Yıllardır Almanya'da gurbetçilere fahri danışmanlık yapan Sinoplu gurbetçi Şaban Turhal, Almanya'da mesleki eğitim alan gurbetçi gençlerin hak kayıplarının önüne geçilmesini istedi. 

Turhal: " Almanya’da 360’tan farklı branşta 2 ila 3 buçuk yıl arasında meslek eğitimi almış, bu eğitimi başarı ile bitirerek diploma almaya hak kazanmış olan Türk gençlerini mevcut durumda Türkiye’de 'ortaokul mezunu' kabul ediliyor. Bu kabul, Almanya’daki gençlerimiz açısından birtakım hak kayıpları ile sonuçlanmaktadır. Hem eğitim alınan süre, hem edinilen tecrübe hem de liyakat unsurlarının mevcudiyeti açısından Almanya eğitim sistemi içerisinde edinilen meslek eğitimi diplomasının Türkiye’de geçerliliğinin henüz sağlanamamış olması Türk gençleri için çeşitli mağduriyetler oluşturmaktadır" dedi.

HAKKANİYETE UYGUN DEĞİL
Türkiye’deki muadili eğitimden eksiği olmamasına rağmen daha düşük bir seviye diplomasına denk gelen meslek eğitimi diplomasının lise diplomasına denk sayılmasının hakkaniyete daha uygun bir uygulama olacağını dile getiren Şaban Turhal sözlerini şöyle sürdürdü: " Bu öneri, Almanya’da alınan meslek eğitimi diplomasının Türkiye eğitim sisteminde lise diplomasına denk sayılmasının gerekliliğine yönelik olup gerekçe ve koşullarını içermektedir.
 Almanya'da okul temelli pratik eğitimle birleştirilen meslek eğitimi, gençlerin eğitimi süresince tecrübe edinmesini, kalifiye hale gelmesini ve ekonomik olarak desteklenmesini sağlamaktadır. Koşulları sağlayan Türk gençleri de Almanya’da meslek eğitiminden (Ausbildung) yararlanmaktadırlar. Almanya’ya özgü, 2 ile 3,5 yıl süren eğitim zarfında gençler iş hayatına adapte olmaktadırlar. Ancak Almanya’da meslek eğitimi diploması almayı hak kazanmış Türk gençleri, Türkiye’de eğitimlerine devam edememektedirler. Zira çeşitli prosedürleri başarı ile tamamlayan ve aldıkları eğitim mahiyet itibari ile lise düzeyine denk gelmesine rağmen kendilerine ortaokul mezunu hakları tanınmaktadır.
Mezkûr uygulama bu haliyle gençlerimizin emeklerinin karşılığının teslim edilememesine neden olmaktadır. Eğitim sistemimizde henüz bununla ilgili bir adım atılmamış olması, gençlerimizin tahsillerini yurtlarında tamamlamaları için bir engeldir. 

LİSE MEZUNU SAYILMALARI HAK YAYIPLARININ ÖNÜNE GEÇER
Mağduriyet ve hak kayıplarının bertaraf edilmesi için önerimiz; Almanya’da meslek eğitimi mezunlarının Türkiye’de lise mezunu sayılması ve yabancı öğrenci statüsünde üniversitelere sınavsız alınması yönündedir. Bu konuda gerekli kanuni değişiklik yapılmalı ve sayısı azımsanamayacak kişinin mağduriyeti ortadan kaldırılmalıdır.
Meslek eğitimi Almanya’ya özgü bir sistem olarak, hem teorik hem pratik bilgiyi içererek uygulanan meslek edindirme amaçlı eğitim anlamına gelmektedir. Meslek eğitimi alan bireyler, uzmanlaşmış kalifiye bir eleman olarak okurken ekonomik özgürlüğünü garanti altına almakla beraber Almanya ekonomisine de katkıda bulunurlar.  
Okul ve iş hayatı eğitiminin birlikte yürütüldüğü Almanya’da çalışanların yaklaşık üçte ikisi bu sistemde yetişerek kalifiye olmuşlardır. 'Dual' meslek eğitim sistemi olarak isimlendirilen ve haftanın belirli günleri okulda, diğer günleri iş yerinde gerçekleştirilen uygulamalı eğitimin sonuçları farklı ülkelerin de dikkatlerini çekmiştir. 
Zira Almanya’da uygulanan bu sistemin sonuçları Alman ekonomi ve eğitim sisteminin önemli bileşimlerindedir. 
Almanya’da meslek eğitimine tabi olmak isteyenlere kanuni prosedürler farklı eğitim yükümlülükleri getirmeyerek yardımcı olmaktadır. Meslek eğitimi süreci 2 ile 3,5 yıl arasında olmak üzere meslek eğitimi yapılan dala göre değişmektedir. Eğitimin başlangıcında eğitime tabi öğrenci ve iş yeri 'meslek eğitimi anlaşması' imzalamaktadır. Bu sözleşme ile meslek eğitimi Almanya yasalarının güvencesi altına alınmaktadır. Kanuni zorunluluk olmamakla birlikte deneme süresi için 1 ile 4 ay arasında belirlenen zaman aralığı, iş yeri ve öğrencinin birbirlerini tanıması için bir fırsat sunmaktadır. Meslek eğitimi süresince alınan maaş yetkililer tarafından belirlenmiştir, her işyeri için geçerlidir ve her yıl belli miktarda artar. Meslek eğitimi yapılan meslek bitirme sınavıyla son bulur. Sınav teori (yazılı), sözlü ya da pratik bölümden oluşur. Dolayısı ile bitirme sınavının başarı ile sonuçlanması, öğrencinin ilgili meslek ile alakalı teorik ve pratik yetkinliğe sahip olduğu manasına gelmektedir. 
Meslek eğitiminde okulda tabi olunan teorik eğitim ile iş yerindeki pratik arasında tamamlayıcılık özelliği sağlanmıştır. Meslek ile ilgili derslerin dışında Almanca, Politika, Din, Sosyal ve Spor dersleri eğitim planının bir parçasıdır. Bu derslerin de ekli olduğu mevcut sistem, meslek okulu diplomasının itibarını arttırmakta, diğer okullara muadil olmasını sağlamaktadır. Eğitim yapılan her meslek dalında meslek içi eğitim sayesinde meslekte yükselme imkânı, söz konusu diplomanın değerini arttırmaktadır.
Meslek okullarında şu meslek dallarına ait eğitimler alınmaktadır: Zanaat, sanayi ve ticaret, hizmet sektörü, gemicilik, tarım/çevre, serbest meslekler ve kamu sektörü.

MESLEK EĞİTİMİNDE TÜRKLERİN MEVCUT DURUMU
Eyaletlerin sanayi ve ekonomik gelişimi kalifiye eleman ihtiyacında ve mesleğin türünde etkin olmaktadır. Dolayısı ile Türklerin yöneldiği meslekler de eyalete göre değişiklik göstermektedir. Örneğin Baden Württemberg eyaletindi mevcut olan araba sanayisinden dolayı orada yaşayan Türklerin sektör bünyesinde mevcut olan meslek dallarına yönlendiği görülmektedir.
Türklerin meslek yönünde ilk tercihlerini üretim sanayisi oluşturmaktadır. Üretim sanayisi sağladığı ekonomik üstünlükler nedeni ile cazibeli bir alan olmuştur. 360’ın üzerinde meslek dalı içerisinde Türklerce en çok rağbet gören alanlardan bazıları şu şekilde özetlenebilir: Perakende satıcılık meslekleri, tornacılık, büro muhasebesi, sigorta ve finans danışmanlığı, mekatronik, lojistik, hasta ve yaşlı bakımı, kreş eğitmenliği, doktor asistanlığı, ameliyat hemşireliği, elektrik işleri.
Türklerin yöneldikleri meslek alanları pratikte uzmanlık istediği gibi oryantasyon becerisi, tıp, fizik, matematik, dil hakimiyeti, iletişim kabiliyeti gibi alanlarda da yetkin olmayı gerektirmektedir. Ayrıca bazı meslekler için alınan ustalık diploması farklı şekilde değerlendirmeye de tabi tutulmaktadır. Söz gelimi, mekatronik ustalık diploması yüksek eğitim diplomasına eş değerdir. Bu hususlar Almanya’da meslek diploması almaya hak kazananların yetkinliği ve liyakati konusunda oluşabilecek soru işaretlerini peşinen ortadan kaldırmaktadır.

ÖNERİLERİMİZ
Almanya eğitim sistemi içerisinde herhangi bir meslek eğitimini bitirerek diplomasını almış olan gençlerimizin diplomaları, Türkiye’de meslek lisesi veya lise diplomalarına denk kabul edilmelidir. Hâlihazırda Türkiye’de lise mezunu olmak için 12 sene eğitim görmek gerekmektedir. Almanya’da da zorunlu 9 senelik eğitim sonrası gençler, genellikle 3 - 3,5 sene arasında değişen bir meslek eğitimi almaktadırlar ki bu durumda 12 - 12,5 sene eğitim görmüş olmaktadırlar.
Süre açısından denk bir eğitim görmüş, ayrıca eğitimine pratik tecrübe de eklemiş gençlerimizin diplomaları, Türkiye’de lise mezunlarına denk sayılmalıdır. Gençlerimiz, bu diplomaları ile üniversitelere kayıt yaptırabilmelidirler.
Almanya’da mevzubahis eğitime tabi olan gençlerimiz Türkiye’deki üniversitelere yabancı statüsü ile sınavsız olarak alınmalıdırlar. Bu konuda gecikmiş kanuni düzenlemelerin daha fazla ertelenmemesi sureti ile yerine getirilmesini, fazla sayıdaki gencimizin mağduriyetinin giderilmesini talep etmekteyiz.

ÖNERİLERİMİZİN HAYATA GEÇİRİLMESİ DURUMUNDA SAĞLAYACAĞI YARARLAR
Almanya’daki meslek mezunlarımızın yurt içinde meslek lisesi mezunu kabul edilmesi, denkliğin sağlanması ve üniversitelerimize yabancı öğrenci statüsünde girişlerinin sağlanması durumunda, her şeyden önce Avrupa’daki yüz binlerce gencimize yepyeni imkânlar sunacağı muhakkaktır.
Söz konusu uygulamanın hem Avrupa’daki yurttaşlarımıza hem ülkemize faydaları olacaktır. Gerekli düzenlemelerin yapılması durumunda sayıları 100 binlerle ifade edilen meslek sahibi Türk gencinin diploması Türkiye’de lise diploması denkliğine kavuşacaktır.
Ana yurtlarında üniversite eğitimi görme imkânı sağlanan gençlerimize anadillerini çok daha güzel öğrenme ve kullanma fırsatı da verilmiş olunacaktır. 

DENKLİK ÜLKEMİZE EKONOMİK MANADA DA KATKIDA BULUNACAKTIR
Bu sayede gençlerimizin ülkemiz dil ve kültürüne aidiyeti artacaktır.
Farklı şehirlerimizde eğitim görecek öğrencilerimiz, eğitim aldıkları bölgenin kültür, örf ve adetlerini tanıma ve yaşama tecrübesi edineceklerdir. Türk kültürünü yerinde öğrenen gençlerimiz Avrupa’daki eş, dost, akraba ve arkadaşlarına aktarmada birer kültür elçisi konumuna gelecektir.
Avrupa’dan üniversite eğitimi için gelecek öğrencilerimiz, üniversitelerin yabancı öğrenci kontenjanlarının dolmasını sağlayacaklardır.
Türkiye Cumhuriyeti, denkliği sağlanarak üniversiteyi ülkemizde okuyan vatandaşlarımıza Avrupa iş piyasasında nitelik ve rekabet gücü katmış olacaktır. 
Lise diplomalarının denkleştirilmesi ve üniversite eğitimi süresince Türkiye’ye döviz girdisi sağlanacaktır. Bu sayede üniversitelerin bulunduğu bölgelerde turizm, ulaşım, sağlık, pansiyon, yurt, restoran ve kafe işletmeleri gibi farklı alanlara katkıları olacaktır.
Almanya’da herhangi bir meslek eğitimini başarı ile tamamlayarak diploma almaya hak kazanmış olan meslek mezunu gençlerimizin diplomalarına Türkiye’de denklik verilmemektedir. Söz konusu eğitim, mahiyeti ve süresi itibari ile lise düzeyine denk gelmesine rağmen mezunlarına Türkiye’de “ortaokul mezunu” hakları tanınmaktadır. Yaklaşık olarak 12-12,5 yıllık bir eğitim sürecinden geçerek teorik ve pratik dersleri tamamlamış, meslekleri konusunda iş tecrübesine sahip gençlerimizin tabi olduğu bu uygulama çeşitli mağduriyetler doğurmaktadır.
Meslek eğitimi mezunları, Türkiye’de lise mezunlarına denk sayılmak suretiyle lise denklik diploması almalı ve bununla üniversitelere yabancı öğrenci statüsünde kayıt yaptırabilmelidirler. Bu durum, Avrupa’daki insanımızın Türkiye’de eğitimine devam etmesini sağlayacağı gibi ülkemiz için de çeşitli kazançlar sağlayacaktır. Bu yöndeki hak kayıplarının önüne geçmek amacıyla meslek eğitimi denkliğinin sağlanması için gerekli değişikliklerinin ivedi bir şekilde yapılması gerekmektedir".

 

Editör: Vitrin Haber