Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) 10. Bölge Müdürlüğü Küre Dağları Milli Parkı, Merkezi Avusturya'da olan "European Wilderness Society" tarafından "Platınum Wılderness Certıfıcate"  (Platin Yabanıl Sertifika) ödülüne layık görüldü.
Küre Dağları Milli Parkı’na European Wilderness Society" tarafından layık görülen "Platınum Wılderness Certıfıcate"  (Platin Yabanıl Sertifika) ödülü DKMP Milli Parklar Daire Başkanlığınca 10. Bölge Müdürlüğüne teslim edildi. 

PAN-Parks sertifikasına sahip, Avrupa ülkelerinin korunan alan temsilcileri ile Litvanya, Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna, İtalya, Polonya, Çek, Slovakya, Avusturya, Almanya ve pek çok ülkenin yaklaşık 50 temsilcisinin katıldığı 2019 Yabanıl Akademi Günleri  (Wilderness Academy Days 2019) mayıs ayında Avusturya'nın Lungau UNESCO Biyosfer Rezervi'nde gerçekleştirildi. 

11 farklı ülkeden 24 uluslararası konuşmacının yer aldığı organizasyonda el değmemiş alanlar için hazırlanan kriterlere göre kategorize edilmiş gümüş, bronz, altın ve platin sertifikalar verildi.
2013 yılında PAN-Parks sertifikasına sahip olan Küre Dağları Milli Parkı ise bu sertifikalardan "Platin Yabanıl Sertifika" ödülüne layık görüldü.

DÖRT MEVSİM AYRI BİR RENK
Havasıyla, suyuyla ve doğasıyla dört mevsim ayrı bir renge bürünen, ziyaretçilerini sahip olduğu muhteşem ihtişamıyla bağrına basan Küre Dağları Milli Parkı, ülkemizde gezilip görülmesi gereken yerler arasında ilk sıralarda bulunuyor.
1998 yılında Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Avrupa Ormanları'nda korumada öncelikli alanlardan birisi olarak seçilen Küre Dağları, 2000 yılında milli park ilan edildi. Bu kararla WWF'nin III. Milenyuma girerken başlattığı "Yaşayan Gezegen Kampanyası" çerçevesinde "Türkiye'nin Dünyaya Armağanı" kabul edildi.

MİLLİ PARK ADETA BİR DOĞA MÜZESİ'Nİ ANDIRIYOR
Bütün misafirperverliği ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakan milli park, aynı zamanda biyolojik çeşitliliği ile adeta bir doğa müzesini andırıyor. Geyiklerin, karacaların ve ötücü kuşların kendisini yurt edindiği alan, ülkemizin en önemli eko turizm merkezlerinden biri olma özelliğini de taşıyor.
Dünyanın ikinci en derin kanyonu olan Valla Kanyonu, Küre Dağları'nın içine saklanmış bir halde her gün yüzlerce misafir ağırlıyor. Doğa tutkunu rafting heyecanlıları için de iki parkurun mevcut olduğu kanyon, görüntüsüyle binlerce fotoğraf karesine girmeyi başarıyor.

KÜRE DAĞLARI MİLLİ PARKI
Karadeniz Bölgesi’nin batısında, Küre Dağları üzerinde yerleşik Milli Park, tamamen bir plato karakteri taşır. 2000 yılında Milli Park ilan edildi. Küre Dağları Milli Parkı’nın kapladığı alanın yüzölçümü 37 bin 753 hektara, çevresindeki tampon bölge ise 134 bin 366 hektara denk düşer. Yakın çevresinde süregelen yaşam, Milli Park sınırları içerisine yayılmamış ve milli park içerisinde hiçbir yerleşim kurulmamıştır. Yani, doğu-batı doğrultusunda uzanan Milli Park, yakın çevresi için fiziksel ve sosyal anlamda bir eşik niteliğindedir.
Batı’da Bartın Çayı’ndan başlayan Küre Dağları, yaklaşık 300 kilometrelik uzunluğuyla Doğu’da Kızılırmak’a ulaşır. “İsfendiyar Dağları” adıyla da anılan sıradağlar Kuzey’de Karadeniz’e, Güneyde Gökırmak’a uzanır. Hareketli topografik yapısıyla, bu sıradağlar önemli bir peyzaj çeşitliliğinin de ev sahibidir. Orman, akarsu, çayır ve mera, maki, kayalık alanlar ve mağaralar, kıyı ve geleneksel tarım alanları gibi ana ekosistem tiplerini bir arada barındıran zengin habitatlarını, Anadolu’nun kuzeyini bir baştan ötekine saran kıyısal dağ sisteminin parçası olmasına borçludur.

Küre, orta yükseklikte bir dağ sırası olarak sınıflandırılır. Zira en yüksek zirvesi, 2019 metre yüksekliğiyle Devrekâni ve Abana arasında yerleşik Yaralıgöz Dağı’dır. Sistem içerisindeki, tek alt-alpin bölge de işte bu zirvededir. 1746 metrelik Ballıdağ, 1282 metrelik Karakuz, 1804 metrelik Göynük ve 1657 metrelik Dikmen Dağları, Küre boyunca diğer önemli yüksekliklerdir. Küre Dağları’nın fazla girintili çıkıntılı olmayan Karadeniz tarafı kıyıya paralel uzanır. Denize ulaştıkları vadilerde akarsular, küçük koylar; aniden yükselen kıyılar ise falezler meydana getirir. Kıyı şeridinin tipik görüntüsünü bu koy ve falezler şekillendirir. Dağların kuzey eteğini izleyen kıyı yoluna Amasra, Kurucaşile, Cide, İnebolu, Abana, Çatalzeytin, Türkeli ve Ayancık sıralanmışken; güneyinde Ulus, Pınarbaşı, Azdavay, Kastamonu, Taşköprü ve Boyabat yer alır.

Editör: Vitrin Haber