Tarih öğretmeni Muhsin Kahveci’nin açılış konuşması ve Müze Müdürü Fuat Dereli’nin sonuç değerlendirmesinden sonra söz alan, üniversitenin Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Okutmanı Sabri Boztepe, 1853-1856 arasında yaşanan Kırım Savaşı’nın 3. Cephesini oluşturan Sinop Baskınını anlattı. 
Kıtaları ve denizleri birleştiren boğazların, Anadolu’nun, Karadeniz’in ve Sinop’un tarihin her döneminde jeopolitik önemini koruduğunu haritalar eşliğinde anlatarak söze başlayan Boztepe, Osmanlılar zamanında Karadeniz’in bir Türk gölü haline geldiğini belirtti. Çar I.Petro ile Rusya’da,Karadeniz ve boğazları almak şeklinde bir siyaset ortaya çıktığını ve bu yüzden çok sayıda Osmanlı-Rus Savaşının yaşandığını, Rusların Don Nehri üzerinde tezgâhlar kurarak yaptıkları gemilerle donanma kurduklarını, ancak XVIII asırda Karadeniz’e çıkabildiklerini, Sinop Baskınından önce ilk olarak Türk korkusundan 1738’de kendi donanmalarını, 1770’de Çeşme’de 1827’de Navarin’de Türk donanmasını yaktıklarını anlattı.  
Avrupalıların Osmanlı politikasına da değinerek, 1853 başında Çar I. Nikola’nın “Hasta Adam” dediği Osmanlıyı paylaşma teklifini İngiltere kabul etmeyince, harekete geçip, kutsal yerler meselesini ortaya atarak Ortodoksların koruyuculuğunu üstlendiğini, 3 Temmuz’da Boğdan ve Eflak’ı savaş ilan etmeden işgal etmeye başladığını, büyük devletlerin Viyana Notasının sorunu çözmediğini, sonunda Osmanlının 4 Ekim 1853’te Rusya’ya harp ilan ettiğini anlattı.
Boztepe sözlerine şöyle devam etti:“Kafkas Ordusuyla irtibatı sağlamak üzere oluşturulan Mustafa Paşa Komutasındaki filoyu korumak ve İnceburun-Amasra arasında karakol görevi yapmak için Koramiral Osman Paşa komutasında 10 gemiden oluşan filo, 5 Kasım’da Karadeniz’e açıldı. Fırtına çıkınca 13 Kasım’da Sinop limanına demirledi.” 
Boztepe, baskın öncesi Rus ve Osmanlı filosunun gemilerini, isimleri, çeşitleri, toplarının menzil ve özelliklerini de anlattı. Filomuzdaki AvnillahFırkateyni ile Fevz-i Mabut Korveti’nin Sinop Tersanesinde bir yıl önce yapıldığını, Fazlullah Firkateynin de 1829’da Ruslardan esir alınan Rafael isimli gemi olduğunu belirtti.30 Kasım Çarşamba Günü yaşananları saati ve bütün detayları ile anlatarak, bitiminde yaşanan kayıpları, tabyaların savaştaki rollerini, limandaki bir İngiliz gemisinin hasar gördüğünü ve gemideki bir İngiliz’in öldüğünü, limandaki 5 Türk ticaret gemisinin de batırıldığını, şehri top ateşine tutarak 7 mescit, 2 Mektep, 247 ev, 170 dükkân, Hıristiyan Mahallesinde de 100 civarında ev ve dükkânın yandığını belirtti. Filomuzdaki toplam personel sayısının 2989, kurtulanlar 958, Filo Komutanıyla beraber 129 kişinin esir düştüğünü bu rakamlara göre şehit sayısını 1902 olarak açıkladı. Ruslarda ise batan ya da yanan gemi olmayıp 33 ölü ve 230 yaralı olduğunu belirterek, 14 mahalle ve 2500 ev bulunan Müslüman kesiminde 5 şehit olduğunu, bunun sebebinin Kaymakam Hüseyin Paşa’nın şehirden kaçmasıyla halkın da ona uyarak şehri boşalttığını, bu yüzden şehit sayısı az ama yangınları söndürecek insan bulunmadığını, Rum Mahallesinde ise 16 kişinin öldüğünü söyledi.
Okt. Sabri Boztepe, baskından kaçarak kurtulan Taif Vapurunun 4 Aralık’ta İstanbul’a varmasıyla haber alındığını ve oluşan müttefik kuvvetlerin Kırım Savaşını kazandığını, neticesinde de Paris Antlaşmasınınyapıldığını dile getirdi.  
Bu kısmını ilk defa bir savaş muhabirinin izlediğini, FlorenceNightingale’nin modern Hemşireliğin kurcusu olduğunu, İstanbul’a ilk telgraf hattının kurulduğunu ve Osmanlının ilk defa borç aldığını, yelkenlilerin yerini buharlıların almaya başladığını anlattı.
Boztepe, şehitler çeşmesinin yapılması ile ilgili yazışmalar sonucunda 90.750 kuruş maliyetinin, hayrına ortak olmak üzere padişah Abdülmecit’in 50.000 kuruş, diğer yetkililerinde 57.000 kuruşluk katkılarıyla yapıldığını, “şehitlerin ceplerinden çıkan paralarla” ifadesinin düzeltilmesini önerdi. Vergi borçlarını ödeyemeyen Sinop esnafının borçlarının affedildiğini, hasar gören Alaaddin Camii ve Katolik Kilisesinin tamirinin devletçe yapıldığını, kaymakamının görevden alındığını, esir düşenlerin Paris Antlaşmasıyla döndüklerini anlattı. Şehitlikten bahsederek,  baskında şehit düşen Filo Komutan Yardımcısı Riyale (Tümamiral) Hüseyin Paşa’nın Seyit Bilal’deki kabrini de slaytta göstererek, kabrin üzerine Latin Alfabesiyle Türkçe, Rusça ve İngilizce olarak Hüseyin Paşa’nın kimliğinin yazılmasını önerdi.
Törenin sona ermesinden sonra Sinop Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği ve Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü öğrencileri,Sinop Deniz Şehitleri Anıtını ziyaret etti.





Editör: Vitrin Haber