Günümüzden 58 yıl önce Dominik Cumhuriyetinde Turjillo diktatörlüğüne karşı özgürlük ve hak mücadelesi veren Mirabel kız kardeşlerin yönetimin askerleri tarafından tecavüz edildikten sonra katledilmesi sonucunda 1981’de Dominik'te toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayında 25 Kasım'ın “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edildiğini hatırlatan Necla Topal: "Geleceğimize ve hayatımıza sahip çıkmak için bir araya geldiğimiz ve şiddetsiz bir memleket hayal ettiğimiz 25 Kasım buluşması için bugün alanlardayız. Geçen 25 Kasım'dan bu yana, bu topraklarda kadına yönelik şiddet yine artarak devam etti. Kadınlar, her gün şiddete, tacize ya da tecavüze uğruyor. Şiddet o kadar arttı ki artık medyada sıradan vaka gibi yer buluyor. Her sosyal, kültürel çevreden, ünlü ya da ünsüz toplumun her kesiminde kadına yönelik şiddete tanıklık ediyoruz” dedi.
2018'in ilk dokuz ayında 183 kadın ve 10 çocuğun öldürüldüğünü, 50 kadına tecavüz edildiğini, 162 kadının tacize uğradığını, 375 kadına zorla seks işçiliği yaptırıldığını, 279 kız çocuğunun cinsel istismara maruz kaldığını ve 316 kadının ise yaralandığını dile getiren İl Kadın Kolları Başkanı Topal, kadınların hiçbir yerde güvende olmadığını, cinayetlerin bazılarının uzaklaştırma kararlarına rağmen işlendiğini, devletin kadını koruyamadığını vurguladı.
Kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu, iktidarın kullandığı dilin şiddeti körüklediğini, kadının ötekileştirildiğini savunan Topal, “Evde, ailede, eğitimde, iş yerinde, sokakta, siyasette, medyada, dilde, tribünde, hukukta 'kadına şiddet kültürü' kendine yer buluyor. Bunun önüne geçmenin en önemli yolu eğitimdir. Kadına şiddetle mücadele ders kitaplarında yer almalıdır. Kreş çağından başlayarak müfredata 'toplumsal cinsiyet eşitliği', 'büyüklerin zararlı dokunuşlarını anlama', 'sadece yabancılara değil, anne babaya da karşı haklar' gibi dersler konulmalıdır. Kadının olmadığı bir dünya düşünülemez. Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için ayrıştıran ve ötekileştirilen dil terk edilmelidir. Kadın istihdamı artırılmalı. Kadınların çalışma yaşamında eşit koşullarda daha çok yer alması sağlanmalıdır. Kadına ve çocuğa yönelik, şiddet, cinsel istismara karşı iyi hal indirimi kullanılmamalı, en üst seviyeden ceza verilmelidir. Şiddeti arttıran en önemli etkenlerden bir diğeri de yoksulluktur. Kadınlara mutlaka güvenceli çalışma koşulu sağlanmalıdır. Kadınlar, kendi yaşamlarını bağımsız olarak sürdürebilecek şekilde gelir elde edebilmelidir. Kız çocuklarının erken yaşta evlenmelerinin önüne geçilmeli, eşit eğitim almaları sağlanmalıdır. Kreş, çocuk bakımevi, kadın sağlık merkezi, hasta bakımevi, yaşlı bakımevi, sığınma evi sayısı artırılmalıdır. Eşit temsiliyetin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Güçlü kadının; güçlü toplum, güçlü ekonomi ve güçlü demokrasiye giden yolun kadın cinayetlerine mücadeleden geçtiğini unutmayın” diye konuştu.
CHP Sinop Kadın Kolları Necla Topal, mücadeleler sonucu elde ettikleri kazanımların bir bir ortadan kaldırılmaya çalışıldığını, kadınlar olarak içine tıkılmaya çalışıldıkları kalıplara sığmayacaklarını, yaşamlarına ve haklarına sahip çıkacaklarını ve şiddete karşı kararlı duruşlarını sürdüreceklerini sözlerine ekledi.
Etkinliğe: CHP Sinop İl Başkanı CHP Sinop İl Başkanı Avukat İnan Savaş Yüksel, CHP Merkez İlçe Başkanı Mustafa Tolga Kara, CHP aday adayları Barış Ayhan ve Metin Gürbüz ile Sinop eski Milletvekili Yalçın Oğuz'da katılımlarıyla destek verdi.
Editör: Vitrin Haber
