Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Türk Eğitim-Sen üyeleri Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bir an önce TBMM’ye getirilmesi için Türkiye genelinde olduğu gibi Sinop'ta da meydanlara inerek basın açıklaması gerçekleştirdi.  

VALİLİK ÖNÜNDE AÇIKLAMAYA İZİN VERİLMEDİ
Türk Eğitim-Sen Sinop Şubesi tarafından valilik binasında bulunan İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılmak istenen eyleme müsaade edilmedi. Bunun üzerine sendika üyeleri Uğur Mumcu Meydanına gelerek basın açıklamasında bulundu.

 Burada konuşan Türk Eğitim-Sen Sinop Şubesi Başkanı Turgay Şen, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılmak istenen açıklamaya izin verilmemesine tepki gösterdi. Başkan Turgay Şen; “Buna müsaade edilmediği takdirde bir sonraki eylemimizi Valiliğin önünde direnerek yapacağız” dedi. 

Daha sonra basın açıklamasa Türk Eğitim-Sen Sinop Şubesi adına Denetleme Kurulu Başkanı Sezgin Demirci tarafından gerçekleştirildi.

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİN SAYGINLIĞI ARTIRILMALI
Bütçe görüşmelerinin ardından kanunun gündeme getirilip, bir an önce talepler doğrultusunda yasalaşması isteyen Demirci; Türk Eğitim Sen olarak, mesleğin statüsünü sağlam ve yasal bir zemine kavuşturacak, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıracak tedbir ve düzenlemeleri hayata geçirecek olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu destekledikleri bildirildi.
Ağustos ayında yapılan ve 2022-2023 yıllarını kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde yapılan anlaşmaya göre memur maaşlarına 2022 yılı için ilk altı ay %5, ikinci altı ay %7, artı enflasyon farkı, 2023 yılı için ilk altı ay %8, ikinci altı ay % 6, artı enflasyon farkı zam yapılması kararlaştırılmıştı” diye konuştu.

FİYAT ARTIŞLARI İLE ZAMLAR CEBİMİZE GİRMEDEN ERİDİ
4 milyon memurun 2022 ve 2023 yıllarına ait mali ve sosyal haklarını belirleyen görüşmelerde hükümet ile memurları temsil eden yetkili sendika arasında uzlaşma sağlandığını fakat ileriyi göremeyerek görünüşte yüksek zam verildiği gibi anlatılan bu sözleşmeyle bugünlere gelindiğinin altını çizen Sengin Demirci; “Daha sözleşme süresi başlamadan enflasyon %21lere yükseldi. Fiyat artışları ile zamlar daha cebimize girmeden eridi” dedi.

GERÇEK ENFLASYONU VATANDAŞLARIMIZ İLKLERİNE KADAR HİSSEDİYOR
TÜİK verilerine göre, 2021 yılı Kasım ayı sonu itibariyle yıllık TÜFE’nin %21,31 olduğunu (ENAG) Bağımsız Enflasyonu Araştırma Grubunun hesaplarına göre ise TÜFE’nin  %58,65 olduğunu söyleyen Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü; “Çarşı ve pazarda %50'nin üzerindeki gerçek enflasyonu ise vatandaşımız iliklerine kadar hissetmekte.
Piyasalarda zamların neredeyse %100'e dayandığı bu ortamda görüldüğü gibi TÜİK'in enflasyon rakamları yine gerçeği yansıtmıyor. Ancak bizim maaş zamları maalesef TÜİK'e göre yapılıyor. Son 1 yıl içinde 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları tam 1,700TL zamlandı. Son araştırmalara göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 3 bin TL’yi, yoksulluk sınırı ise 10 bin TL’yi aşmış durumda”.

İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET İSTİYORUZ
Yani Ocak ayında yapılacak zamlar şimdiden bitti. Bu yüzden memurlar olarak enflasyon altında ezilmeden insanca yaşayacak ücret istiyoruz. Öte yandan; Gündemdeki diğer bir konumuz da ilk olarak 23 Ekim 2018 tarihinde gerçekleştirilen 2023 Eğitim Vizyonu Tanıtım Toplantısı'nda duyurulan ancak bugüne kadar somut bir adım atılmayan Öğretmenlik Meslek Kanunu. Türk Eğitim-Sen olarak, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıran ve mesleğin statüsünü sağlam bir zemine kavuşturacak bir meslek kanunu talebimizi yıllardır ortaya koyuyoruz. Bu doğrultuda Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu desteklediğimizi ifade etmiştik. Tabi bu desteğimiz, devlet memuru olmamız hasebiyle sahip olduğumuz mevcut hak ve kazanımlarımızın baki kalması kaydıyla olacaktır”.

Çalışmaları devam eden Meslek Kanunu'nun bir an önce paydaşlar ve kamuoyu ile paylaşılması noktasında Bakanlık'tan bir an önce adım atmasını beklediklerini belirten Türk Eğitim-Sen Sinop Şubesi Denetleme Kurulu Başkanı Sezgin Demirci; “Bu noktada halen öğretmenler kadrolu, sözleşmeli, ücretli olarak üç modelle istihdam edilmektedir. Aynı işi yapan öğretmenlerin farklı statüde istihdamı hem eğitimimize vurulan bir darbedir hem de öğretmenlik mesleğinin geleceğini zedelemektedir.

Eğitim-öğretim hizmetlerinde tek istihdam modeli kadrolu öğretmen olmalıdır, öğretmenlerimiz öğretmen odalarında bölük pörçük edilmemelidir. Öğretmen atamaları KPSS puan üstünlüğüne göre, mülakat yapılmadan gerçekleştirilmelidir. Kariyer basamakları; 10 yıl öğretmenlik yapan uzman öğretmen, 20 yıl öğretmenlik yapan başöğretmen olarak düzenlenmeli ve kesinlikle sınavsız olmalıdır.
Başarı, üstün başarı belgeleri objektif kriterler belirlenerek uygulamaya geçmelidir. Tüm eğitim çalışanlarının vergi dilimi %15'te sabitlenmelidir. Tüm öğretmenlerin aylık karşılığı ders saati 15 saat olmalıdır. Öğretim yılına hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına verilecek şekilde düzenlenmelidir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun öğretmenleri de ilgilendiren bütün hükümleri bu kanun içerisinde yer almalıdır. Anayasa ve Devlet Memurları Kanunu'nun iş güvencesi ile hükümleri kanun metninde mutlaka yer almalıdır. Elverişsiz koşulların hâkim olduğu bölgelerde görev yapan öğretmenlere brüt bir asgari ücret ile brüt iki asgari ücret arasında zorunlu hizmet tazminatı ödenmelidir.
Anadolu Öğretmen Liselerinin tekrar açılması için düzenleme yapılmalıdır. Öğretmenliğe atananların girmek zorunda olduğu Adaylık Kaldırma Sınavı kaldırılmalıdır. Eğitim çalışanlarının şiddete maruz kalmaları durumuna göre önleyici tedbirler ve caydırıcı müeyyideleri içeren düzenlemeler mutlaka Meslek Kanunu ile belirlenmelidir.

3600 ek gösterge konusu mutlaka Meslek Kanunu ile düzenlenmelidir ve tüm eğitim çalışanlarını kapsamalıdır. Öğretmenlerin aile birliğinin sağlanamaması büyük bir sorundur. Yetersiz kontenjanlardan dolayı binlerce çocuk ana babasıyla birlikte yaşama, kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkından mahrum bırakılmaktadır. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı, hem Anayasa gereği hem de insani bir gereklilik olarak aile birliğini sağlamalı ve meslek kanunuyla güvence altına alınmalıdır.

Bakanlığa bağlı tüm kurumlarda, öğretmenlerin atama ve nakil düzenlemeleri ile ehliyet ve liyakati esas alan yönetici atama sistemi mutlaka Meslek Kanunu'nda yer almalıdır. Ümit ediyoruz ki, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile birlikte, öğretmenlik mesleğinin muhatap olduğu mevzuat parçalı olmaktan kurtarılacaktır” diye konuştu.

NİMETTE DE KÜLFETTE DE ADALET İSTİYORUZ
Türk Eğitim Sen olarak, mesleğin statüsünü sağlam ve yasal bir zemine kavuşturacak, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıracak tedbir ve düzenlemeleri hayata geçirecek olan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun bütçe görüşmelerinin ardından TBMM'ye getirilmesini talep ettiklerinin altını çizen Demirci sözlerini şöyle sürdürdü; “Ayrıca, yılbaşından itibaren ödeyeceğimiz vergi, harç ve cezalara %36,2 zam gelirken memurlara verilecek zammın 5+7 olmasının büyük bir tezat teşkil ettiğini açıkça ifade ediyor ve diyoruz ki; Devlet milyonlarca çalışanına karşı "verirken cimri, alırken bonkör" olmamalıdır. Bizim talebimiz sadece öğretmenlere değil memuru, şefi, hizmetlisi, şoförü ve teknisyeniyle tüm eğitim çalışanlarına hak ettikleri ve insanca yaşayabilecekleri ekonomik düzenlemenin biran önce yapılarak ücret adaletinin sağlanmasıdır.

Bu yüzden sürekli değer kaybeden memur maaşının da yeniden değerlemeye alınmasını ve Ocak ayından itibaren maaşlara 1000 TL seyyanen zam yapılmasını ve ayrıca %3 refah payı eklenmesini istiyoruz. Yani biz memurlar "Nimette de külfette de adalet" istiyoruz. Bu basın açıklamamızın işverene uyarı için bir başlangıç olduğunu ifade ediyor, uyarılarımız dikkate alınmadığı takdirde eylemlerimizin büyüyerek devam edeceğini buradan ilan ediyoruz”.

Eyleme; Türkiye Kamu-Sen Sinop İl Başkanı Salih Çelik ile bağlı sendikaların başkanları da destek verdi.

Editör: Vitrin Haber