Uğur Mumcu Meydanında Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan protesto sırasında bazı öğrenciler Suriye bayrağı açarak, 'Halep Yanıyor' yazılı döviz taşıdı. Öğrenciler adına konuşan Orhan Bahşiş, Halep'in düşmesinin, kendilerine göre farklı, İslam dünyasına karşı farklı davranan sözde insan hakları savunucularının, kıyıya vuran bir balina için günlerce çabalayan ve saatlerce canlı yayın yaparken, Halep halkını sadece Müslüman oldukları için görmezden geldiklerini söyledi. 

SEYİRCİ KALMIYORUZ, KALAMAYIZ
Aylardır devam eden Halep katliamında da binlerce insan hayatını kaybettiğine dikkat çeken Orhan Bahşiş sözlerini şöyle sürdürdü; "Sinop Üniversitesi öğrencileri adına Halep'te yaşanan insanlık dramına seyirci kalmadığımızı göstermek için yapıyoruz. Çünkü bizler kadim medeniyetimizden aldığımız ilhamla, zulme karşı sessiz kalmanın ancak ve ancak batılın ve batı dünyası taraftarlarının bir yaklaşımı olduğunu düşünüyoruz. Bugün, gözlerini kan bulamış emperyalist güçler ve onların çok yüzlü iş birlikçileri Suriye direnişinin en büyük kalesi olan Halep'i düşürmek için topyekun saldırı içindedirler. 2011 yılından bu yana Suriye’de devam eden iç savaşta yaklaşık 300 bin insan hayatını kaybetmiştir. Yaklaşık 4 milyonu ülkemizde olmak üzere milyonlarca insan da mülteci konumuna düşmüştür. Aylardır devam eden Halep katliamında da binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Ümmetin sessizliği yüzünden Halep düşme noktasına gelmiştir. 

BU ÜÇ MAYMUNUN RESMİDİR
Halep'in düşmesi, basit anlamda bir şehrin hakimiyetinin birilerinden diğerlerine geçmesi anlamını taşımamaktadır. Bir İslam beldesi olan Halep'in düşmesi, dünya yüzeyinde 1,6 milyar Müslüman’ın zulmün karşısında gösterdikleri üç maymunu oynama sessizliğiyle vicdanların kararması ve yerlerde gezen insanlığımızın resmidir. Evet, Halep bombalar altında ama daha da önemlisi biz Müslümanların zihinleri ve akılları dünyevi istek ve arzularımızı gerçekleştirme sarhoşluğuyla işgal altındadır. Bu zulme, bu katliama sebep olan sadece emperyalist güçler değildir. Zalimlere karşı görevini yapmayan Müslümanların sessizliği ve duyarsızlığıdır. Özelde Halep genelde tüm gönül coğrafyamızda bu kadar katliam olurken, biz Müslümanlar birlik, beraberlik ve ümmet bilincini kaybettiğimizden dolayı zalimler bu kadar fütursuzca hareket etmektedirler. Meydanı boş bulup istedikleri operasyonları İslam coğrafyasında icra etmektedirler. Başta bu katliamı yapan ve destekleyen azılı kâfir toplulukları bu ümmetin Esmalarına, Eymenlerine, Muhammedlerine hiçbir zaman hesap veremeyeceklerdir. 

SÖZDE İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI NEREDESİNİZ!
Ey Avrupa Birliği, Ey Birleşmiş Milletler, Ey sözde barış yanlısı devletler, kendilerine göre farklı İslam dünyasına karşı farklı davranan sözde insan hakları savunucuları, kıyıya vuran bir balina için günlerce çabalayan ve saatlerce canlı yayın yapan, sadece Müslüman oldukları için öldürülen insanları gözleri görmeyen, kulakları duymayan, dilleri lâl olanlar, yapılan bu zulme sessiz kalmanız sizlerin de bunun ortakçısı olduğunuz anlamına gelmiyor mu? Değerli kardeşlerim şu an Halep’in içinde bulunduğu bu durum, bundan 1400 sene önce Allah Rasûlü Hz. Muhammed (s.a.s.)’in de içinde bulunduğu Uhud savaşı ve 3 yıl süren boykot döneminden farksızdır. Uhud'da çembere alınan ve dişi kırılan Peygamber ve ashabı oradan nasıl kurtulduysa, Mekke döneminde 3 yıl süren ve hiçbir gıda giriş-çıkışına izin verilmediği, Müslümanların ağaç yaprakları ile hayatlarını idame ettirdikleri bir boykotta anlaşma metni Rabbimizin izniyle nasıl ki küçük bir kurt tarafından ortadan kaldırıldı ve Müslümanlar kurtulduysa, Mute savaşında 100 bin Bizans askerine karşı 3000 İslam askeri nasıl mücadele verdiyse, Halep’teki kardeşlerimiz de ümmetin yardımı ve Allah’ın izni ile bu zulümden kurtulacaktır. Şüphesiz ki Allah inananlarla ve hak dava uğrunda hareket edenlerle beraberdir. 
Ey Müslüman kardeşlerim, bizlere düşen birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmektir. Batılı devletler ve Avrupa Birliği’nden yardım beklemektense vicdanlarımıza seslenerek var gücümüzle İslam alemindeki bu fitneyi bitirme mücadelesine girmektir. 

KÜFÜR TEK MİLLETTİR

Bakınız kardeşlerim, yıllardır Müslüman ülkelerin üzerinde oynanan bu hain ve alçak oyunlar tek bir amaca hizmet etmektedir. Bugün Mısır’da, Libya’da, Suriye’de, Afganistan’da, Irak’ta ve cennet vatanımız Türkiye’de yaşanan terör olayları bunlar için en büyük örnektir. Bu faaliyetlerin temel hareket noktası İslam’ı ve Müslümanları yeryüzünden silmektir. Küfür tek millettir ve tek amacı Müslümanları yeryüzünden ortadan kaldırmaktır. Biz Sinop Üniversitesi öğrencileri olarak bu zulme sessiz kalmadığımızı, kalmayacağımızı ve elimizden gelen her şeyi yapacağımızı belirtmek isteriz. 

ZULME KARŞI DİK DURMAK HALEP'İ SİNOP GİBİ KENDİMİZDEN BİLMEKTİR
Unutmayalım ki; bugün sessiz kalanların yarın başlarına bir şey geldiğinde bir söz söyleme hakları yoktur. Zulme karşı durmak, zalime verilen en büyük cevaptır. Zulme karşı durmak, en büyük kutsal mücadeledir. Zulme karşı durmak, ben Müslüman’ım demenin fiili ispatıdır. Zulme karşı durmak, Hz. Peygambere ümmet olmanın kanıtıdır. Zulme karşı durmak, yeryüzünde hak ve adalet uğruna Müslümanların hala ayakta ve dimdik durduklarının ispatıdır. Zulme karşı durmak, inandığımız hak dava adına ümidi korumaya, Müslümanların yeniden uyanışı yönündeki inancımızı canlı tutmaya dair en büyük haykırıştır. Zulme karşı durmak, İslam’ın ve Müslümanların son kalesi ve yegane ümidi Türkiye'mizin ayakta ve zinde olduğunun bir göstergesidir. Zulme karşı durmak, Halebi, Sinop gibi kendimizden bilmek ve sahiplenmektir. Zulme karşı durmak, zalime senden büyük Allah var deyip acizliğini ve haddini bildirmektir.

Hepimizin iç muhasebe yaparak Müslümanların birlikteliği adına çaba harcamamıza vesile olmasını diliyoruz. Allah'ın rahmeti ve bereketi, inandım diyen, bunu haykırmak için sağında ve solundakilerin ne söyleyeceğine bakmadan yürüyen ve onun gereğini hayatıyla ispat eden Müslümanların üzerine olsun. Hepinize katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyoruz.”

SİNOP MÜSLÜMANLARIN DERTLERİ İLE DERTLENDİ
Gerçekleştirilen basın açıklaması sonrasında konuşan Sinop Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Mustafa Öztoprak, Sinop’un Müslümanların dertleri ile dertlendiklerini söyledi. Öztoprak; “Bugün burada özellikle bizim öğrencilerimizin Halep’te yaşanan katliama ve bu katliam karşısında Müslümanların sergilediği duyarsızlığa karşı bir eylemiydi. Bizde bu eyleme destek vermek için buradayız. İnşallah bizim de bir katkımız olmuştur. En azından onların orada bir soluk almasına, buradaki Müslümanların da bilinçlenmesine vesile olmuşuzdur. Sinop, herhangi bir faaliyetin olmadığı bir yer olarak ifade edilir. Ama Sinop’taki Müslümanlar, Sinop’taki öğrenciler, ne kadar bilinçli olduklarını, İslam dünyasının sorunlarına, problemlerine ne kadar duyarlı olduklarını bugün burada gösterdiler. Sayı olarak az olabilirler ama Mute savaşında da yüz bin kişi vardı ve 3 yüz bin kişiye karşı mücadele ettiler. Rabbimizin de buyurduğu gibi nice az gruplar çok grupları galebe çalacaktır. Buradaki insanlar, neticede Sinop Üniversitesinin İlahiyat Fakültesi ve diğer fakültelerle birlikte ne kadar canlı bir şekilde ümmetin dertleri ile dertlendiklerinin bir göstergesidir” dedi. 

Protesto açıklamasına, Sinop İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat Türkkan, Memur-Sen Sinop İl Başkanı Hasan Tüyüboz, Sinop Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Mustafa Öztoprak, İl Milli Eğitim Müdür yardımcıları ile bazı STK'ların temsilcileri de katılımları ile destek verdi. 

 
Editör: Vitrin Haber