Anne ve babalar hayat yolculuğunda çocuklarına nasıl destek verebilir?
● Başarmak için ilk adım, doğru ve etkili iletişim kurabilmektir. Bunu sağlayan konuşma becerimizdir. Etkili ve güzel konuşmak bir san’attır. Bunu da ancak diksiyon eğitimi sağlar.
Günümüzde aileler çocukları ile düzgün iletişim kuramadıklarından yakınmaktadırlar.
● Başarıya giden yol çok çalışmaktan değil, etkili ve verimli çalışmaktan geçer. Zamanı yönetmek istiyorsanız tek çözüm yolunuz program yapmak ve o programı uygulamaktır.
Başarı yolunda hayatımız boyunca ihtiyacımız olan bütün kaynaklar kendi içimizde saklıdır.
● Herkesin ulaşmak istediği bir zirve vardır. Bu zirve yolculuğunda ihtiyacımız olan enerji kaynakları; kendimizi tanımak, özgüven, gelecek hayalimiz, iletişim, hayat amacımız, hedeflerimiz ve mücadele ruhudur. Buna bir de ülke ve vatan sevgisini eklersek işte o zaman gerçek başarıya ulaşmış oluruz.
Bir Fatih çıkacaksa tekrar bu ülkeden çıkacaktır. Yeni bir Seyyid Onbaşı çıkacaksa, 276 kiloluk mermiyi topun namlusuna sürecekse yine Türkiye’den çıkacaktır. Ülkemizin darda kaldığı zamanda Türk yaparsa en iyisini yapar.
Türk evlâdı! Sen tarihin kaydettiği en az 2.500 yıllık köklü bir kültüre sahip bir milletin ferdisin. Yaptıklarınla değil, istikbâlde yapacaklarınla övün!
● Biz köklü bir kültüre sahip bir milletiz. Tarih başarılarımızla doludur. Şimdi gençlerimizin bir kısmı kendilerine bir şeyler yapmayı çok uzak görüyorlar. Oysa ki, başarılı olmak için gerekli olan tek şey biraz inançtır.
O inancı sağlayacak olan şey, biraz araştırma, okumak, daha az konuşmak ve daha çok dinlemekten geçmektedir. Kültürümüzü ve şanlı tarihimizi incelemektir.
İnsan, ne yapıyorsa, yaptığını en iyi şekilde yapmalıdır. Önemli olan her zaman birinci olmak değildir, bir inci olabilmektir. İnsan, kaybetmeyi bilmeden kazanamaz. Bundan dolayı hayat yarışında başarmak da, başaramamak da normaldir.
Hayat akıntısı hızla akan nehir gibidir, ortasında durup arkaya bakmaya izin vermez.
Yapılabilecek tek şey, nehrin akıntısına ayak uydurmaktır.
Okumak kelime dağarcığını genişletir, düşünce ufkunu geliştirir, kendine güveni arttırır.
Hayatımızdaki olumsuzluklar, tıpkı çürük bir patatese benzer. Onları taşıdıkça kötü kokulardan kurtulamayız.
Yeni bir şey öğrenmeden geçirdiğim bir günde, benim için güneşin doğmasında bir hayır yoktur.” [1]
● Aklı başında her insan hayatta başarmak ve başarılı olmak ister. Başarının anahtarı istemek ve ardından sağlam bir irade ile devamlı olarak çalışmaktır. Anahtarın olmazsa olmaz dişlisinden biri okumaktır. Geçmişe baktığımızda başarılı olan bütün insanların birinci özelliğinin kitap ve okumaya karşı verdikleri önem olduğunu görürüz.
Benim ilk aşkım kitaplarımdır… Okulda iken teneffüslerde geçen her dakikayı okuyarak geçirirdim. Okurken yeni şeyler öğreniyor olmamdan dolayı mutlu oluyorum. Aksiliklere yoğunlaşmadığım için daha az strese giriyorum.
Acaba biz bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak üzerimize düşen vazifeleri yeterince veya hakkını vererek tam anlamıyla yapabiliyor muyuz?
● “Bugünü geçmişin mayası ile yoğur ki, geleceğin hür ve aydınlık olsun.” [2]
Herkes evinin bir bölümünü kütüphaneye çevirebilir. O zaman belki Türkiye’de kütüphane sayısı kahvehanelerin sayısından daha fazla olur.
“Okumanın yaşı yoktur!” sözü milletimize aittir.
Öncelikli hedefimiz işimizi en iyi şekilde yapmak ve başarılı olmaktır.
Hayatta kendi özünüze güvenmediğiniz sürece, hiçbir güç sizin başarılı olmanızı sağlayamaz. Unutmayalım ki, Amerikalının sazıyla bizim türkülerimiz asla söylenemez.
Özgüven, bir işe başlamak ve o işi bitirmektir. Yani başladığımız işin sonunu getirmektir. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, özgüven var olan toplum değerlerine karşı çıkmak değildir. [3]
Hayat boyunca hepimizin “başarı için stratejiler geliştirirken en çok ihtiyacımız olan şey (kitap) okumak ve öğrenmektir. Aksi takdirde her defasında (hayatın birçok gerçeğini) yeniden keşfetmek zorunda kalırız. Öğrenmek için en yaygın yol okumaktır. İnsanlar hayatı okuyarak ya da kitapları okuyarak başarıyı öğrenebilirler. Kitap okumanın asıl amacı hayatı okumayı öğrenmektir.” [4]
“Erkekler, çocukları ile çok az iletişim kuruyor. Onlarla ilgili olarak sadece ileriye yönelik kararların alınmasında sorumluluk taşıyorlar. Genellikle evin geçimini sağlayarak babalık vazifesini yerine getiriyorlar. Oysa ki, babaların, özellikle ilk 12 ayında bebeklerine gösterdikleri ilgi ve sevgi, çocukların ileri yaşlardaki davranışları, zekâsı ve başarılarını doğrudan etkiliyor.
İlgisiz babaların, çocuklarının davranış bozukluklarından sorumlu olduklarına dair elimizde net bir veri bulunmasa da, baba tarafından gösterilen ilgi, çocuğun davranışlarını olumlu etkiliyor. Özellikle bebeklik döneminde baba ilgisi gören çocuklar, okul yaşlarında da zekâ seviyesi, espri anlayışı, dikkat süresi ve öğrenme hevesi bakımından avantajlı oluyor.” [5]
“Akademik başarıyla hayat başarısı her zaman doğru orantılı olmuyor. Klinik Psikolog Nuray SARP’a göre yaşanılan çevreye uyum sağlayabilme, yeniyi öğrenme ve uygulayabilme yeteneği şeklinde tanımlanan zekânın yanında duygusal zekâ, sosyal beceriler, aile faktörü, arkadaş ilişkileri, sosyal aktivitelerde yer alma, benlik algısı ve aile hayatı başarıyı etkiliyor. Okul ile hayat performansını inceleyen bir araştırmada, öğrencilerin lise ve ileri yıllardaki hayat başarıları tetkik edilmiştir. Araştırmaya göre okulda çok iyi olmasına rağmen hayat başarısı düşük olan ya da okul başarısı düşük olduğu hâlde iş ve aile ve arkadaş ilişkilerinde başarılı olan kişilere rastlanmıştır.” [6]
“Henry FORD, ‘Öğrenmeyi bıraktığın an yaşlanmaya başlarsın’ diyor. Ford bu cümleyi söylerken 84 yaşındaydı. Oysa bizim ülkemizde liseyi veya üniversiteyi bitirdikten sonra hiç kitap yüzü açmayan binlerce insan vardır. 06.04.2016
 
 
 
 
 
Ekrem YAMAN
Sinop Vali Yardımcısı
Web: www.ekremyaman.com.tr
E-posta: [email protected]
 
 

[1] Mevlânâ
[2] Enver ERTAŞ
[3] Bu yazının hazırlanmasında Recep ÖZKUL’un Çok Normal isimli eserinden faydalanılmıştır.
KAYNAK: Recep ÖZKUL, Çok Normal, 2. Baskı, Kişisel Gelişim Serisi, İstanbul, Metkan Matbaacılık, 2009.
[4] Hasan YILMAZ, Bize Neler Oluyor?, Sistem Yayıncılık No: 513, 3. Baskı, Hünkar Ofset, 2009, s. 28.
[5] Zeynep KAÇMAZ, “Başarımı Baba İlgisine Borçluyum,” Yeni Bahar Dergisi, Sayı:100 (Şubat 2013), s. (10-12).
[6] Elif KAYA, “Zekâ Her Zaman Başarı Değil,” Yeni Bahar Dergisi, Sayı:100 (Şubat 2013), s. 5.