İHH Sinop Şubesi tarafından Doğu Türkistan’da yaşanan Çin zulmünü protesto etmek amacıyla basın açıklaması düzenlendi. Sinop Alaaddin cami avlusunda Cuma namazı sonrasında düzenlenen basın açıklamasına Sinop’ta faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları da destek verdi. 

MÜSLÜMAN UYGURLAR HER TÜRLÜ HAK İHLALİNE MARUZ BIRAKILMAKTADIR
STK’lar adına açıklama yapan Sinop Önder İmamhatipliler Derneği Başkanı İsmail Aksoy, Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Uygur halkının her türlü hak ihlaline maruz bırakıldığını söyledi. 
2000 yılı sonrasındaki siyasi, ekonomik ve askeri atılımlarla gündeme gelen Çin, sınırlarının doğu ve batısında iki farklı yüzle ortaya çıkmaktadır. Özellikle uzun yıllardır asimilasyon ve yıldırma politikaları yürütülen Doğu Türkistan tüm dünya gündeminden saklanmakta, Müslüman Uygurlar her türlü hak ihlaline maruz bırakılmaktadır. 

Evlerinden, yurtlarından, eş ve çocuklarından zorla ayrılan insanların sayıları her geçen gün artarken aynı zamanda uygulanan işkence ve zulümler neticesinde yüzlerce insan hayatını kaybetmektedir. Birçok aileye akrabalarının cesedi teslim edilmiş, ancak ölüm nedeni hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Kampların yaşam koşulları çok kötü olup, içerisinde çocukların da bulunduğu tutukluların sayısı, kampların alabileceği insan kapasitesinin kat kat üstündedir” dedi.

ÇİN HÜKÜMETİ BU İNSANLIK DIŞI UYGULAMALARINA DERHAL SON VERMELİDİR
Çin hükümetinin, Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur halkına insanlık dışı muameleler ve işkenceler yaptığını hatırlatan Sinop Önder İmamhatipliler Derneği Başkanı İsmail Aksoy, bu uygulamaların bir an evvel son bulması gerektiğinin altını çizdi. Aksoy; “Uygulanan yol ve yöntemlere bakıldığında Çin yönetiminin halihazırda bütün Uygurları ‘suçlu’ olarak kabul ettiği, din ve geleneklerine bağlı Uygurları terörist olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Kamplardan çıkmayı başaranların ifadelerine göre toplama kamplarında mahkûmları su tanklarına daldırma, kadın tutukluların yüzlerinde ve vücutlarında sigara söndürme, bileklerinden asılan tutukluları copla dövme, elektrik verme, acı verici nesnelerle dövülme, soğukta bekletme, yoğun ve parlak ışıkla körleştirme, uykusuz, aç ve susuz bırakma, elleri kelepçeli ve ayakları prangalı olarak dolaştırılma gibi kötü muameleler yapılmaktadır. Bu türden işkenceler fiziksel veya zihinsel bozukluklarla, çoğu zaman da ölümle sonuçlanmaktadır. Doğu Türkistan’daki Uygurlara yönelik dini baskılar gün gittikçe artmaktadır. Baskılar 1970’li yıllardaki ‘Kültür Devrimi’nden sonra en üst noktaya ulaşmıştır. 

Çin hükümetinin, kendi yasalarına ve taraf olduğu uluslararası antlaşmalara aykırı olan Politik Eğitim Kamplarını hemen kapatmalı ve bu kamplarda isteği dışında tutulan insanların maddi-manevi zararları karşılanmalıdır.
Doğu Türkistan’da devam edegelen demografik değişikliklere son vermeli, Uygurlardan müsadere edilen toprak ve mülkler iade edilmelidir.

Doğu Türkistan‘da yaşayan Uygurların yurtdışına seyahat yasağı ve yurtdışındaki Doğu Türkistanlıların memleketlerine dönüş ve akraba ziyareti engeli kaldırılmalıdır.
Yurtdışında akrabası olanlara yönelik denetim ve gözetim kaldırılmalı, para gönderme, posta, telefon, haberleşme engeli kaldırılarak en temel haklardan olan iletişim ve haber alma özgürlüğü sağlanmalıdır” diye konuştu.
Yapılan açıklamanın ardından Sinop İl Müftüsü Ali Hayri Çelik tarafından, zulme uğrayan tüm mazlumlar için dua edildi. 

Editör: Vitrin Haber