Vicdan Hareketi tarafından Sinop’ta 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Suriye’deki mahpus kadınların durumlarına dikkat çekmek amacıyla vicdan konvoyuna destek çağrısı yapıldı.

İskele Meydanında gerçekleştirilen basın açıklamasına İHH Sinop Başkanı Cemalettin Koca, Eğitim Bir-Sen Sinop Şubesi Başkanı Ramazan Çelik, Memur-Sen Sinop İl Başkanı Hasan Tüyüboz, STK temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

7 bin mahpus kadın ve çocuğun özgürlüğü için oluşturulmuş bir inisiyatif olan Vicdan Hareketinin ortak basın bildirisini Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı ve Eğitim Bir Sen Sinop Şubesi yönetim kurulu üyesi Mümine Şahin okudu

MAZLUMLAR İÇİN VİCDANIN HAYKIRIŞINDAN DAHA GÜÇLÜ BİR İMKAN YOKTUR
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde bombaların altındaki Suriye dahil 110 ülkede dünyanın dört bir yanında Suriyeli mahpus kadınlar için meydanlarda olduklarını belirten Şahin; “ Buradan Suriye hapishanelerinde acı içinde özgürlük bekleyenleri ve meydanları doldurarak onlar için vicdanları ayağa kaldıranları selamlıyoruz.  Biliyoruz ki, mazlumlar ve ezilenler için vicdanın haykırışından daha güçlü bir imkan yoktur” dedi.  

Vicdan Hareketinin tüm çocuklar yaşasın diye dili, inancı, ırkı fark etmeksizin tüm kadınlar korunsun diye oluşmuş uluslararası bir inisiyatif olduğunu, insan hayatını korumayı hedefleyen ve herkes için onurlu bir yaşam isteyen  bir merhamet hareketi olduğunun altını çizen Şahin sözlerine şöyle devam etti; “Geçtiğimiz yıl bugün, dünyanın dört bir yanından kadınlar olarak başlattığımız Vicdan Konvoyu ile 10 binin üzerinde kadın Suriye sınırına gitmiştik. Bu yıl ise dünyanın tüm meydanlarında kadın erkek bir aradayız. Bizler dünyanın birçok ülkesinden gelen insanlar olarak, hukuksuzca tutulan, cinsel saldırıya ve işkenceye maruz kalan Suriyeli kadınların özgürlüğü için sesimizi yükseltiyoruz. Kadınlar olarak isyan ediyoruz. Tecavüzün, savaşlardan kadınlara yönelik işkencenin ve her türlü zulmün silah olarak kullanılmasına isyan ediyoruz. Çocukların çırpınarak ölmesine isyan ediyoruz. Hapishanelerde tutulan mazlum her kadın insanlığın geleceğine dair umudumuzu biraz daha kaybettiriyor. İnsanlığımızdan utanıyoruz. İnsanlığımızı kaybediyoruz.

BU ACIYA ARTIK YETER DİYORUZ
Suriye savaşı sırasında sayısız savaş suçu işlendi. Uluslararası sözleşmeleri etkili olarak uygulaması gereken devletler, uluslararası yargı mekanizmaları ve uluslararası toplumun bütün bileşenleri sivil insanların, kadın ve çocukların korunmasından sorumludur. Kadınlar ve çocuklar korunmalı, hiçbir şekilde esir tutulmamalı, taraflarca herhangi bir şekilde pazarlık konusu ve unsuru yapılmamalıdır. İnsan hayatının ve onurunun korunması temel prensiptir. Bu prensibin ve sorumlulukların yerine getirilmesi ancak insanlık vicdanının harekete geçmesiyle mümkün olacaktır. Bu nedenle bunca acıya, bu kadar ölüme ve zulme artık yeter diyoruz. Dünyanın her yerinden vicdanların sesi olarak, şehirlerin meydanlarından Suriye'ye sesleniyoruz.  Suriye rejimine ve ortaklarına sesleniyoruz; hemen şimdi tecavüzü savaş silahı olarak kullanmayı bırakın.  Hemen şimdi kadınlara acımasızca yapılan işkenceyi durdurun. Hemen şimdi tüm Suriyeli kız kardeşlerimizi serbest bırakın. Bırakın evlerine dönsünler, bırakın ailelerine kavuşsunlar. Yeryüzünün dört bir yanındaki insanlık ailesinin her bir ferdini merhamete çağırıyoruz.

BURADAYIZ VE SİZDEN ASLA VAZGEÇMEYİZ
Suriye rejiminin hapishanelerindeki cesur ve onurlu kadınlara sesleniyoruz.  'Yeryüzünde vicdanlı bir insan kalmadı mı bize yardım edecek'” diyen kadınlara sesleniyoruz. Sesimizin size ulaştığını biliyoruz. Buradayız ve özgürlüğünüz için bütün gücümüzle kadın-erkek hep beraber çalışıyoruz. Pes etmeyeceğiz. Sizden asla vazgeçmeyeceğiz. 

Biz şahitleriz ve şahitlik ediyoruz. Mazlumun mazlumiyetine, zalimin zulmüne ve sessiz seyredenlerin mesuliyetine şahitlik ediyoruz. Sadece ve sadece adaletten yana, mazlumdan yana tavır alıyoruz. Biliyoruz ki bu aynı zamanda insanoğlunun geleceğine ve bugün zulmeden zalimlerin masum çocuklarına dahi insani sorumluluğumuzdur. 

Görevini yapmayanlara, eksik yapanlara da şahitlik ediyoruz. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi tüm uluslararası organizasyonlara, bu savaşın bir parçası olan tüm devletlere, uluslararası insan hakları örgütlerine, yasaları gereğince savaş bölgelerindeki sivillere karşı sorumluluk taşıyan uluslararası Kızılhaçlara, Kızılaylara ve uluslararası insanı yardım teşkilatlarına sesleniyoruz.  Haydi tüm imkanlarınızı seferber ediniz. Masum bir insana özgürlüğünü vermek yeryüzündeki en kıymetli insani yardımdır. Haydi şimdi ve daha fazla gecikmeden.

Ve sesimizi duyan herkesi bu hareketi desteklemeye, karar alıcı kişi ve kurumlara mektuplar göndermeye, web sitemizdeki imza kampanyasına katılmaya ve yaymaya, her türlü çabaya ve duaya davet ediyoruz. İnsanoğlunun merhameti ve vicdanının ortak sesi kitle imha silahlarını susturacak, hapishane kapılarını kıracak en büyük güçtür. Çünkü insanız! Ve herkes için insanca yaşam istiyoruz. Suriye zindanlarındaki son kadın ve çocuk özgür oluncaya dek ayaktayız!"

Yapılan konuşma ardından topluca dua edilerek, kadın ve çocuklara zulmeden zalimlere lanet yağdırıldı. 

Editör: Vitrin Haber