeklik öğreten bir hanım.Öyle diyor.Sabredin ey Yasir ailesi!Cennet sizi bekliyor.Zannediyormusunuz?O çektiği acıları çekerken sadece bir La ilahe illallah demenin sonucu idi. Onu sen ben akşama dek diyoruz.Ama bir terbiye var.Bir eğitim var.Haşa bu insanlar dağda yetişmediler. Bunlar ustanın elinden çıkmış çıraklar.Bunlar Dar’ul erkamın ensitüsünün öğrencileri.İşte o muhteşem tabloyu öyle ortaya çıkardılar.İlk muhacirler.Hz. Sevde ve Ümmü Habibe r.anhüma.Ümmü Habibe Ebu Sufyanın kızı.Kocalarıyla beraber Müslüman olarak Habeşistan’a gitmişler.Dinden dönmüşler.Bu kadınlara bakıın.Kocalarını Habeşistan’a sürükleyen onlar.Kocaları irtidat ettikten sonra kocalarına verdikleri yiğit kadınların cevabı şu.Biz buraya imanımızı kurtaralım,dinimizi yaşayalım diye geldik.Ekmek için değil.Sizin bize vereceğiniz dünya nimetleri sizin olsun.Yine imanımız için biz Resule döneceğiz.Resule dönüyorlar.Resul aleyhisselam nasıl teşekkür etsin onlara.Sevgili Nebi kanatları altına alıyor.Ve kıyamete kadar gelecek müslümanlara anne oluyorlar.Böyle ödülleniyorlar.
Bir gün Ebu Süfyan, Hudeybiye savaşından sonra Medine-i Münevvere’ye geliyor.Mekke’ye yardım etmesi ve saldırmaması için ricada bulunmaya geliyor. Kızı Ümmü Habibe’yi ziyaret ediyor.Evdeki minderin üzerine oturacakken Ümmü Habibe babası Ebu Süfyanın mindere oturmak üzere olduğu anda ‘baba oturma!’ diyor ve minderi çekip alıyor.Ne oldu kızım? Diyor.O mindere Resulullah oturur.Peki kızım ben baban değilmiyim? Deyince ,babamsın lakin o mindere Resulullah oturuyor.Babamda olsa Resulüllah’ın oturduğu mindere bir müşriği oturtamam diyor.İşte eğitim bu.Resulüllah’ın medresesinden çıkınca çift su vermiş çelik gibi oluyor.
قُلْ اِنْ كَانَ اٰبَاؤُكُمْ وَاَبْنَاؤُكُمْ وَاِخْوَانُكُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ وَعَشٖيرَتُكُمْ وَاَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا اَحَبَّ اِلَيْكُمْ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِهٖ وَجِهَادٍ فٖى سَبٖيلِهٖ فَتَرَبَّصُوا حَتّٰى يَاْتِىَ اللّٰهُ بِاَمْرِهٖ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِى الْقَوْمَ الْفَاسِقٖينَ De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah'tan, peygamberinden ve O'nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez."5
Bakınız burada sayılanların içinde anne yok.Çünkü hiçbir anne evladını Allah yolundan alı koymaz.Annenin evladına sevgisi ideolijik değildir.Anne evladının ebedi saadetin ister.Onun için anneyi katmıyor.Eğer  alıkoyuyorsa evladını Allah yolundan,bilemediği içindir.Cehaletinden dolayıdır.Ama baba öyle değildir.Baba ideolojiktir.İdeolojisinden dolayı evladını reddedebilir..İnkar edebilir.İşte o nesil öyle yetişti.Asrı saadette toplum nasıl değiştiye bir misal daha vereyim.O nesil tombolodan çıkmadı.Onu söylemek istiyorum sevgili dostlarım.
      Fatıma binti Hattab.Hz. Ömer’in kız kardeşi.Hz. Ömer’in müslüman olmasına sebep olan kadın.Bu kadın kocasıyla beraber Taha süresini okurken eve girmiş.İyi bir dövmüş.Ama o dayak sonucunda Hz. Ömer’in hidayetine vesile olmuş kadın.Bu kadın genç bir gelindir.O dönemde işkenceler ayyuka çıkmıştır.Hz. Ebu Bekir r.a bayıltılıncaya kadar dövülmüştür.Evinde birkaç gün baygın yattıktan sonra ayılıyor.Gözlerini açınca müşrike annesinin kendisini beklediğini farkediyor.Anne Resulüllah nerede diyor? Anne bilmiyorum yavrum diyor.Anne!Fatıma binti Hattab’a git.Resulüllah’ın yerini sor.Bana haber getir diyor.Annesi gidiyor.Fatıma binti Hattab’a soruyor Muhammed nerede? Fatıma binti Hattab ,ben öyle birini tanımıyorum diyor. Fatıma binti Hattab Ebu Bekr’in annesine diyorki,oğluna gidelim bir geçmiş olsun diyelim diyor.Kadın olur gel.Beraber çıkıyorlar.Ebu Bekr’in yanına geliyorlar.Bir ara annesi ikram etmek için dışarı çıkınca annenin yanında konuşabilirmiyim? Diyor.Hz. Ebu Bekir,konuşabilirsin diyor.Fatıma binti hattab o zaman söylüyor Resulüllah’ın yerini.Bakınız dikkatinizi çekiyorum.Bu gün seninle aramda kalsın diye sır söylediğiniz müslümanların kulakları çınlasın.Ertesi gün bir tek radyo ve televizyondan haber olarak okunmadığı kalmışsa eğer işte o terbiye ile o terbiyenin aynı olmadığından kaynaklanıyor. Bu genç gelin Fatıma binti Hattab, tombolodan mı çıktı zannediyorsunuz? Bu bir eğitim sorunudur.
     Bir misal daha vereceğim.Huzeyfe bin dudan. Huzeyfe bin cudan.Yani Zazan.Anadoluludur.Mekke’nin kara günlerinde dışarıdan gelen bir hanım.Binbir çileye katlanarak Mekkelilere İslam’ı anlatıyor.Bu kadın bu suçuyla sürgünü hak ediyor.Mekke’nin uluları toplanıyorlar ve sürgün cezası veriyorlar.Bu kadını çıplak bir devenin sırtına bağlayıp çöle sürüyorlar.Kendi hikayesini bu kadından dinleyelim.Bana üç gün su ve hiçbir şey vermediler.Üç günün sonunda bir gece yarısı dudağıma bir kırba deydi.Kana kana içtim.Sabahleyin beni dipdiri görünce ne oldu sana dediler? Ve durumu aynen anlattığımda beni bıraktılar.Bırakınca bu kadın yürüyerek çölü aşıyor Medine-i Münevvere’ye hicret olmuş Resulüllah’a geliyor.Kendini arz ediyor.Ya Resulüllah!Ben geldim.Hiç bir şeyim kalmadı.Duydum ki herkes sana bir takım hediyeler arz etmiş.Bende sana kabul buyurursan kendimi hediye etmek istiyorum diyor.Resulüllah s.a.v kabul etmiyor ama ona hediyeler takdim ediyor.Bu kadın Allah yolunda yaşadı ve Allah yolunda şehid oldu biliyormusunuz?
     İkinci Akabe biatında müslüman hanımları görüyoruz.Kadına seçme hakkını 1400 küsür yıl önce tandıdığını da biliyorsunuz.Bu seçme hakkını kadına seçme hakkının şampiyonluğunu yapan batılılar yüz yıl önce tanıdılar.Daha İtalya’da seksen yıl önce kadının seçme hakkı yoktu.Daha İsviçre,1970 ‘de tartıştı kadının seçme hakkını.Onlar bize kadın hakkını öğretiyorlar.1400 yıl evvel İslam kadına bu hakkı vermiştir. Resulüllah’a biat eden eller arasında iki kadın eli vardı. Bunlar Hz. Nuseybe binti ka'b (ümmü umâre) ve Esma binti Amr (r.anhüma) ‘dır.Bu hanımlar Allah yolunda cihad edeceklerine dair Resulüllah’a biat etmişlerdi. Hz. Nuseybe binti ka'b çocuklarını yuvadan uçurmuştu.Bu hanımın cihadı bilfiil olmuştu.Eğer kocası ve çocuğu olsa idi o cihadı evlat yetiştirmek mücahid yetiştirmek olurdu.O zaman Hz. Nuseybe binti ka'bı tutabilirmiydiniz.Uhud’a katıldı ve 18 yerinden yaralanmıştı.Yemame’de Müseyleme’nin oğlunu öldüren bu mücahid’e hanımdı.
      Hicret esnasınta azıkçı olan Hz. Ebu Bekr’in kızı Abdulah ibni Zubeyr’in annesi olan Hz. Esma’yı biliyorsunuz.Hz. Zübeyr ibni Avvam’ın hanımı.Öyle bir ana ki bu,Haccac zulmüyle tüm bölgeyi kasıp kavururken ,sahabeye eziyet ederken Abdulah ibni Zubeyr annesinin yanına geldi.Bırakmayı düşünüyorum ne diyorsun deyince,iki kuşak sahibi Hz. Esma dağ gibi kükrüyordu.Yavrum ben seni niçin doğurdum? Allah yolunda işe yaramayacaksan şu kayadan aşağı kendini at diyordu.Gözleri de görmüyordu. Hz. Abdullah b. Zubeyr şehit oluncaya kadar Kabe’yi savundu.Atılan oklar altında şehit oldu.Hz. esma görmeyen gözleriyle Haccac’ın yakasına yapışarak,Haccac Haccac! Sen evladımın dünyasını mahvettin,o da senin ahiretini mahvetti diyordu.Ve öylesine metin bir kadındı.Daha çok misaller anlatabilirim.Anlamaya kalkışsam zaman ve kağıtlar yetmez.
Gelelim bu günün kadınına.Gelenek ve modernizm arasında müslüman kadına bakıyorum.Bu gün kadın geleneksel kadın tipinin temel doneleri bunlar.
1-Hayattan dışlanmış vaziyette.وَقَرْنَ فٖى بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْاُولٰى وَاَقِمْنَ الصَّلٰوةَ وَاٰتٖينَ الزَّكٰوةَ وَاَطِعْنَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ
 اِنَّمَا يُرٖيدُ اللّٰهُ لِيُذْهِبَ عَنْكُمُ الرِّجْسَ اَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهٖيرًا  Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
Allah oturun evlerinizde diyordu. Kadına nasıl bir evde oturması gerektiği çiziyordu Hz. Kur’an.Nasıl bir evde oturmalı kadın?- وَاذْكُرْنَ  مَا يُتْلٰى فٖى بُيُوتِكُنَّ مِنْ اٰيَاتِ اللّٰهِ وَالْحِكْمَةِ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ لَطٖيفًا خَبٖ Siz evlerinizde okunan Allah'ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah en gizli şeyi bilendir, hakkıyla haberdardır.6Eğer böyle bir evi kuramadıysan kadına, evinde otur deme hakkın yoktur.
Ve geleneksel kadının tipinin bu hale gelmesinde ki ikinci unsur da şudur.
2-Erkeksi bir fıkıh idi. Kadın ve erkek ilişkisinde muazzam bir dengesizlik yaşıyoruz.
3-Geleneksel kadının zaafı cehalet, atalet, asosyalitelik yani sosyalleşmemiş. Hâlbuki İslam kadına mülkiyet hakkını veriyor. İslam diyordu ki, mülkiyet hakkın var zekâtını da sen vereceksin. وَاَقِمْنَ الصَّلٰوةَ وَاٰتٖينَ الزَّكٰوةَ Namazı kılın, zekâtı verin.Zekatını vermesi için Müslüman kadının sosyal mülkiyet sahibi olması lazım.Zekat vermeği ve  kime vermesi gerektiğini bilmesi lazım.Yani sosyalleşmesi lazım.Müslüman kadına evi hapishane yapmışsanız eğer ondan bekleyeceğiniz hiçbir şey yoktur.
Bunun tersi vardır. Modern kadın, sokağın kadınıydı. Dairenin kadınıydı. Fabrikanın kadınıydı. Pazarın kadınıydı. Ama evinin kadını değildi. Kocasının kadını değil. Çocuklarının anası değil. İşte modern kadını bu hale getirdiler.
     Müslüman hanımlar şanslısınız.Ama bu şansınızı yatmakla kullanırsanız Allah hesabını size sorar. Ve Allah’a hesap veremezsiniz.Müslüman kadın çalışır mı çalışmaz mı diye fetva soruyorlar. Müslüman kadın işsiz mi kalmışta iş arıyorsunuz diyorum onlara? İşsiz kalana iş aranır.Eğer Müslüman kadın analık vazifesini ve yarlik vazifesini yapıyorsa 24 saat ona yetmez benim bildiğim.Ama yapmıyor kaytarıyorsa iş görmeyene iş mi yok.Öyle yaptılar.Ne yapıyor hamınız diye soruyorsunuz?İşe gidiyor.Patronun bürosunu temizlemeğe gidiyor.Eve de temizlikçi kadın geliyor.Şimdi bu iş mi Allah aşkına? Eğer kadın bir yeri temizleyecekse önce kendi evidir.İşte böyle ettiler.Kadını sokağın,dairenin,fabrikanın,pazarın kadını değil öncelikle evinin hanımıdır.
     Modern kadın bir tüketim makinesi haline getirildi.Bakınız bir vitrin gibi ne buldularsa onda sergiliyorlar.Ve müteşekkirler.Bir zamanlar aslen Yahudi olan bir Avusturyalı kozmetik patronuyla yapılmış röportaj okumuştum.O patroniçe diyordu ki,ben hayatımda hiç kozmetik kullanmam.Niçin kullanmazsınız? İhtiyaç duymuyorum.Niçin kozmetik ürünler üretiyorsunuz? Para kazanmak için.Parayı ne yapıyorsunuz? Ülkem İsrail için diyordu.İşte gördünüz ya.Onlar başörtüsünden korkmuyorlar.Başörtüsü fabrikası kurana kadar korkmuyorlar.Onlar kozmetik fabrikası kurdular.O fabrikaların kapanmasından korkuyorlar.Eğer onları size satabilirlerse korkmazlar.Niye korksunlar.Onların meselesi satabilmek ve tüketebilmektir.Kendilerine yeni yeni vitrinler bulabilmektir.Onun için korkuyorlar.Tüketim dişlisine  çomak sokuyorsunuz da onun için korkuyorlar.
     Modern kadın, kadınlığından utanır hale geldi.Erkekleşen kadınların ve kadınlaşan erkeklerin dünyasında yaşamaya başladık.Bakıyorsunuz hiçbir şey yerinde değil.her şey gri diyorum ya.İnançlar bile öyle.Eskiden olduğu gibi kendini gizlemeyen kafirler yok.Net müslmanlarda yok.Eciş bücüş her şey.Karıştırılmış.İşte doksanbeş gram müslüman,beş gram da üstüne ekle soslu olsun.Ne ak var ne kara.Yani gri.Akla karanın olmadığı yerde savaşlar işte dinin üzerinde yapılıyor.Sen az girisin ben çok griyim meselesi oluyor.Ve tabiki bu grilik hayatımıza da yansıyor.Düşüncelerimiz giri.Net değil.Duygularımız gri.Net değil.Ne seviyoruz ne sevmiyoruz.Ne yaşıyoruz ne yaşamıyoruz.Uykularımız bile gri.Akşama kadar yarı uykulu,sabaha kadar yarım yarım insanlarımız.Erkelerimiz de öyle.Gri.Bir parça hanımlaşıyorlar.Hanımlarımızda öyle.Bir parça değil biraz fazla erkekleşiyorlar.Ve gri.Hiç kimse olduğu gibi değil.Amma Allah’ın istediği nizamda her şey yerli yerinde.İşte hikmet budur.Bir şeyi Allah’ın yarattığı yerde tutmaktır.Zulüm ise bir şeyi yerinden etmektir.Erkeği yerinden ederseniz,
    1-Erkeğe zulmedersiniz.
    2-Kadına zulmedersiniz.
    3- Çocuğa zulmedersiniz.
Kadını yerinden ederseniz,
    1-Kadına zulmedersiniz.
    2-Erkeğe zulmedersiniz.
    3-Çocuklara zulmedersiniz.
     İşte hikmeti bozarsanız toplumun dinamitleri bozulur.Toplumun dikişleri atar.Ve korkunç çözülmeler meydana gelirki buna ailenin çözülmesi denir.Aile toplumun temel taşıdır.Aile çözülürse toplum çözülür.İşte bu mana da çağımızda erkekleşen kadınlar ,kadınlaşan erkekler görüyoruz.
Yaşadığımız bu modern çağda analık duygusunun tahrip edildiği bir çağda yaşıyoruz.Analık duygusu yok.Ölmüş.Bir anne düşünün çocuğunu sokağa bırakabiliyor.Kediler bile bunu yapmazken.Bunu hangi toplum veya kültür verdi.Avrupa’da yapılan bir araştırmada ensest ilişki yüzde kırkbeş ,ülkemizde ise yüzde ondört.Ensest ilşki nedir bilirmisiniz?Bir babanın öz evladına,bir dedenin öz torununa tecavüzüdür.Yüzümüz kızarır,düşünemeyiz bile bunu.ama onlar bunu yapıyorlar.Yatalım dostlar yatalım.Bizim evimizde mücadele din mücadelesinden öte bir insanlık mücadelesidir.Biz İslamı korumak ve savunmakla sadece dinimizi değil insanlığımızıda savunuyoruz.bunu aklınızdan çıkarmayın.Gelenek ve modern kadın dışında İslam’ın çizdiği bir kadın tipi vardır.İslam’ın çizdiği kadın tipine İslam,öyle bir rol yüklemişti ki,ben ona hep şehid doğuran şehid olarak bakmışımdır.İslam’da akdının rolü bu idi.Tabiri caizse  şehid fabrikası.Şehid bir kez Allah yoluna can verirdi.Şehidi doğurmak için müslüman kadın her ay kan verir.İşte bunun için kadın bizde muhteremdir,mübarektir.İşte bu mübarek varlığı şehid olmaktan çıkarıp ,şehid doğuran ana olmaktan çıkarıp başka yerlerde başka roller üstlendirir yüklerseniz o zaman İslam toplumunu unutun.
     Modernizm parçaladığı en büyük kurum ailedir.aile deyince aklımıza kadın gelir.Luğatte aile,’birbirine muhtaç olmak,birbirini tamamlamak’ manasına gelir.Yani bütünün iki parçası.Bunun içinde aileye yöneltilmiş her tecavüz şiddetle cezalandırılır.يَا اَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذٖى خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالًا كَثٖيرًا وَنِسَاءً وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذٖى تَسَاءَلُونَ بِهٖ وَالْاَرْحَامَ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقٖيبًا  - Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da  eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir.7
زَوْجَهَا   Zevc nedir bilirmisiniz? Araplar zevcu na’leyn derler.Yani iki ayakkabı.Ayakkabının eşi.Bu şu demektir.Sağ ayakkabınızla sol ayakkabınız birbirinin yerini tutmayan ikiz kardeşlerdir.Ama sağı sola giyerseniz yürüyemezsiniz.Solu sağa giyerseniz yürüyemezsiniz.İşte erkele kadının hayattaki rolü budur.Çağdaş hayat,çağdaş yaşam dedikleri bu nesne sağ ayakkabıyı sola sol ayakkabıyı sağa giydirmeye çalıştı.Çoğu şimdi yalın ayak yürüyor.
     İslam’ın aileye verdiği öneme bakınız.Aileye karşı yapılan her türlü tecavüzün sonucu şiddetle cezalandırılır.Kur’anı Kerim sihri yasaklar.Sihri cezalandırır ve küfür olarak addeder.Niçin bu kadar sihre şiddetle baktığını sorduğunuzda فَيَتَعَلَّمُونَ مِنْهُمَا مَا يُفَرِّقُونَ بِهٖ بَيْنَ الْمَرْءِ وَزَوْجِهٖ Böylece (insanlar) onlardan kişi ile karısını birbirinden ayıracakları sihri öğreniyorlardı.8 Hz. Allah niçin sihre bu kadar kızdığını sorarsanız cevabı şu.Onlar aileyi parçalıyorlar.وَالَّذٖينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَاْتُوا بِاَرْبَعَةِ شُهَدَاءَ فَاجْلِدُوهُمْ ثَمَانٖينَ جَلْدَةً وَلَا تَقْبَلُوا لَهُمْ شَهَادَةً
 اَبَدًا وَاُولٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ Namuslu kadınlara zina isnat edip sonra da dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurun. Artık onların şahitliğini asla kabul etmeyin. İşte bunlar fâsık kimselerdir. 9 Çünkü aileye hakaret ediyorlarda ondan.Aile binasının direğini yıkmaya işte böyle şiddetli bir ceza ile cezalandırıyor.İslam’ın bütün ilkeleriyle birlikte korumak istediği temel kurum ailedir.Çağdaş medeniyetin ve tüm batı medeniyetinin  yıkmak istediği kurum ailedir.Nasıl çatışmasın İslam’la çağdaş hayat.Nasıl çatışmasın İslam’la batı medeniyeti bu aile düşmanı iki canavar.Bakış açıları farklı.Talepleri farklı.Saldırıları farklı. Yani temelleri farklı.Biri ailenin yokluğu üzerine kurmuş.Öbürü ise toplumunu aile üzerine kurmuş.Biri veledi zinalar toplumu üretmek isterken, öbürü temiz aile çocuğu,nur topu üzerine kurmuş.Onu üretmek istiyor.İşte bu iki kültürün muazzam çatışma anında yaşıyoruz.Bu topraklar yüz yıldır korkunç bir biçimde savaştığına şahit.Kim galip gelecek.Eğer siz aileyi yitirmez ,ailenizin sınırlarında nöbet tutar ,Hz. Allah’ın يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا قُوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْلٖيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.10 ayetine uygun hareket ederseniz ,evladınızı kaptırmazsanız bu sokak adlı canavara ,hanımınızı kaptırmazsanız ,nefsinizi kaptırmazsanız ve dahası evinizi dar’ul-İslam yaparsanız işte gelecekte bu yüzyıllık savaşın aslında özelde yüz yıllık genelde ikiyüz küsür yıllık savaşın galibi Müslümanlar siz olacaksınız Allah’ın izniyle.Bu mana da müslüman hanımlar size çok iş düşüyor.Siz hanımlara yürek dolusu mehabbeti taşıyacaksınız.Resulüllah s.a.v ‘’Onlar bilmiyorlar ya Rabbi hidayet et’’ diyordu.Sizde bilmiyorlar ya Rabbi diyeceksiniz.Ve onlara gönül dolusu İslam’ı taşıyacaksınız. Anlatacaksınız kim haklı kim haksız diye.Ve göreceksiniz çok yakında gönülleri fethedeceksiniz.Ama öncelikle bunu yapmak için ‘’müslüman oldum mutlu oldum’’ diyeceksiniz.Eğer müslüman olmuş mutl olamamışsanız o zaman dönün nerde yanlış yaptınız onu araştırın.
     Bunun içinde İslam’ın özlediği aile modelini veriyorum.Bu ideal aile modelidir.İslam’ın özlediği aile  bir mekteptir.Bir medresedir.Bir kışladır.Bir tekkedir.Yani bir öğretim sitesidir.O ailenin müdürü evin reisidir.İslam’ın aile modelinde kadının hocası kocasıdır.Hanımlar şimdi dert yanacaklar.Biz onlara öğretiyoruz.Dedim ya maalesef öyle yaptılar.Madem öyle dedin ya o zaman ey kadın o evin hocası sensin.Kim çok biliyor,kim çok öğretiyor,kim çok yaşıyırsa o öğretmendir.İslam’ın özlediği aile modelinde çocuğun hocası annesidir.Unutmayınız!Eğer çocuğunuzu siz eğitmiyorsanız ki okula göndermek eğitmek demek değildir.Okullar öğrenim içindir eğitmek için değil.Eğitmek terbiye etmek evin işidir.Anaların işidir.Eğer terbiye etmiyorsanız terbiyesiz eğitim kazandırmış olursunuz.Terbiyesiz büyütürsünüz.Terbiyesiz eğitim ise,üç kağıdı daha iyi nasıl yapacak onu öğrenir.Onun için terbiyenin karargahı evdir.Çünkü terbiye kitaplardan verilmez.Terbiye yaşayarak ve yaşatarak öğretilir.Eğer eviniz bir dar’ul İslam ise,çocuğunuz ise mesud o dar’ul İslam’n öğrencisi ve meyvesi olacaktır.Ne olursunuz kendi istikbaliniz ve çocuğunuzun geleceği için bunu ayarlayın.Unutmayın!Üç tip saldırı ile karşı karşıyayız.
     1-Bireysel saldırı.
     2-Toplumsal saldırı.
     3-Kurumsal saldırı.
     Bireysel saldırıya bireysel karşı koyabilirsiniz.Kendinize saldırıyorlar.Duygunuza saldıryorlar.Düşüncenize saldırıyorlar.Karşı duygu ve düşüncelerle buna karşılık verebilirsiniz.Duygu ve düşüncenizi,kalp ve kafanızı saf ve salim bir hale getirebilirsiniz.Ama ilenize saldırıyorlar
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Ey iman edenler! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. (Cihat için) hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.11
Ya Rabbi yeme de içmede mi sabredelim? Sabretmek için bir dert,bir bela ve sıkıntı olması lazım.Bir şey yapmak lazım ki sabredelim.Direnin ve direnmekte sabredin.Nöbet bekleyin.Nerde nöbet bekleyelim.
     a-Yüreklerinizin sınırlarında şeytan ve nefis gibi iki düşmana karşı nöbet bekleyeceksiniz.Yüreğinizdeki iman isimli mucevheri çalmak için kapıda bekliyorlar.Orada nöbeti bekliyeceksiniz ve imanınızı çaldırmayacaksınız.Şeytanın dostlarıda bekliyor yüreğinizin kapısında.Eğer o mücevheri çalarlarsa siz artık limon gibi suyu çıkmış bir posasınız.Korkmazlar.Satın alırlar.Ama o mücevheri çaldırmamışsanız o mücevherin bedelini ancak Allah belirler.O bedelin sonucu cennettir.Onlarınkinde cennet yok.Veremezlerde zaten.
     b-Ailenizin sınırlarında nöbet tutacaksınız.Allah Rabbul alemindir.Ancak bazen sorasım geliyor.Senin Rabbın kim diye? Kardeş!Seni kim terbiye etti ise senin rabbin O’dur.Televizyona terbiye olunupta Rabbim Allah’tır diyenler yalan söylüyorlar.İlahi Allah olupta terbiyesi televizyon olanlar var. İlahi Allah olupta terbiyesi sokak olan çocuklar görüyorum.İlahınız kimse rabbınız da o olsun.O halde Rabbiniz sizi terbiye edendir.Allah sizi terbiye etsin.Rabbim deyin.Çocuğunuzu da Allah’a terbiye ettirin.Kim gibi?İmranın kadını gibi.Baksanıza imranın kadınına.Bir ömür çocuksuz ve çocuk hasretiyle geçen o uzun yıllardan sonra Allah imranın kadınına bir evlat verdi.Bir gün ağaç altında otururken,ağaca yuvasunı kurmuş bir kuşun yavrusunu beslediğini görmüş.İçinde bir duygu depreşti.Ya Rabbi!Ne olur bana lütfedermisin? Rabbisi de veriverdi.Ali İmran süresine ismini veren hadise budur.Hanne hamile kalınca Rabbisinin verdiği hediyeye karşılık bir hediye vermek istedi.Ya Rabbi!Sana ne vereyim.Param yok ki vereyim.Malım mülküm yok ki sana vereyim.Senin verdiğin nimete karşılık bende bir hediye sunayım.O halde Ya Rabbi!Karnımda doğmamış bir yavrum var.اِذْ قَالَتِ امْرَاَتُ عِمْرٰنَ رَبِّ اِنّٖى نَذَرْتُ لَكَ مَا فٖى بَطْنٖى مُحَرَّرًا فَتَقَبَّلْ مِنّٖى اِنَّكَ اَنْتَ السَّمٖيعُ الْعَلٖيمُ - Hani, İmran'ın karısı, "Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin" demişti. Allah’a adanan adağın sonu ne olur diyorsanız? فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَاَنْبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّاBunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir şekilde yetiştirdi. Zekeriya’yı da onun bakımıyla görevlendirdi. 12 İşte adayan Hanne’ye bakınız.Adanan Meryem’e bakınız.Bahçıvana yani terbiye edene bakınız. İşte Hz. İsa a.s, böyle bir   adaktan doğmuştur.İşte Hz. İsa böyle bir anneannenin duasıdır.İsalara ulaşılan süreç böyle başlar.
İsa demek müjde demektir.Eğer toplumlar kurtuluş müjdesi bekliyorlarsa o müjdeye ulaşmanın yolu birazda bu eylemden geçiyor.Allah’a terbiye ettirmek.
      Özetle,Müslüman aile,evin dar’ul islam olduğu,evin bir mekteb,medrese olduğu ,insanın hem öğrenim hem de eğitim gördüğü ,evin hem dar’ul İslam ve hemde dar’us suffe olduğu bir evin mahsulüdür müslüman ailenin çocuğu.Eğer gelecekte  bu toplumu değiştirecek yiğitler,fatihler çıkacaksa işte böyle ailelerden çıkacaktır. Yoksa başka yerlerden beklemiyorum bu işi.Kusura bakmayın.
      Müslüman kadının sorumluluğu İslam toplumunun yeniden inşasında vazgeçilmez rolünü üstlenip toplumsal ailevi ve bireysel rolünü oynamasında yatmaktadır.
Selam hidayete tabi olanlara olsun…..
1-Ahzap Süresi 33/72
2-İnfitar Süresi 82/6
3-Nahl süresi 16/12
4-Ahzap Süresi 39/53
5-Tevbe Süresi 9/24 
6-Ahzap Süresi 33/33
7-Nisa süresi 4/1
8-Bakara Süresi 2/102
9-Nur Süresi 24/4 
10-Tahrim süresi 66/6
11-Al-i İmran Süresi 3/200 
12- Al-i İmran Süresi 3/35-37