Ayancık sahilinde iskelenin Apart Otel tarafından 4 adet, diğer tarafta ise 2 adet olmak üzere toplam 6 adet mahmuz yapıldığını belirten Ayancık Çevre Koruma Derneği Başkanı Mukaddem Sarısoy, yapılan mahmuzların kıyıları ok ettiğini söyledi. Sarısoy; “Mahmuzların yapılmasının amacı, sahilleri korumak olduğu söylenmekte, sahili korumak için kıyıları yok etmek mi gerekir. Sahili korurken kıyılarda korunamaz mıydı? Apart otelin önündeki kayalıklardan ve açağzı dediğimiz yerden mendirek yapılarak sahilin korunması ve aynı zamanda uzun ve güzel bir kıyının oluşması olanaklı değil miydi?” dedi. 

DÜZENSİZ YAPI İNSANLARIN HAYATLARINI DA ENGELLEMEKTE
Sahil çevresinde yapılan mahmuzların bölgede denize girmek insanları büyük oranda engelleyeceğini savunan Ayancık Çevre Koruma Derneği Başkanı Mukaddem Sarısoy, sosyal yaşama zarar veren bu yapılaşmaya bir an evvel son verilmesi gerektiğini ifade etti. Sarısoy; “Yakın çevremizde Gerze’de bunun örneğini gördük. Sahile yapılan mahmuzlar insanların denize girmelerinde engel teşkil etmektedir. Çünkü bu yapılar sahilin dokusunu olumsuz anlamda değiştirdi. Mahmuzlar kıyıda iri veya ince malzeme tutacağı hesaplanarak yapıldığını düşünsek bile bu durumda sahil ile mahmuzlar arası malzeme ile dolduğunda, sahil ile mahmuzlara kadar yaklaşık kıyıdan 40 metre mesafede denize girilemeyecektir. Mahmuzların sahile verdiği olumsuzluğu gidermek için kıyı kanuna rağmen kamu ve özel araçlarla kum nakli yapılmaktadır. Sahilde sorun mahmuzların yapılması ile başladı. Sorunu gidermek için sahile taş ve moloz doldurmak yerine mahmuzların kaldırılması gerekir. İstanbul Belediye Başkanı gezi direnişinden sonra çöp konteynırlarını koyarken dahi yerini halka soracağız demişti. Gerçi verilen sözler çabuk unutuldu. İlçemizde yapılan çevremizi, sosyal hayatımızı değiştiren ve doğaya ve çevreye zarar veren işlerde halkımızın görüşü ne zaman alındı. Doğamıza ve çevreye zarar veren Ayancık HES yapılırken, Çigdem 1,2,3 yapılırken ve sosyal yaşamımızda etkili olan sahile mahmuzlar yapılırken halkımıza soruldu mu? Ayancık HES ve Çiğdem 1,2,3 Hidrolik santrallerin ormanlarımıza verdiği zararla birlikte en büyük zararı ileride ilçemiz içme suyuna olacaktır. (Bu durumu belirten raporlar, yetkili kurumlarda mevcuttur.) Deniz kıyıları, ormanlar ve dereler kamuya açık alanlardır. Bu alanlarda proje yaparken ve değişiklik yaparken halkın görüşü alınmalıdır. Biz yaptık demekle olmaz, olmadığı ortada. Ayancık Kent konseyi ne yapar? İlçemizin sosyal hayatını olumsuz yönde değiştiren sahile mahmuzlar yapılırken, doğaya kasten zarar verdiği mahkeme kararı ile kesinleşen Ayancık HES ve Çiğdem 1,2,3 hidrolik santralleri yapılırken neden gerekli girişimlerde bulunmaz ve halkımızı aydınlatmaz. Ayancık'a termik santral yapılmak istendiğinde o dönemki Kent konseyi yönetimi Termik santral hakkında halkımızı bilinçlendirmek için etkinlikler, toplantılar ve paneller düzenleyerek öncülük etmiştir. Bu gün ki Kent konseyi yönetiminin, ilçemize termik santral kurulması istenilen dönemde olduğunu insan düşünmek dahi istemiyor. İlçemize Termik Santral yapılmak istendiğinde Ayancık halkı olarak engel oldunuz. Çevremize, doğaya, suyumuza, denizlerimize ve sosyal yaşamımıza zarar veren yapılaşmalara dur diyelim. Ayancık'a hep birlikte sahip çıkalım" diye konuştu.

 
Editör: Vitrin Haber