Bazı sivil toplum kuruluşlarının davetlisi olarak Sinop'a gelen Boyabatlı Tarihçi Yazar Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, 'Abdülhamit'ten Ortadoğuya' konulu konferans verdi.

Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda gerçekleştirilen konferansa; AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş, Vali Yardımcısı Ekrem Yaman, AK Parti Sinop İl Başkanı Ali Çöpcü, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Fatih Özçelik, İl Müftüsü Mustafa Erkan, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Kazım Açıkbaş, KYK İl Müdürü Adnan Menderes Dümen, Ensar Vakfı Sinop Şubesi Başkanı Muhammet Başoğlu, İlim Yayma Cemiyeti Sinop Şubesi Başkanı Hakkı Bafralı ile çok sayıda Sinoplu katıldı.

İstiklal Marşı'nın okunması ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayana programda İlim Yayma Cemiyeti Sinop Şube Başkanı Hakkı Bafralı'nın açılış konuşması ardından Tarihçi Yazar Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil 'Abdülhamit'ten Ortadoğuya' konulu konferansını sundu. Program, salonu dolduran yüzlerce kişi tarafından soluksuz izlendi.


TARİHİNİ BİLMEYENİN ŞAHSİYETİ DE GİDER
Konuşmasında; tarih ilminin Kur'an-ı Kerim'de emredilen bir ilim olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil; "Tarih ilmi, insanın basiret gözünü açıyor. Nereden geldik?, niçin geldik? Nereye gidiyorsun?. Demek ki tarih bildiriyor. İnsanları o eski bilgilere ulaştırıyor ki ibret alsın. Havas'ı da gizli sırlara da vasıl ediyor ki seçilmiş insanları ileri ufuklara götürsün. Matematik, fizik, kimyaya ben 10 dersem, siz 100 delin. Ancak bunların şuuru yok. Ama tarihin bir şuuru var. Din gibi, dil gibi, edebiyat gibi şuur veren ilimlerden. Diğerleri de kıymetli birer ilim. Fakat, matematik, fizik, kimya, makine mühendisliği, inşaat mühendisliği adama şahsiyet kazandırmıyor. İnsana bunlar şahsiyet veremez, şahsiyetini de yok etmez. Yani bir adam; matematik, fizik, kimya öğrendi, bilgisayar mühendisi oldu diye şahsiyeti gitmez, iyi bir meslek sahibidir. Ne şahsiyet verir, ne de şahsiyeti yok eder. Fakat; tarih, din, edebiyat insana şahsiyat kazandıran ilimlerdir. Bunları bilmezse şahsiyeti de gider. Hele yanlış bilirse. Neden tarihle oynuyorlar şimdi anlayabiliyor muyuz?. Dinimizi neden yanlış anlattıklarını şimdi daha iyi anlayabiliyor muyuz?. Matematiği kimse yanlış anlatmaz. Seni tarihinden, birliğinden, benliğinden, beraberliğinden uzaklaştırmak önce ilk önce tarihini unuttururlar, veya yanlış anlatırlar. Çünkü bir yanlış adres verildiği zaman mektup o ulaşmaz. Genleriyle oynanmış, Osmanlı tarihi kadar yanlış öğretilen, hakaret edilen, iftiraya uğrayan, dünyada ikinci bir toplum, devlet, millet gösteremezsiniz"

O DİZİLER BOŞUNA YAYINLANMIYOR
Ismarlama dizi ve filmlerle, iftiralarla birilerinin Osmanlı algısını değiştirmeye çalıştığını kaydeden Şimşirgil sözlerini şöyle sürdürdü; "Birileri hala bu tarihle oynuyor hala. Biz gençlerimize tarihimizi öğretmeliyiz. Onun için bu konferansları çok önemsiyorum. Zira bu milletin tarihine asla düşmanlık bitmez. Senin çok güçlü bir tarihin var. 'Muhteşem Yüzyıl'ın boşuna çıktığını zannetmeyin. Ne zaman biri 'one minute' dedi. Ne zaman birisi Osmanlı gibi şu coğrafyada hükümran olmaya başladı. 'Bende varım' dedi. Anında ısmarlama bir dizi yaptılar 'Osmanlı bu' diye. Özellikle ısmarlama bir dizidir. Büyük oyun oynanıyor. Büyük oyun, bir twetin peşine 100 bin kişiyi sokağa dökmektir. Sorgulayan, araştıran, doğruları öğrenen bir gençlik. Sorgulamayan bir gençlik istiyor onlar. Vagon olmayan, lokomotif bir gençlik bulmak istemiyorsan, tarihi iyi öğretmek yazım.

TARİHİMİZDEN BİZİ BİR GECEDE KOPARDILAR
Sene 1924. Biz bir dil devrimi yaşadık. Bizim bir anda alfabemiz değişti. Bu gün biz Çin alfabesine geçtik, buyurun; profesör ile ilk okul birinci sınıftaki bir çocuğun farkı var mı? Hepimiz harf öğrenmeye başlayacağız. Şunu anlayabilirim arkadaşlar. Deseniz ki; 'gelecek batıdaydı', 'medeniyet batıdaydı', 'bizim bu medeniyeti yıkılabilmemiz için bu dili öğrenmemiz lazım'. Buraya kadar tamam, bana anlatabilirsiniz. Fakat şunu anlayamam; bin yıllık eserlerini yakacaksın, okumayacaksın, toprağa gömeceksin, okuyanı hapse atacaksın. Bunu bana kimse anlatamaz. Bunun anlaşılır bir tarafı yok. Ama böyle yapmadık mı?. Tümüyle tarihimizden koptuk. Matematiğiyle, fiziğiyle, kimyasıyla, tıbbıyla,  hukukuyla. Okuma bilen yok ki. Nereye döndük yönümüzü?; Batıya. Nereden öğrendik tarihimizi; Batıdan öğrenmeye başladık. Batının kitaplarından çeviri, Batının kitaplarından tercüme. Sene 1976'ya kadar İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümünde, Hammer'in tarihi ders kitabı olarak okutuldu. Nasıl Türk ve Müslüman düşmanı olduğunu ben bilirim. Satır ve satır okudum. Edebiyat kitabımızı Adil Dilaçar'ın kitabından okuduk biz. Zannediyorum Adil Dilaçar, Agop Dilaçar olduğunu sonradan öğrendik. Şimdi bu tarihimizi neden 80 sene daha öğrenemedik ve bize yanlış öğrettiler. Şimdi düzeltmek kolay mı?.

80 SENE KIZIL SULTAN DEDİRTTİLER
Abdülhamit Han'ı anlamanın bütün Osmanlıyı, günümüzü ve geleceği anlamak ve yolu doğru çizmek manasına geldiğini kaydeden Ahmet Şimşirgil, devrinde anlamak bir tarafa dursun, Abdülhamit Han'a 80 yıl boyunca 'Kızıl Sultan' denildiğini söyledi. Şimirgil sözlerine şöyle devam etti; "Halbuki Abdülhamit Han tahta çıktığında neredeyse Osmanlı Devleti bitmişti. İflasını ilan etmişti. Abdülaziz Han'ı bir darbe ile indirdiler, sonra şehit ettiler ve 6 ayda memleketi bitirdiler neredeyse. Ekonomik yönden iflasını ilan edecek hale geldi. Ardından Abdülhamit Han'ı tahta anlaşma ile getirdiler, 'Meşrutiyeti ilan edeceksin' dediler. Rus harbine girmeyince 'Rus dostu' dediler ve mecburen savaşın içine soktular. Ruslar bir taraftan Yeşilköy'e geldi. Öteden Kars Ardahan'ı aldı ve Abdülhamit Han Meşrutiyeti lav eti. Devlet dizginlerini ele aldı. Bundan sonra 'Abdülhamit Han' vardır. 

ABDÜLHAMİT HAN'I TANTTAN İNDİRMEDEN CİHAN HARBİNE GİREMEDİLER
Abdülhamit Han aldı ne yaptı; 30 senede bir dünya gücü yaptı. Osmanlıya son 100 senede 'Hasta Adam' diyen Avusturya Macaristan İmparatorluğu, Osmanlıya son 100 senede 'Hasta Adam' diyen Alman Prusya İmparatorluğu, Osmanlıya son 100 senede 'Hasta Adam' diyen Rusya Çarlık İmparatorluğu. 3'ü de Hasta Adamdan önce öldü. 3'ü de Hasta Adamın ölümünü göremedi. Gördünüz mü Abdülhamit Han'ı?. Dünyanın 7 ülkesinden biri yapmıştı Abdülhamit Han. Abdülhamit Han'ı tahttan indirmeden bir cihan harbine giremediler ve asla giremezlerdi. Abdülhamit Han başımızda olsa, cihan imparatorluğundan nasıl çıkardık? düşünemiyorum bile. Nasıl bir devlet olurduk? Bu gün Rumeli ve İstanbul bizim elimizdeyse Abdülhamit Han'a borçluyuz. 

İTTİHAT TERAKKİ BİR İMPARATORLUĞU MEZARA GÖMDÜ
İttihat Terakki'yi bir tarafa yazın arkadaşlar. İttihat Terakki, bir imparatorluğu mezara gömen adamdır. Dışarıdan değil, içeriden olmuştur bu. İttihat ve Terakkinin ihanetlerini bilmeden hiç bir şeyi anlamak mümkün değil. İttihat Terakki'de bunu biliyor. Çanakkale boğazı düştüğü an İstanbul düştü. Ne yapıyorlar biliyor musunuz? Merkezi Konya'ya taşımayı düşünüyorlar. Konya'da yeri ayarlıyorlar. Abdülhamit Han'a geliyorlar. Abdülhamit Han bembeyaz elbiseleriyle bir heykel gibi onları ayakta karşılamıştı. Tok bir sesle, 'Sizin ve biraderimin nereye gideceği beni hiç ilgilendirmiyor. İstediğiniz yere gidebilirsiniz' Sadece Beylerbeyi Sarayında bir sözü ile İstanbul'u bizim kıldı"

DÜNYANIN EN BÜYÜK İSTİHBARAT TEŞKİLATINI LAV ETTİLER
İttihat Terakki'nin, Abdülhamit Han'ın oluşturduğu, dünyadaki en büyük istihbarat teşkilatını lav ettiğini söyleyen Prof. Dr. Şimşirgil; "Hatta Yıldız'a girdiklerinde evrakları yaktılar. Niye yakıyorsun? Madem Abdülhamit Han müstebitti, kötüydü. Bende bu kötülüklerini görüp anlatsaydım, yazsaydım, millete gösterseydim. İttihat Terakki'nin Ermenilerle, Alman ve İngilizlerle ne işbirliği yaptığını görecektik. İttihat Terakki'nin bütün toplantılarına Ermeni Taşnaksutyun Komitesi de katılıyordu. Bizim dış istihbaratımız kime bağlandı o gün? Almanya'ya bağlandı. Ardından CİA'ya bağlandı. Ardından MOSSAD'a bağlandı. Ve arkadaşlar Menderes başa geldiği gün, dış istihbaratın bütün paralarını Amerika'dan geldiğini gördü. İçeriye para verip bilgileri alıyorlardı" ifadelerini kullandı. 

BU MİLLET ARTIK UYANDI
Konuşmasının sonunda, artık milletin tarihini öğrenme konusunda şuurlandığını belirten Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil; Bu millet tarihine sahip çıkacak, çıkıyor. Sinop bunu gösteriyor işte. Gecenin şu saatinde bu salonun doluluğu gösteriyor bunu. 10-15 sene önce bir tarih toplantısı olacak. bu kadar insan gelecek, nerede?. Artık geçti. Bu millet uyandı, tarihini de biliyor, tarihini de seviyor, Osmanlı’yı da seviyor, iyi görüyor, oyunları görüyor, oyunları seziyor. İnşallah, bu millet bu gücünü, bu birlikteliğini devam ettirecektir ve ilelebet bu güçlü haliyle güzel günlere ulaşacaktır" diye konuştu.
Program, Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in salonda bulunan katılımcılardan gelen soruları yanıtlamasının ardından son buldu.
 
Editör: Vitrin Haber