Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) tarafından  "Nafaka Çalıştayı" düzenlendi. Ankara Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen çalıştaya Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, TBB Yönetim Kurulu üyeleri, Aydın Barosu Başkanı Av. Gökhan Bozkurt ve Erzincan Barosu Başkanı Av. Adem Aktürk ile ülke genelinden 54 baro ve baroların Kadın Hakları Merkezi'nden, bazıları baro yönetim kurulu üyesi de olan, yönetici ve üye 120'den fazla avukat katıldı. 

KADIN HAKLARINDAKİ KAZANIMLARIN ORTADAN KALDIRILMASININ ZEMİNİ HAZIRLANIYOR 

Çalıştayın açış konuşmasını TÜBAKKOM Dönem Sözcüsü ve Trabzon Barosu Başkanı Av. Sibel Suiçmez yaptı. Son dönemde yoksulluk nafakasına süre sınırı getirilmesinin tartışıldığını ancak asıl sorunun nafaka sorunu olmadığını kaydeden Suiçmez, "Kadın haklarındaki kazanımların ortadan kaldırılmasının zemini hazırlanmak istenmektedir. Kadının yoksulluk nafakasının süreye bağlanması talebinin arkasındaki hedef, tüm kazanımların ve özellikle de 6284 sayılı şiddet yasasının ve İstanbul Sözleşmesi'nin ortadan kaldırılmasıdır" dedi. Suiçmez, "Tartışılması gereken asıl sorunlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın yoksulluğu gibi konular olması gerekirken, kadının nafakasının tartışmaya açılması kabul edilemez" diye konuştu.

SARAÇ: NAFAKA DÜZENLEMESİ, GERİ GİDİŞİN YAŞANMASI TEHLİKESİNİ DOĞURUYOR 

TBB Yönetim Kurulu Üyesi ve TÜBAKKOM Koordinatörü Av. Filiz Saraç da, "Bugün tartışılan yoksulluk nafakası, kadının güçlendirilmesinde büyük bir geri gidişin yaşanması tehlikesini de doğurması nedeni ile büyük önem taşıyor" dedi. Saraç, "Zaten hakkın kötüye kullanılmasına dayalı hukukun genel prensipleri çerçevesinde düzeltilebilecek olan, koşulları oluştuğunda da nafakanın kaldırılması, değiştirilmesi şeklinde yargı yolu açık olan bir konuda, mevcut yasal düzenleme ve içtihatların varlığına rağmen istisna örnekler üstünden yazılı ve görsel medyada, kamuoyunda mevcut düzenlemeler hatalı gibi anlatılıyor. İcra daireleri tahsil edilmeyen nafakalarla dolu iken, şiddete uğrayan pek çok kadınımız sadece şiddetten kurtulmak için nafakadan da vazgeçerken kamuoyunda yanlış algılamalar yaratacak örnekler öne geçiriliyor. Nafakayı ödememek, düşük ödemek için yapılan mal kaçırmalar, bağlandığında tahsilatsız bırakma gibi sıkça karşılaşılan örnekler ise ikinci planda kalıyor" dedi.

FEYZİOĞLU: DURUŞ VE GÖRÜŞÜMÜZ BU ÇALIŞTAYA BAĞLI ORTAYA ÇIKACAK 

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, yaptığı konuşmada, nafaka düzenlemesinin arkasında İstanbul Sözleşmesi'nin tekrar gündeme getirilmesi ve şiddetle mücadeleye ilişkin düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve acaba geriye götürülebilir mi endişesinin yattığını söyledi. Feyzioğlu, "Dolayısıyla bir tek nafaka olarak almıyorum ben meseleyi. Türkiye Barolar Birliği'nin resmi duruşu ve görüşü bu çalıştaya bağlı olarak çıkacak" dedi.

İKİ OTURUM YAPILDI 

Çalıştayda iki oturum yapıldı. Av. Sibel Suiçmez'in moderatörlüğünü yaptığı "Medeni Kanun'da Nafaka" konulu oturumda; Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özge Yücel, Emekli Aile Mahkemesi Hakimi Av. Eray Karınca, İstanbul Barosu'ndan Av. Hülya Gülbahar konuşmacı olarak yer aldı.
Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Önceki Başkanı Av. Tülay Çelikyürek'in moderatörlüğünü yaptığı ikinci oturumda ise; Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Av. Sema Kendirci Uğurman, Emekli Aile Mahkemesi Hakimi Zarife Zerrin Togay ve Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadriye Bakırcı konuşma yaptı. 

BARO TEMSİLCİLERİ DE NAFAKA DÜZENLEMESİNE KARŞI ÇIKTI 

Oturumlar arasında ve sonrasında çalıştaya katılan tüm baro temsilcileri söz alarak kadının yoksulluk nafakasına süre sınırı getirilmesine karşı olduklarını; bu girişimin kadınları daha da yoksullaştıracağını, daha çok şiddet ve eşitsizlik anlamına geleceğini vurguladı. Sadece bir baro temsilcisi, barolarının kadının yoksulluk nafakasına süre getirilmesi gerektiği görüşünde olduklarını dile getirdi. Kimi baro temsilcileri ise, kişisel fikirlerinin yoksulluk nafakasına süre getirilmemesi olduğunu; ancak baro yönetim kurulunda ve kadın komisyonunda farklı düşünen avukatların da olduğunu belirtti. Birçok çalıştay katılımcısı, bu tür çalıştay ya da benzeri çalışmaları kendi illerinde de yapacaklarını belirtti. Çalıştay sonunda, sonuç bildirgesini hazırlamak üzere bir çalışma grubu oluşturuldu.

Editör: Vitrin Haber