Sinop Kafkas Derneği tarafından 21 Mayıs Çerkes Sürgün ve Soykırımının 158.yıl dönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı. Sinop iskele meydanında düzenlenen basın açıklamasında bir araya gelen dernek üyeleri ve vatandaşlar, büyük soykırımda hayatlarını kaybedenleri andı. Düzenlenen basın açıklamasında konuşan Sinop Kafkas Derneği Başkanı Musa Uzun, 21 Mayıs’la sembolleşen tarihin, bir halkın tarih sahnesinden silinmek istenilmesinin sembolü olan, soykırımın tarihi olduğunu söyledi. Uzun; “21 Mayıs 1864, 101 yıl süren Kafkas-Rus savaşlarının bittiğinin ilan edildiği ve günümüz Soçi sınırları içerisinde kalan Kbaada vadisinde son savaşın yapıldığı tarihtir. Çerkesler ve tüm Kuzey Kafkasya halklarının kolektif hafızalarında bu tarihin rolü ise 101 yıl süren savaşların bitmesini belirten basit bir kronolojik bilgiden ibaret değildir. 21 Mayıs’la sembolleşen tarih, bir halkın tarih sahnesinden silinmek istenilmesinin sembolü olan, soykırımın tarihidir. 

Bir kolonyalizm ve yayılmacılık tarihi olarak Rusya, imparatorluğun güney sınırlarını Kuzey Kafkasya’ya hakim olarak genişletmek istiyor ve Kuzey Kafkasyalılar dahil bölgedeki tüm halkları köleleştirmek ve tebası haline getirme amacını güdüyordu. Bu amaçla inşa edilen kaleler, steplerin kolonileştirilmesi, Kazak ve Rus yerleşimcilerin arttırılması gibi hamleler ile Kuzey Kafkasya’yı ekonomik olarak ambargo altında tutmaya çalışıyordu. Bu girişimler Çerkesler başta olmak üzere bölge halklarının Karadeniz dahil tüm ticaret yollarının kapatılmasıyla adeta kocaman bir tecrit coğrafyası yaratılıyor, açlık ve salgın hastalıklara zemin hazırlanıyordu. Bu askeri ve siyasi baskıyla bölgeyi terörize eden Rus Çarlığının temel hedefi  Çerkeslerin savaşma azim ve iradesini kırmaktı.  

Tüm bunlara rağmen savaşma azim ve iradeleri kırılamayan Çerkesya ve Kafkasya halkları ise son ana kadar yurtlarını savunmaya ve insanlık dışı işgal ve soykırıma karşı direnmeye devam ettiler. Rus Çarlığının amacı bir Rus subayının anılarında ete kemiğe bürünüyordu:  “bize Çerkesya lazım, Çerkesler değil” dedi. 

GÖRMEK İSTEMEYENLER İÇİN BİR KEZ DAHA HAYKIRIYORUZ; BUNUN ADI SOYKIRIM
Konuşmasında 21 Mayıs’ın adeta unutulmuş ya da unutturulmak istenmiş bir soykırım tarihi olduğunu vurgulayan Sinop Kafkas Derneği Başkanı Musa Uzun, bu soykırıma duyarsız kalanlara, soykırımın torunlarının bu soykırımı hatırlatacağını söyledi. Uzun konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi; “Bu soykırımın tanığı var, tanıyanı yok, anlatanı var, anlayanı yok, sorumlusu var üstleneni yok, adeta unutulmuş ya da unutturulmak istenilmiş bir soykırım gerçeği var ortada. Sanki 2 milyon Çerkes 1864 yılında kendilerini sürgüne göndermiş gibi müsebbibinin de de müşahidinin de kulakları sağır gözleri kör. Ancak soykırımın torunları ise halen hayatta ve bir kez daha yüksek sesle tüm dünyaya haykırmak istiyorlar: Bunun adı soykırım!

Çerkeslerin direnen son birliğinin bir Ahçıpsa yerleşimi olan Soçi, Kbaada vadisinde (Rusların deyimiyle Krasnaya Polyana’da katledildiği 21 Mayıs 1864 yılına gelindiğinde Çerkesler devasa Rus savaş makinasına karşı savaşı kaybetmiş, savaş yerini sürgüne bırakmış ama soykırım devam etmişti. Bu sürgün ve soykırım sırasında yapılan katliamlarda ve salgın hastalıklar neticesinde en az 625 bin insanın hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Elimizde net rakamlar olmamakla beraber 1-1,5 milyon kadarı Osmanlı imparatorluğuna sürgün edilmiş olup bu gün dünyanın farklı coğrafyalarında farklı ülkelerinde varlıklarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Soykırım neticesinde topraklarından koparılan Çerkesleri sürüldükleri topraklarda bir yandan hayatta kalma mücadelesi bir yandan da kimlik, dil ve kültürlerini devam ettirme mücadelesi bekliyordu. Bu mücadele asimilasyonist ve inkarcı ulus-devlet politikalarının da yıkıcı etkisi ile kimlik ve kültürel alanda ciddi erozyonları hatta yok oluşları beraberinde getirmişti. Bunu en bariz örneği olan Ubıhça sürgün topraklarında yok olmuş bir dildir ve sürgün ve soykırımın devam ettiğini kanıtıdır.  

Katliamlarla geçen 101 yılın sonucunda başta Çerkesler olmak üzere Kuzey Kafkasyalılar yurtlarından çıkarıldılar ancak vatanlarının ateşi yüreklerinde yanmaya devam etti. 21 Mayıs Çerkes Soykırımı ve Sürgünü bitmiş bir savaşın anması değildir. Faili, mağduru ve etkileri bugün de devam eden, hukuki bir tanımla, mütemadi bir suçtur. Gerek bölge halklarına yaklaşımı, gerek sürdürdüğü politikalar, gerek devlet sembolleri bakımından her yönüyle Rusya İmparatorluğunun devamı olduğunu iddia ve ispat eden Rusya Federasyonu ise bu soykırımın bugünkü muhatabıdır. 21 Mayıs 1864’le son bulmayan zulüm 2. Dünya Savaşında gerçekleştirilen 1944 Çeçen, İnguş, Tatar, Karaçay, Balkar dahil pek çok halkın soykırıma uğratılması ve Sibirya’ya sürülmesi ile devam etmişti 1990’ların kaotik ortamında Çeçen savaşları ile neticelenmiştir. Bugün de anavatanımızın yanı başında Ukrayna’da 5 milyonu aşkın sivil insanı mülteci haline getiren yine aynı politikalar, aynı yayılmacılık ve aynı güvenlikçi perspektif olmuştur.”
 

Editör: Vitrin Haber