Afette yaşananları anlatan Turhan Akın, “Bu binayı yapmam yaklaşık 10 yıl sürdü. Yaklaşık 20-30 yıllık emeğimi ben buraya harcadım. Harcamazdım ama başladık bir kere iyi olsun kaliteli olsun diye devam ettik. İstanbul’da sanayide yerim vardı onu da sattım bu bina için. Yerini 30 yıl önce almıştım. 197 metrekare alan üzerindeydi. Tomruk deposundan dolayı selde çay yer değiştirdi. İki tane çay var burada. İkisinin birleştiği yerde tomruk deposunun olması oraya suyu birikmesine neden oldu. Su da biriktiğinde orayı adeta bir baraj yaptı. Tazyikli biçimde tomrukları oradan vurduğu gibi köyümüzü bastı” dedi.

Sel sonrası binası, dükkanı, eşyaları ve malzemelerinden sadece merdivenlerin kaldığını belirten Akın, “Sadece benim değil köyde yaklaşık 40 bina gitti. Üst taraflardan bir tanesi sağlam olsaydı belki bizim bina kalabilecekti. Su onların altından zaten kağıt gibi geçti yıktı attı. Bizim bina orada kaldı vura vura böyle oldu. Su zaten yarısına kadar çıkmıştı. Sel altını oydu söktü binam bir süre dağılmadan selle sürüklendi. En son yıkıldı. Bunu yapan zaten ‘Bütün binalar yıkılacak, seninki bütün gidecek’ diye demişti. Dediği gibi de oldu. Çünkü hiçbir malzemeden kaçmadık. Her şeyin iyisini kullandık ama afete hiçbir şey dayanmıyor. Benim yaklaşık kaybım altında dükkanım da vardı hepsini hesap ettiğin zaman 3 milyon TL" diye konuştu.

 

Editör: Vitrin Haber