Sizler için hazırladığımız bu rehberi okuduktan sonra hemen Londra uçak bileti alıp bu güzel şehri ziyaret etmek isteyeceksiniz.

Çağdaşlığın simgesi Londra, gelenekçi kimlikle zamanı dokusu özenle korunmuş, gecesi ve gündüzü capcanlı, nezaketin yaşayan bir kıymet olarak saygı görmüş olduğu şahsına münhasır bir İngiliz kenti. Şehri boydan boya kat eden Thames Nehri kıyısına 2000 yıl ilkin Romalılar tarafınca ‘Londinium’ adı verilerek kurulmuş. Her daim popülerliğini korumuş olan Londra, bugün dünyanın en mühim iş ve finans merkezlerinde biri olarak dünyanın merkezi olarak adlandırılıyor.

İngiltere‘nin başkenti Londra, 300 ayrı dilin konuşulmuş olduğu kozmopolit yapısı, kültürel çeşitliliği, dünyanın en kıymetli hazinelerini barındıran müzeleri, dünyaca meşhur şov ve müzikalleri, kırmızı telefon kulübeleri ve meşhur mağazalarıyla keşfettikçe bambaşka bir hikâyenin kapısı aralandığı bir kent. Genel anlamda griye çalan kasvetli havasına rastgelmeniz olası olsa da aceleye getirilmemesi ihtiyaç duyulan bir şehir.Londra, Avrupa’da beyaz ırk harici en fazla insanoğlunun yaşamış olduğu kent, tam bir etnik harmandan oluşuyor. Nüfusu 8 buçuk milyona ulaşan Londra’da yaşayanların yüzde 50’si İngiltere haricinde dünyaya gelen. Şehrin neredeyse yarısına yakını yeşil alan. 43 üniversitesiyle Avrupa’nın en yoğun eğitim şehrinde gençler ve turistler yeşil alanları dolduruyor. Şehirde 143 tane park ve bahçe var.

Londra gezilecek bölgeler

1. St. Paul Katedrali


Başyapıt niteliğindeki St. Paul Katedrali şehrin tam köşesinde, Londra’nın en eski bölümünü oluşturuyor. 1708’de tamamlanan katedralin mimarı olan Sör Christopher Wren’in doğum günü olan 20 Ekim’de açılmış. Daha güzel bir doğum günü hediyesi düşünülemez sanırım. İngiltere Kraliyet Ailesinin cenaze, vaftiz ve nikâh törenleri çoğunlukla Westminster Abbey’de yapılsa da bazı törenlerde Aziz Paul Katedrali’nde düzenleniyor.

İkiz Kulelerin yıkılmasıyla ölenler için burada ayin yapılmıştı. İbadet amaçlı gelmeyen ziyaretçiler ücret ödeyerek katedrali ziyaret edebiliyor. İçerisi o denli büyük ve güzel ki fanatik kalmamak imkânsız. Bilhassa de sunak kısmı nefes kesici güzellikte. Isterseniz kubbenin tepesine çıkıp şehrin çok büyük manzarasını da seyredebilirsiniz. Alt kata inmeyi de ihmal etmeyin şundan dolayı birçok meşhur simanın mezarları burada bulunuyor.

2. Parlamento Binası


Tv ya da fotoğraflarda yüzlerce kez görmüş olduğunuzu tahmin ettiğim Parlamento Binası da Thames Nehri süresince uzanan bir başka Londra başyapıtı. Derhal köşesinde bulunan saat kulesini ise anında tanıyacağınız, her insanın bilmiş olduğu şeklinde ‘Big Ben‘. Eyfel Kulesi Paris’in sembolü ise Big Ben de Londra’nın sembolü. 96m uzunluğundaki Big Ben, 4 tarafında 7 metre çapında saat olan dünyanın en büyük kulesi olarak biliniyor. Londra’nın ‘Jubilee Line’ metro tuneli açıldıktan sonrasında kulenin 46santimetre sola yatmış olduğu farkedilerek tadilata alındı ve bu restorasyon 2021 yılana kadar sürecek. İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in tahttaki 60. yılı onuruna kulenin adı artık resmi olarak ”Elizabeth Kulesi” olarak anılıyor.

Parlamento binasının içini de isterseniz gezebilirsiniz ve şahsen şiddetle tavsiye ederim. Kimi zaman Westminster Sarayı olarak da biliniyor, şundan dolayı ilk yapıldığında bir kraliyet evi olarak yapılmıştı. Satın alacağınız tur hem Halk Evi hem de Lord Evi kısımlarını kapsıyor. Ek olarak bu binada yaşanmış birçok zamanı vaka hakkında da informasyon içeriyor. İçeriye girdiğinizde Winston Churchill’in heykeli ile karşılaşıyorsunuz. Ayakkabılarından biri iyi talih getirsin diye ovalandığı için oldukça parlak.

3. Trafalgar Meydanı / Ulusal Galeri


Sanatseverler ne olursa olsun Ulusal Galeri’yi ziyaret etmek ister diye düşünüyorum. Bilhassa Van Gogh, Da Vinci, Monet, Rembrandt, Cezanne ve daha birçok meşhur sanatçının eserlerinden oluşan koleksiyonu kesinlikle görülmeye kıymet. Galeri şeklinde bulunmuş olduğu Trafalgar Meydanı da görülmeye kıymet.

Meşhur Nelson Sütunu da bu meydanda yer ediniyor ve derhal altında ise 4 aslan yatıyor. Trafalgar Harbinde ölen Amiral Lord Horatio Nelson’ın anısına meydana getirilen bu sütun Londra’nın en oldukça ilgi çeken yerlerinden biri. Meydanda birazcık turlayıp bir kafede soluklanarak insanları izleyin.

4. Londra Hayvanat Bahçesi


650 değişik tür ve 12,000 hayvan ile çocuklarınızla gidebileceğiniz en güzel yerlerden kabul edilen Londra Hayvanat Bahçesi, kurulduğu 1828’de bu yana zürafa şeklinde dev hayvanlara ev sahipliği yapıyor. Çocuklar bakıcılarla konuşabilir ve onları hayvanları beslerken izleyebilirler. Hatta destek olmak isterlerse gönüllü olarak yardım bile edebilirler.

2010 senesinde hayvanat bahçesine yağmur ormanları kısmı ilave edildikten sonra marmoset maymunu şeklinde hayvanlar da dâhil edilmiş. Bunun haricinde gece avlanan hayvanlar bölümünün de yer almış olduğu bahçede yarasa şeklinde hayvanları da görmek mümkün.

5. Hop On/Off otobüsle Lonra turu


Hava şartları elverişli olduğu sürece 1 gün ya da zamanınız var ise iki gün Hop On Hop Off otobüsüyle Londra turu yapmak iyi düşünce. Başta da belirttiğim şeklinde Londra oldukça kozmopolit yapıya haiz. Gezilip, görülecek oldukça yer var. Şehirde devamlı gördüğünüz bu iki kattan oluşan otobüsler haricinde bir tek gezinsel bölgeleri dolaşan hususi firmalara ilişkin birçok otobüs var.

Eğer yazın ya da bahar aylarında hava uygunken giderseniz üstü açık otobüsleri seçin. Bu otobüsler hem temiz hava hem de daha geniş bir açıyla şehri görmeniz açısından oldukça güzel. Çoğu zaman her 15 dakikada duraklarından yolcu alıyorlar. Arzu ettiğiniz yerde inerek yine arzu ettiğiniz yerde binebildiğiniz otobüslerde unutmamanız ihtiyaç duyulan şeyse, kent içinde birçok değişik bölgede belli rotaları takip ediyor oluşu. Hangi rota üstünde olduğunuzu haritadan takip edin.

Birkaç tavsiye:
Otobüs turunu daha keyifli hale getirmek için:

2 günlük biletlerden alın ve böylece şehrin nerede ise tümünü gezmiş olmuş olursunuz.
Otobüse her bindiğinizde biletinizi şoföre gösterin.
Hangi tur firmasını kullandığınıza dikkat edin şundan dolayı aynı renkte otobüslerde birçok şirket var.
Otobüsten indiğiniz yeri ihmal etmeyin, şundan dolayı geri dönerken gene aynı yerden otobüse bineceksiniz. Eğer kaybolursanız otobüs turu işaretlerini bulmaya çalışın.
Nerelere gitmek istediğinizin planını baştan yapın ve ona nazaran sırayla inmek istediğiniz yerlerde inip aynı yerden yine binerek yolunuza devam edin. Bu şekilde hazırladığınız rota üstünde her şeyi görebilir ve aynı yerlerden yine yine geçip vakit kaybetmezsiniz.
İngiltere’de hiçbir koşulda otomobil kiralamanız tavsiye edilmez, bilhassa de gezgin olarak. Taksi ya da metro kullanarak arzu ettiğiniz yere kolayca ulaşmanız mümkün. Gezgin otobüslerinde ise o an bulunduğunuz yerle ilgili bilgilendirmeler de yapılıyor.

Londra’da yeşil alan bulmak için o kadar da gezmenize gerek yok. Başkent Hyde Park, St James’s Park Richmond Park şeklinde sekiz tane, güzel Kraliyet Parkı’na haiz. Alternatif olarak Kew yada Chelsea Physic Garden şeklinde rahat bahçelerden birini de ziyaret edebilirsiniz.

Londra, birçoğu parasız olan dünyanın en iyi müzelerine ve galerilerinin bazılarına ev sahipliği yapıyor. Asla para ödemeden tüm eserleri görebileceğiniz British Museum, Tate Çağdaş, Tabiat Zamanı Müzesi yada Bilim Müzesi’nde birkaç saat geçirebilirsiniz. Londra gezilecek bölgeler listesine bir ihtimal eklemek istersiniz.

Londra’da alışveriş yaparken Oxford Caddesi’nin en büyük mağazalarından Londra pazarlarındaki hediyelik eşya ve biblolara kadar geniş seçeneklere boğulacaksınız. Westfield Stratford’da, Avrupa’nın en büyük avmsinde, Harrods yada Selfridges şeklinde ikonlaşmış mağazalarda alışveriş yapabilirsiniz.

Haydi sizde hemen Londra uçak bileti alıp bu güzel şehri ziyaret edin.

ADVERTORİAL

Editör: Vitrin Haber