Sempozyumun açılışında konuşan Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını dolayısıyla sempozyumun büyük bölümünün çevrim içi oturumlarla geçeceğini belirtti.

Prof. Dr. Ali Osman Öztürk,  Sempozyumda 6 Arapça, 4 İngilizce, 38 Türkçe olmak üzere çok sayıda bildirinin paylaşılacağını ifade etti.

Sempozyumun Onur Kurulunda yer alan SNÜ Rektörü Prof. Dr. Nihat Dalgın da yapmış olduğu konuşmada, Uluslararası düzeyde gerçekleşen  “İslami Sigortacılık ve Finans Sempozyumunun”  hayırlara vesile olmasını diledi.

“İslam toplumlarında ticari sigortacılık tanındığı günden beri tepkiyle karşılanmıştır” diyen Rektör Dalgın, “Bu tepkinin temel sebebi, sigorta fikri değil, sigortanın ticaret haline getirilmiş olması ve bunun da İslam’ın ticaretle ilgili koyduğu kurallara uyulmadan yapılıyor olmasıdır. İslam alimlerinin çoğunluğu bu sebeple sigortacılığa karşı çıkmışlardır.  Bu nedenle bazı İslam araştırmacıları ticari sigortaları insanların korkularını sömürme üzerinde ticaret yapan bir kurum olarak da değerlendirmişlerdir.  Kanaatimize göre günümüz dünyasında sigortalara ihtiyaç bulunup bulunmadığını tartışmak abesle iştiğal olur. Günümüzdeki risklerin çeşitliliği ve büyüklüğü sigorta sistemine olan ihtiyacı zorunlu kılsa da bu zorunluluk günümüzde mevcut ticari sigortalarla sigortalanmanın zorunluluk olduğu sonucuna götürmez. Zira yine erbabınca ortaya konduğu gibi, karşılıklı sigortalar/katılım sigortaları / yardımlaşma sigortaları şeklinde isimlendirilen ve İslami kurallara hassasiyet gösteren sigorta oluşumları, ticari sigortaların verdiği hizmetlerin nerdeyse tamamını mahza yardımlaşma sözleşmeleri aracılığıyla sunabilmektedir.  Bugün belki yapılması gereken; bir taraftan adına İslami sigorta dendiği halde bunların gerçekten İslam fıkhında benimsenen kurallara gerçek manasıyla uyup uymadıklarının bilimsel olarak denetlenmesi; diğer taraftan günümüz insanlarının değişen sosyo ekonomik şartlar neticesinde ihtiyaç duydukları yeni sigorta ürünleri hususunda meşruiyet zemininden ayrılmadan yeni hizmetler sunabilmek için gayret sarfetmek, gerektiğinde yeni içtihatlarla yaşanan sorunlara çözüm üretmek olmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Ticari sigortalarla Katılım sigortaları arasında bir karşılaştırma yapan Rektör Dalgın şu ifadelerle konuşmasını tamamladı:
Katılım sigortacılığının sigortalıya maliyeti ticari sigortalara nazaran daha ucuzdur. Zira, İslami  esaslara göre sigorta hizmeti verildiğinde; bu kurumu idare edenler patron değil birer memur olduklarından, şahsi olarak daha fazla kazanmak gibi bir düşünceleri olmayacağı için,  daha ucuz maliyetle sigorta hizmeti alınabilecektir. Buna karşılık ticari sigortacılıkta kar etmek esas olduğundan, sigorta pirimlerinin verilen hizmetten daha fazla olması gerekmekte bunun için de ticari sigortacılığın sigortacılar açısından daha maliyetli olması kaçınılmazdır.  
Ticari sigortaların toplumda mutlu azınlık oluşturmayı hedeflediği, buna karşılık katılım sigortalarının mutlu çoğunluk oluşturmayı hedeflediği  ifade edilmektedir.
Ticari sigortalar toplumdaki karşılıksız yardımlaşma ve dayanışma ruhunu öldürdüğü; buna karşılık katılım sigortalarının yardımlaşma ruhunu daima canlı tuttuğu iddia edilmektedir.
Katılım sigortalarının sosyal güvenliğe katkısı ticari sigortalara oranla daha fazla olduğu söylenmektedir.
Katılım sigortalarında sigortalının ödeyeceği prim sabit olmayıp değişken olacağından, sigortalılar burada  sigortaladıkları eşyayı,  alet edevatı korumada ticari sigortalılara nazaran daha hassastırlar.
İslam’a göre ticarette gararın bulunması  yani alışverişte satılan şeyin ya da alınacak karşılığının ihtimale dayanması  yasaklanmıştır. Bu açıdan ticari sigortalara bakıldığında birçok noktada ğarar/belirsizlik vardır. Hatta sigorta hukukçuları bile sigorta sözleşmesini ğararlı sözleşmeler arasında saymaktadırlar. Buna karşılık katılım sigortaları ticaret olmadığı için bu tür mahzurlar onlarda sözkonusu olmayacaktır. Bu bağlamda olmak üzere şunlar söylenir:  Ticari sigortalarda sigorta primi karşılığında sigortalının sigortacıya neyi  sattığı  açık değildir;  güven karşılığında sigorta pirimi alındıysa risk gerçekleştiğinde şirketin zararı tazmin etme yükümlülüğü  niçin bulunmaktadır; sigortalanan riskin gerçekleşmesinin ihtimali olması gerektiğinden hareketle, risk gerçekleşmediğinde verilen pirimlerin boşa gideceği, aksine  sadece bir pirim yatırılması neticesinde risk gerçekleştiğinde ise zararın tazmin edilmesi gerektiğinden primle kıyaslanmayacak meblağın şirketten çıkacak olması, ticari sigortalarda alınanla verilenler arasında zaman zaman aşırı farklılık oluşturmaktadır.”  

Rektör Dalgın’ın ardından konuşan İlahiyatçı-Yazar ve Sempozyum Onur Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hayrettin Karaman ise geçmiş tecrübelerden yola çıkarak İslami sigortacılığın ve finans sistemlerinin uygulamada karşılaştıkları sorunları ile ekonomik sistemdeki yeri, önemi ve geleceğini değerlendirdi.
2 gün boyunca yüz yüze ve online şekilde devam edecek olan sempozyumda, beş ülke ve 24 üniversiteden bilim insanı, İslami Sigortacılık ve Finans konularını kapsamlı olarak ele alacak.
 

Editör: Vitrin Haber