İnsan bazen balık gibi denizde yüzerde suyu bilmez. Suyu arar. Sudan başka bir şey içinde olmadığını unutarak. Bazen nimetin içinde yüzerde yüzdüğü nimetin farkına varmaz. Farkına varmayınca o nimet azalır. O nimet şükrü eda edilmeyince nimet olmaktan çıkar imtihana, belaya döner. Onun için mevlamız  Ve iz teezzene rabbukum lein şekertum leezîdennekum ve lein kefertum inne azâbî leşedîd. Hani Rabbiniz şöyle duyurmuştu: "Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir."1

İçinde bulunduğumuz nimetleri nimet sırasına dizecek olursak mümin insan, en üst sıraya maddi, dünyevi ve geçici nimetleri dizmez. Çünkü bizim için büyük nimet ahiret nimetidir.  Bir mümin için nimetin en üst sırasına yazacak nimetler ev, araba, at, yat, kat, eş, çocuk vs. değildir. Allah’a hamd edilmek ve şükredilmek için nimetlerin en üstüne yazılması gereken nimetler ebedi nimetlerdir. Bunların başında sahip olduğumuz ya da sahibi olacağımız İslam nimeti gelir.

İslam bir nimettir. Hem de büyük bir nimettir. İnsanlar İslam nimetinin içinde o kadar yüzüyorlar ki bazen bunun nimet olduğunu unutuyorlar. Sanki annelerinden bu nimetle mecburi doğmuş olacaklarını düşünüyorlar.Babalarından miras kaldığını düşünüyorlar. Onun için de İslam’ın şükrünü eda etme konusunda diğer şükürler kadar titizlik göstermeyebiliyorlar. Çünkü bunu nimet olarak görmeyince, böyle bir nimetin farkına varmayınca bu nimet için ödenmesi gereken bir bedel olduğunu düşünmüyorlar. Oysa İslam hakikaten büyük bir nimettir.

Allah aşkına dönün bir kendinize sorun. Bir Yahudi ile yan yana gelip ve şöyle bir bakın. İki dinide bilen biri olsanız Yahudi’nin yüzünü yere eğdirecek o kadar çok şeyi var ki.Yahudi’ye, söyleyin bakayım. Sizin kitabınızda Allah ile peygamberini hangi yüzle güreştirdiniz. Ve hatta insanı Allah’a yendirecek yerine Allah’ı insana nasıl yendirdiniz? Nasıl yaptınız bunu. Ve yine bir peygamberi kızıyla aynı yatağa nasıl yatırdınız? Buna da iman diye inandınız. Şunun bir hesabını ver bakayım. 
Hele söyle bakayım bir peygamberi puta nasıl taptırdınız? Nasıl büyücü ilan ettiniz? Hele şunun bir hesabını ver bakayım. İnanın o Yahudi’nin yüzünü yere eğdiğini göreceksiniz.

Bir Hıristiyan’la yan yana gelin.Hele bir söyle bakalım.Şu üç bir, şu bir nasıl üç oluyor?Hele bana bir söyle.Hz. İsa tanrı mı?Tanrının oğlu mu?Haça gerildi mi?Öldü mü?Tanrı ölür mü?Tanrının oğlu ölür mü?Tanrı sancı çeken bir anadan doğar mı?Tanrı doğar mı,büyür mü?Sayın gitsin.İnanın yüzü yere iner.
Ey Müslüman! Allah aşkına bir söyle. Kur’an-ı Kerim senin yüzünü yere eğdirir mi? Sana sorulunca yüzün kızaracak bir şeyin var mı? Yok.
Değerli dostlar!

Şu içinde yüzdüğümüz nimetlerin bir farkına varalım.Ne olur bu nimetlerin en başına iman ve İslam nimetini koyalım.Bir insanın nimeti,fark edip etmediğini nereden anlarsınız?O nimete şükredip etmediğinden anlarsınız.Bir insanın nimeti nimetler listesinde nereye yazdığını nereden anlarsınız?En çok neye şükrediyorsa onu en üste yazmıştır ondan anlıyorsunuz.Peki İslam nimetine şükrediyormuyuz?Peki İslam nimetine şükretmenin göstergesi nedir?İslam nimetine şükretmenin göstergesi Peygamber s.a.v sancısına tutulmaktır.Peygamber olamazsınız onu geçin.Onu Allah-u Teala seçer. Ama peygamber sancısına sahip olabilirsiniz. O zaman peygamber sancısına sahip olmak, onun derdini dert edinmek nasıl bir şey?  Gul eyyu şey'in ekberu şehâdeh, gulillâhu şehîdum beynî ve beynekum ve ûhıye ileyye hâzel gur'ânu liunzirakum bihî ve mem belağ, einnekum leteşhedûne enne meallâhi âliheten uhrâ, gul lâ eşhed, gul innemâ huve ilâhuv vâhıduv ve innenî berîum mimmâ tuşrikûn. De ki: "Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahittir.  İşte bu Kur'an bana, onunla sizi ve eriştiği herkesi uyarayım diye vahyolundu. Gerçekten siz mi Allah ile beraber başka ilâhlar olduğuna şahitlik ediyorsunuz?" De ki: "Ben şahitlik etmem." De ki: "O, ancak tek bir ilâhtır ve şüphesiz ben sizin Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım." 2

Gelin dostlar peygamber sancısına sahip olalım. Sancısız insan hiçbir şeydir. Davası olmayan adam adammıdır Allah aşkına. Allah c.c. davası olmayan adama neye rol versin. Derdi yok , kaygısı yok. Aslında derdi var. Akşama ne yesek? Bu dert sayılır mı yahu? Biraz daha büyüğü. Bu oğlanı ne yapacağız? Bu kızı nasıl gelin edeceğiz? Biraz daha büyüğü bunun istikbali ne olacak? Bu mu dert Allah aşkına? Hiç Allah adına bir derdimiz olmasın mı? Derdimizin zekâtı olmasın mı? Allah’a adanmış dertler dertlerin zekâtıdır. Hiç derdimizde adanmış dert olmasın mı?Bir defa İslam’ı dert edinmeyelim mi?Kardeşler!Derdimizi ibadete kesb etmenin yolunu arayıp bulalım.Bunun yolu İslam’ı dert edinmekten geçmektedir.Dert edinenlere de yardım edelim.

Hz. Ali ve ordusu Sıffine gidiyorlar. Hemen arkasında oğlu Muhammed Hanefi sancak elinde bir şeyler terennüm ediyor. Hz. Ali keskin bir biçimde dönüyor oğluna,
Oğlum!’’tezülül cibal vela tezül’’ Evet, sen değil, dağlar sallansın. Ama sen sallanma, dik dur, dimdik dur. Yıkıldınsa, şöyle bir besmele çek:“Bismillahirrahmanirrahîm!” de; “La havle ve la kuvvete illa billâh!” de; “Hasbunallahu ve ni’mel-vekil!” de; “La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü mine’zzalimîn!” de...

Derdimiz insanı kamil yetiştirmek olsun.Allah’ın fiyat koyduğu,insanın fiyatını koyamadığı kimsey insanı kamil denir.Satın alınamayan adamdır insanı kamil.Üzerine pazarlık yapılamaz onun.İşte pazarlık yapılamadığında bazıları şaşırıyorlar.Oraya kadar a,b,c,d.. planları ve projeleri var.Oraya gelince planları ve projeleri çöküyor.
Alman filazof Immanuel Kant bir tezinde diyor ki,’’Her insanın bir fiyatı vardır’’ . Hayır. Allah’a satılmış insanın fiyatı yoktur. O kendini Allah’a satmıştır. Ve minen nâsi mey yeşrî nefsehubtiğâe merdâtillâh, vallâhu raûfum bil ıbâd. İnsanlardan öyle kimse de vardır ki Allâhın rızasını isteyerek nefsini satın alır. Allah kullarına çok merhametlidir. 3

İslam davasını Peygamber  s.a.v gibi dert edinenlere ,İslam ve iman nimetlerinin kadru kıymetini bilenlere selam olsun….
1-İbrahim Süresi 14/7
2- En’am Süresi 6/19
3-Bakara Süresi 2/207