“Dünya kuruldu kurulalı evler insanların kendilerini en güvende hissettikleri yerler olmuştur.  Aile fertlerinin bir araya geldiği sıcak ve samimi bir ortamda çok yönlü iletişimin yaşandığı bir mekân evlerimiz. Çocuklar için, sığınılacak bir liman, her türlü kötülüğün ulaşamayacağı güvenli bir bölge, bütün ihtiyaçların giderildiği bir yerdir evlerimiz. Ancak dünya çapında yaşanan pandemi nedeniyle evlere kapandık, sosyal hayatımızdaki çeşitlilik giderek azaldı ve birçok platformun yer aldığı ekranlara daha fazla vakit ayrılmaya başladık. Bu durum eğer gerekli tedbirler alınmazsa adım adım teknoloji bağımlılığına sürükleyecektir” diyen Türkiye Yeşilay Cemiyeti Sinop şube başkanı Erkal BOZ sözlerine şöyle devam etti;
Küresel çapta yaşanan pandeminin fiziksel sağlımıza etkilerinden daha fazlası ruh sağlımıza olmaktadır. Özellikle çocuk ve gençlerin mevcut endişe düzeylerinin ve geleceğe dair kaygılarını arttıracak olumsuz haber ve diğer içeriklere maruziyetini en aza indirmek önem arz etmektedir. 

Unutulmamalıdır ki ekran karşısında sadece görme ve işitme duyuları kullanılmakta olup dokunma, tatma ve koklama duyuları aktif olmamaktadır. Özellikle küçük çocuklarda sağlıklı bir beyin gelişimi için beş duyu organın birlikte kullanımı ve konuşma son derece önemlidir. Eğer çocuklarımızı bugün ekranlara emanet edersek yarın kime emanet edeceğiz? 

Evde kalmamızı bir zorunluluk olarak görmekten ziyade bu durumu sağlıklı bir aile ilişkisi için fırsata çevirmeliyiz. Ailece hazırlanmasında katkı sunulan bir sofrada birlikte yemek yememiz, Çocuklarla oyunlar oynayarak eğlenceli ve kaliteli vakit geçirmek mutluluk düzeyimizi yükseltecektir. Unutmayalım ki aile fertlerinin bir arada yapageldikleri faaliyetler bir müddet sonra aile geleneği haline gelir. Bu tür aile geleneklerine sahip olmak psiko-sosyal hayatımızı sürdürmemizi kolaylaştırdığı gibi tutarlı, dinamik ve istikrarlı bir duygu durumunun sürekliliğine de katkı sağlamaktadır. 

Evde kalınan zamanları sanat ve spor ile de değerlendirebiliriz. Sanat kişinin kendisini ifade etmesini, gündelik sıkıntılardan uzaklaşarak kendi iç dünyasına yönlenmesini  ve yeteneklerini keşfetmesini ruhuna dokunacak etkenleri bulmasını sağlar. Sportif faaliyetler kendimizi gerçekleştirmemize, öz saygının artmasına, uyuşukluk ve tembellik duygularından kurtulunmasına yardımcı olarak olumlu duygularla hayata bakmamızı sağlar.

DİJİTAL EBEVENYLİK
Çocukların sosyal, duygusal, psikolojik, zihinsel ve fiziksel gelişimlerini pek çok açıdan etkileyebilecek olan Teknoloji Bağımlılığı konusunda ebeveynlerin çocukların dijital dünyasında iyi birer rehber olabilmesi ve teknolojinin doğru kullanım tarzlarını çocuklarına aşılayabilmeleri için sahip olmaları gereken özellikler Yeşilay tarafından “dijital ebeveynlik” kavramıyla tanımlanmaktadır. Dijital dünyanın gerçeklerini temel düzeyde de olsa öğrenip bu âlemin imkân ve risklerinin farkına varmalı ve teknoloji cihazlarının doğru bir şekilde kullanımı için çocuğuna rol model olmalıdır.

SİBER ZORBALIĞA DİKKAT
Çocukların evde kaldığı ve interneti bolca kullandığı bu günlerde siber zorbalığa karşı dikkatli olmalıyız. Kötü niyetli insanlar sosyal medya üzerinden onlara ulaşarak travmatik sonuçlar doğuran durumlara neden olabilirler. Anne-Babalar çocuklarını internet gibi uçsuz bucaksız bir ortamda yalnız bırakmamalı, sosyal medya kullanımını denetim altına almalıdırlar. Zararlı gördükleri içeriklere erişilmesine engel olmalı, sebeplerini mantıklı bir şekilde izah etmelidir. Güvenlik duvarı ve filtre programları gibi güvenli bir internet ortamı sağlayacak uygulamalar kullanılmalıdır.

BAĞIMLI OLMAMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ
Pandemi kısıtlamaları nedeniyle evlerde geçirilen bu dönemde çocuk ve gençlerin ekran başında geçirdiği sürenin arttığı, hareketsizleştikleri, dengesiz ve düzensiz beslenmenin alışkanlık haline geldiği, uyku düzeninin bozulduğu gibi şikâyetler ailelerden sıkça duyulmaktadır. Ebeveynler mutlaka çocukların erken yatıp erken kalkmalarını ve yemek saatlerini düzenleyerek öncelikle kendileri başta olmak üzere herkesin uymasını sağlamalıdır. Canlı ders haricindeki ekran başında geçirilecek süre çocuğun yaşına göre uzmanların önerdiği süreyi geçmemelidir.

Ekranların sosyal hayatın veya bazı gerçeklerin sadece bir kısmına odaklandığını ve tablonun geride kalan asıl büyük kısmından habersiz bıraktığı unutulmamalıdır.  Çocukların zaman algısını bozmayacak, kelime, kavram ve duygu aktarımına destek olacak, şiddet, küfür ve kötü davranışlar içermeyen programlar tercih edilmelidir.

SAĞLIKLI BESLENME
Her bireyin büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre kaliteli bir yaşam sürmesi için gerekli olan enerji ve besin ögelerini almasına sağlıklı beslenme diyoruz. Sağlıklı beslenme çocuk ve gençlerde beyin gelişimini, sağlığı ve dolayısıyla bilişsel fonksiyonları olumlu biçimde ve yakından etkilemektedir. Aksi durumda büyüme ve gelişme tam olmayacağı gibi yaşam kalitesinin düşmesi hatta sağlığın bozulması durumuyla karşılaşılabilir. Yemek ve çay saatlerinde ekran başındaki çocuğa servis yapmayın, size katılmasını sağlayın. Yemek yerken TV açmayıp birbirinize sorular sormanız hem hızlı yemek yemenizi önler hem de güzel anılar biriktirilmesine yardımcı olur.

KİTAPLAR EN İYİ DOSTLARIMIZDANDIR
“Pandemi sürecinde ihmal ettiğimiz eski dostları arayıp hallerini hatırlarını sormalıyız diyen Boz; “Bugünlerde aile büyüklerinin tecrübe, bilgi ve anılarını paylaşmaları çocuk ve gençlerin duygu ve zihin dünyalarının zenginleşmesine katkı sağladığı gibi kuşaklar arasında iletişim ve etkileşimi sağlayacaktır. Bu arada en iyi dostlarımızdan olan kitapları tekrar hatırlamalı evdeki okumadığımız kitapları okumalı onlar bittikten sonra halk kütüphanesinin yolunu tutmalıyız. Çocuklarımızla beraber okuma saatleri belirleyip kitapların engin dünyasına dalmak bizi her türlü zararlı alışkanlıklardan ve bağımlılıklardan uzaklaştıracaktır” dedi.

Editör: Vitrin Haber