Memur-Sen'e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (SAĞLIK-SEN) 2. Genel Kurulu, Sinop Üniversitesi (SÜ) Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Otelinde büyük bir katılımla yapıldı.  
Açılış ve divanın teşekkülüyle başlayan genel kurulda Divan Başkanlığını Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Abdülaziz Aslan, katip üyeliklerini ise; Sağlık-Sen Giresun Şube Başkanı Kerim Sural, Çankırı Şube Başkanı Tuna Dinç, Amasya Şube Başkanı Recep Eliaçık ve Ankara 2 Nolu Şube Başkanı Erdal Bolatçı yaptı. Memur-Sen Sinop Şube Başkanı Hasan Tüyüboz'un konuşmasıyla başlayan programda Tüyüboz, genel kurulun hayırlı olmasını diledi. Tüyüboz'un gündeme dair konuşması ardından Sağlık-Sen Sinop Şube Başkanı Ramazan Açıkgöz'de katılımcılara hitap etti.  

SİNOP'TA 960 ÜYEYE ULAŞTIK
Sözlerine 17 yıl önce 6 Ocak 2000 tarihinde hayatını kaybeden Memur-Sen Konfederasyonu Kurucu Genel Başkanımız Arif İnan'ın "Kim demiş her şeyin bitişi ölüm, destanlar yayılır mezarımızdan" dizeleriyle başlayan Ramazan Açıkgöz, sendika ve sendikacılığın önemine değindi. Açıkgöz sözlerini şöyle sürdürdü; "Biz sendika üyeliğini basit bir A-4 kağıdına atılmış imza olarak görmüyoruz. Biz üyeliği özlük haklarının ve tüm özgürlüklerin korunması ve savunulması için teslim edilmiş bir emanet olarak görüyoruz. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları ile ilgili olarak her platformda yer alıp kararlılıkla devam ettirdiğimiz hak arama mücadelesinde kazanımların yegane adresi Sağlık Sen olmuştur. Yani yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Sağlık-Sen olarak Sinop'ta 2012 yılında 670 kişiyle şube olduk ve ilk genel kurulumuzu yaptık. 15 Mayıs 2016 da sayım sonuçları ile 960 üyeye ulaştık. Artık tüm ilçelerde ve kurumlarda yetkili sendikayız. Bu süreçte emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Biz Memur-Sen ailesi olarak emeğin, ekmeğin ve hakların mücadelesini verirken milli iradenin, demokrasinin ve özgürlüklerin yılmaz savunucuları olduk, yine olmaya devam edeceğiz. Çünkü Anadolu'nun her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanarak vatan haline gelmiştir. 

KARDEŞLİĞİMİZİ, BİRLİĞİMİZİ KİMSE BOZAMAZ
Bu vatana göz diken soysuzlara hainlere; polisimizle, askerimizle, vatandaşlarımızla dur derken lanetler okurken yapmamız gereken önemli bir şey daha var; kardeşliğimizi ve birliğimizi korumaktır. Gün küskünlerin konuşması ayrıların kavuşması, dargınların barışması günüdür. Önderimiz ve rehberimiz olan Hazreti Peygamberimizin dediği gibi 'bir duvarın tuğlaları gibi' birbirimize kenetlenmeliyiz. Aklını, ruhunu, ve vicdanım batıya satmış, iradesini FETO denen aşağılık, hain, sahtekara teslim etmiş insan kılığındaki alçakların yaptığı 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanlara Allah'tan rahmet diliyorum. Verdikleri mücadele ile tarihin şanlı sayfalarında yer alan gazilerimize milletimiz ve tüm dünyada bizden medet bekleyen mazlum halklar adına teşekkür ediyorum. Allah böyle bir günü bu necip millete bir daha yaşatmasın. Biz bir insanın haksız yere öldürülmesini tüm insanlığın öldürülmesiyle eş tutan bir dinin mensuplarıyız. Ancak aynı zamanda katilin idam edilmesini adalet olarak görmekteyiz" 

'SENDİKA NE İŞE YARIYOR' DİYENLERE
Daha sonda katılımcılara hitap eden Sağlık-Sen Genel Başkan Vekili Semih Durmuş, bazı kimselerin 'sendika ne işe yarıyor?' diye sorduğunu hatırlatarak, bu soru karşısında adeta kanlarının donduğunu söyledi. İşçilerle memurlar arasında ekonomik ve özlük hak anlamında uçurumun bulunduğunu, bununda giderilmesinin ancak sendikal faaliyetlerle olabileceğini kaydeden Semih Durmuş, sözlerini şöyle sürdürdü; "Bakın işçi sendikacılığı Türkiye'de 1947 yılında kuruldu. Bu gün işçilerin özlük haklarını memurlarla karşılaştırdığımızda sendikanın ne işe yaradığını çok iyi görebiliyoruz. işçiler bu gün siyaset yapabiliyor, ama bir memur, toplumun en okumuş, en aydın ve çalışkan kesimi ülke ve milletin adına cümle kuramaz, siyasi partilere üye olamaz, bunların herhangi bir organında görev alamaz, siyaseti destekleyen bir cümle söylediğinde veya herhangi bir siyasi partinin toplantısına katıldığında, memuriyetten atılmayla karşı karşıya kalır. Bu gün bir işçi kendi adına iş yeri açabilir, vergiye tabi olabilir, işçi çalıştırabilir. Ama bu gün bir memur memuriyetinin dışında arta kalan zaman diliminde başka iş yapamaz. Bu gün bir işçinin çalışıyorken almış olduğu maaş, bir memurun almış olduğu maaştan çok çok daha fazla. İşçi olan arkadaşlarımız emekli olduğunda emekli tazminatları bu gün 150 bin lira, emekli maaşı da 2 bin 500 TL'den başlar 4 bin TL'ye kadar gider. Bu gün bir uzman hekim arkadaşımız emekli olduğu zaman alacağı para 65 bin TL, emekli maaşı da 2 bin 200 TL'dir. Bu gün bir sağlık memuru arkadaşımızın emekli olduğu zaman alacağı tazminat 48-50 bin TL'dir, maaşı da bin 700 - bin 800 TL'dir. 
Bu gün bir işçi normal mesaisinin dışında bir saat mesai yaptığında normal mesai ücretinin yapmış olduğu toplu sözleşmeye kadar yüzde 150'den yüzde 200'e kadar zamlı alır. Bu gün bir memur arkadaşımız ise normal alması gereken mesai ücretini dahi alamaz.  

BU HAKLAR MASADA ALINDI

Bu gün içiler bu kadar haklara neden sahip?. Onların toplu sözleşmelerde sendikaları masaya oturduklarında her zaman hükümetlerin vermeyi planladıklarından daha fazlasını az ya da çok almışlardır. Bu gün bizlerde belki masadan isteğimiz ölçüde istediklerimizi alarak kalkamıyoruz. Ama mutlaka hükümetin vermeyi planladığından daha fazlasını az ya da çok alıyoruz. Bunları yıllara sair topladığınızda çok önemli kazanımlar elde edilmiş oluyor. Eğer bu gün 'ya sendika ne işe yarıyor' diyen insan, sendikanın toplu sözleşme mamasında elde ettiği haklardan faydalanmayacak olsa, o zaman sendikanın neyi yapıp neyi yapamadığımı çok iyi görür. Ama böyle bir imkanımız yok. Bu gün herhangi bir sendikaya üye olmayan bir memur, sendikanın toplu sözleşmede elde ettiği bütün kazanımlardan aynı ile faydalanır. Ancak bir işçi eğer işçi sendikasına üye değilse, toplu sözleşmeden elde edilen hakların hiç birinden faydalanamaz. Sendika çok önemlidir. Sendika çatısı altında bir araya gelmiş olanlar, ülkenin kaderi için çok önemli bir görevi yerine getirirler. Ama inşallah bizler sendika olarak, Türkiye'nin yarınlarına ait sosyal, ekonomik ve özlük haklarımızı geliştirebilmek için var gücümüzle mücadele ediyoruz. İnşallah bizler sizlerin başını öne eğmeyeceğiz. Sizleri çalışanlara karşı mahcup etmeyeceğiz. Bu yıl içerisinde toplu sözleşmemiz var. Toplu sözleşmede o masada ekonomik ve özlük haklarımızı arttırabilmek için elimizden geleni yapacağız. Bunun için sağlık çalışanlarına öncelik ve özellikle seyyanen zam istiyoruz. Sağlık alışanları diğer çalışanlarla kıyasladığımızda, gerçekten ekonomik anlamda çok geri kaldı" 

SİNOP SAĞLIK-SEN YENİ YÖNETİMİ
Yapılan konuşmalar ardından genel kurul faaliyet ve denetim raporlarının okunmasıyla devam etti. Dilek ve temenniler ardından seçimlere geçildi. Kurula tek listeyle katılan mevcut başkan Ramazan Açıkgöz, tekrar güven tazeleyerek başkanlığa seçildi. Açıkgöz başkanlığında oluşan yeni yönetimde şu isimler yer aldı; Yönetim Kurulu Asil; Remzi Yeşil, Yavuz Karagülle, Barbaros Mehmet Şengün, Recep Demirel, Mustafa Dodurgalı, Kadriye Bıçakcı. Yönetim Kurulu Yedek; Hacer Kaçmaz, Salim Özgün, Sefer Güçlü, Yaşar kaplan, Hüseyin Duru, Hüseyin Diler, Burhan Eğilmez. Denetim Kurulu; Eyüp Dinç, Birol Demirbaş, Mehmet Tunç, Yavuz Çalışkan, Mehmet Şen. Disiplin Kurulu; Muhammet Yıldız, Adem Demirci, İbrahim Öklük, Murat Yaman, Cihat Yalçınkaya. Üst Kurul Delegesi; Ramazan Açıkgöz.

Genel Kurula; AK Parti Sinop eski il başkanlarından Yakup Üçüncüoğlu, Samsun, Amasya, Ordu, Giresun, Çankırı Ankara ve Kastamonu şube başkanları, Sinop Kamu Hastaneleri Birliği yöneticileri ile çok sayıda sendika üyesi katıldı. 
 
Editör: Vitrin Haber