Yüksek Öğretim Kurumu tarafından geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaşılan ve yükseköğretim tarihinde bir ilk olan “100/2000 YÖK Doktora Bursları Projesi” ile alakalı üniversite rektörlerine bilgilendirme toplantısı düzenlendi. YÖK toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya; YÖK Başkanı Prof. Dr. M.A Yekta Saraç, YÖK Yürütme Kurulu üyeleri, Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Dalgın ve devlet ve vakıf üniversitesi rektörleri katıldı.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın katılımıyla YÖK'te düzenlenen, "Enerji ve Maden Alanındaki Akademik Birim Yöneticileri" ile toplantının açılışındaki konuşmasında, toplantıya mühendis kökenli rektörler, mühendislik programlarının bulunduğu fakültelerin dekanları, enerji alanında ihtisaslaşmış enstitü müdürleri, tabii kaynaklar alanındaki bölüm başkanları ve konusu enerji olan öğretim üyelerinin katıldığını ifade etti.    
 
Türkiye'nin enerji ve tabii kaynaklarına yönelik politikalarını Bakan Albayrak'ın toplantıda anlatacağını belirten Saraç, konuşmasında, üniversitede ve akademide yakın zamanda gerçekleştirdikleri ve gerçekleştirecekleri, yapısal dönüşüm odaklı girişimlere ve özellikle de enerji ve tabii kaynaklar alanındaki çalışmalara değindi.     
Saraç, son verilere göre, 111'i devlet, 65'i vakıf yükseköğretim kurumu ve 6'sı vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere, toplam 182 yükseköğretim kurumunun bulunduğunu, öğrenci sayısının 7 milyon 313 bin 403'e ulaştığını aktardı.     
Türkiye'nin bu veriler ile Avrupa yükseköğretim alanında ikinci en büyük öğrenci sayısına sahip ülke konumuna geldiğini vurgulayan Saraç, "Yükseköğretim sistemimizdeki son 10 yılda yaşanan bu büyüme sürecinin bundan sonraki aşaması nitelik ve kalite bakımından da büyümedir" dedi.     

Saraç, küresel rekabette yer alabilmek için girdi süreçlerinden daha ziyade çıktı süreçleri odaklı bir yapılanmaya ihtiyaç bulunduğunun altını çizerek, bu kapsamda, YÖK tarafından gerçekleştirilen ve yapısal değişim niteliğinde olan en önemli girişimlerin ise "Kalite Kurulu" ve misyon farklılaşması odaklı ihtisaslaşma olduğunu ifade etti.     

KALİTE KURULU YÖK'TEN BAĞIMSIZ BİR YAPIYA KAVUŞACAK
Bu kapsamda, çıkarılan yönetmelik ile Yükseköğretim Kalite Kurulu'nun faaliyetlerine başladığını dile getiren Saraç, "Tabii ki bunu yeterli görmüyoruz.
Bu kapsamda, önemli bir işlev göreceğine inanılan Yükseköğretim Kalite Kurulu'nun Cumhurbaşkanımızın da 18 Ekim 2016 tarihinde Külliye'de ifade ettiği üzere kanuni düzenleme ile Yükseköğretim Kurulu’ndan idari ve mali açıdan bağımsız bir yapıya kavuşmasıdır. Bunun da bir an önce gerçekleşmesi için YÖK, her düzeyde girişimde bulunuyor" diye konuştu.     

Saraç, yapısal değişikliği gerçekleştirecek ikinci hususun, üniversitelerde misyon farklılığı odaklı ihtisaslaşma ve bu kapsamda beklenen çeşitlilik olduğuna değinerek, şöyle devam etti:"Üniversitelerimizin tümünün aynı ve birbirinin kopyası olmasını tasvip etmiyoruz. Üniversitelerimiz farklı değerler üretmeli. Bu kapsamda, üniversitelerimizin bir kısmının eğitimde, bir kısmının araştırma ve teknoloji üretiminde bazılarının da bölgesel kalkınmaya katkı sağlamakta farklılaşmasını hedefliyoruz.     

Bunun için de üniversitelerin misyonlarını tekrar gözden geçirmesine, tek tipten uzaklaşarak kurumsal farklılık ve çeşitliliğe yönelmesine, üniversite olmanın şümullü yapısından uzaklaşmadan belli alanlarda temayüz etmesine ihtiyaç vardır. Bu yaklaşımımızdan bir üniversitenin sadece bir alanda faaliyet göstermesi anlamı çıkarılmamalıdır. Maksadımız üniversitelerin çeşitli alanlarda faaliyet gösterirken bazı alanlarda temayüz etmesidir."     
YÖK Başkanı Saraç, bu amaca yönelik olarak "Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması" çalışması kapsamında belirlenen 5 pilot üniversitenin 18 Ekim 2016'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandığını anımsattı.     

PİLOT 5 ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ BELİRLENECEK
Misyon farklılaşması çalışmasının bir sonraki aşamasının 5 pilot araştırma üniversitesinin belirlenmesi olduğunu bildiren Saraç, "Bu konuda da belli bir süredir hazırlıklarımızı sürdürmekteyiz, yakın zamanda da bunu yükseköğretim kurumlarımızla paylaşıyor olacağız. Bunun takibinde de eğitimde ihtisaslaşmış üniversitelerimiz çalışmasına başlayacağız" bilgisini paylaştı. Saraç, bu iki önemli projeyi hayata geçirebilmek üzere nitelikli insan kaynağına ihtiyaç bulunduğunu, doktora derecesine sahip insan kaynaklarının nicelik ve nitelik olarak artırılmasına yönelik olarak ülke için öncelikli olan ve öğretim üyesi ihtiyacı görülen alanlarda bin yönlendirilmiş araştırma görevlisi alımı için ilana çıktıklarını belirtti.     

“100/2000 PROJESİNİ HAYATA GEÇİRDİK”
Bunun yanı sıra yükseköğretim tarihinde bir ilk olacak olan "100/2000 Doktora Projesi"ni hayata geçirdiklerine dikkati çeken Saraç, "Ülkemizin doktoralı insan ihtiyacını karşılamak üzere 100 önemli ve disiplinler arası alanda 2 bin kişiye tatminkar bir burs verilecek. Bu alanlar da rasyonel bir yaklaşımla belirlendi, ülkemizin gelecek 10 yılını şekillendirecek bir şekilde tasarlandı. 100/2000 doktora projesi bilim hayatımızın önümüzdeki yıllarda teminatı olacak. Bu projemizi had safhada önemsiyoruz" şeklinde konuştu.     

Saraç, bu proje kapsamında enerjide ülke için ihtiyaç gerektiren alanlar olarak, "hidrojen ve yakıt pilleri", "güç ve depolama teknolojileri", "enerji depolama ve enerji malzemeleri", "yenilenebilir enerji teknolojilerinin (güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, jeotermal, hidrogüç)" belirlendiğini açıkladı.     

Tabii kaynaklar ile ilişkili alanlarda da maden, yer bilimleri, petrol ve doğal gaz programlarına daha nitelikli öğrencilerin bu programları seçmesine yönelik olarak ilgili programların bölüm başkanlarından oluşan bir komisyon oluşturulduğunu belirten Saraç, bu konuda kapsamlı bir çalışma yapıldığını söyledi.     

"YÜKSEKÖĞRETİMDE ARTIK TAŞLAR YERİNDEN OYNAMIŞTIR"
Hayata geçirdikleri projelerin Türk yükseköğretimini artık keyfiliğe ve mühmelliğe bırakmadıklarını ve bilimsel bir metotla ve rasyonel bir tarzda yeniden şekillendirdiklerini gösterdiğini ifade eden Saraç, "Yükseköğretimde artık taşlar yerinden oynamıştır, yasal düzenlemeleri beklemek yerine yapabileceklerimizi yetkimizi sonuna kadar kullanarak yapmaya, bilim hayatını üniversitelerimizin bilimsel gücüyle tekrar şekillendirmeye başladık" ifadesini kullandı.     
Yükseköğretimi kalite, ihtisaslaşma, öncelikli alanlar, nitelikli doktora gibi kavramlarla yeniden yapılandırdıklarını belirten Saraç, bu yıl, güçlü Türkiye'ye katkı sunmak için bu adımları daha da meydan okuyucu adımların takip edeceğini ifade etti.      
Enerji eğitiminin akademik literatürde STEM (bilim, teknoloji, fen ve mühendislik) kavramıyla anılan yapı içerisinde verilse de yeterli olmadığına işaret eden Saraç, şu hususlara dikkati çekti:"Çünkü enerji piyasası, bu eğitimin içinde işletme, ekonomi ve hatta tarih gibi sosyal alanların da olması gerektiğini gösteriyor. Dolayısıyla enerji konusunda organize edilecek akademik programlar, disiplinler arası yapıda gelişmeli. Bu kavramlar sadece bizim için değil, dünyadaki yükseköğretim kurumlarının da değişim için eğitim masasına yatırdığı başlıkları içeriyor. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da 21. yüzyıl, bizi disiplinler arası eğitim vermeye ve disiplinler arası çalışmaya yönlendiriyor. Bu eğitimin kabul görebilmesi için piyasanın ve sektörün de tek bir başlıkla mezuniyeti değil, disiplinler arası eğitim görmüş mezunları kabullenebilmesi ve tercih etmesi önem taşıyor."     

YÖK Başkanı Saraç, yakın zamanda komisyonun çalışmalarını kamuoyu ile paylaşacaklarını ve bu çalışmanın sonuçları kapsamında gerekli girişimlerde bulunacaklarını sözlerine ekledi. 
 
Editör: Vitrin Haber