İSTANBUL (AA) - Türkiye Multipl Skleroz (MS) Derneği 25 Mayıs Dünya MS Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Mesajda Uluslararası Multipl Skleroz (MS) Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2009'dan itibaren mayıs ayının son çarşamba gününün "Dünya MS Günü" olarak ilan edildiği hatırlatıldı.

Türkiye Multipl Skleroz (MS) Derneği Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alev Leventoğlu, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Multipl Skleroz", yani kısaca MS'in genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi ile oluşan, genellikle 20 ila 40 yaşları arasında görülen, kadınları erkeklerden 2-3 kat daha fazla etkileyen santral sinir sistemi denilen beyin ve omuriliğin kronik bir hastalığı olduğunu bildirdi.

Leventoğlu, hastalığın çoğunlukla ataklarla seyrettiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Hastaların bir bölümünde ilerleyici olan bu hastalıkta bağışıklık sisteminin savunma görevinde olan çeşitli hücreleri, sinir kılıfı ve onu yapan hücrelerini sanki yabancı bir yapı gibi algılayarak reaksiyon geliştirir. Bu aktivite sonucu bağışıklık sistemi immun-patolojik süreci başlatır. Özellikle TH1-TH2 denilen bağışıklık sistemi hücrelerinden TH1 aktivitesi ile inflamasyon, yani yangısal reaksiyonlar beyin ve omurilik yapılarında hasarlanmaya yol açar. Hastalıkta T hücrelerin yanı sıra bağışıklık sisteminin B hücreleri de rol alır. Bunun sonucu olarak kimi hastalarda atak dediğimiz yeni gelişen bir yakınma ki bazen görme kaybı, bulanık görme, bazen kol ve/veya bacakta güçsüzlük, his kaybı, baş dönmesi, dengesizlik, uyuşukluk gibi farklı yakınmalar ile kendini gösterir. Hastaların yaklaşık yarısında bu şekilde ataklar ve iyileşmeler ile giden formu yani relapsing-remitting MS gözlenirken, bazı hastalarda ataklar sonrası ilerleyici klinik bulgular ya da başlangıçtan itibaren hastalık ilerleyici seyreder. Hastalığın nasıl seyredeceği kişiden kişiye değişmektedir. O nedenle ‘herkesin MS’i kendine özgüdür’ ve MS tedavisi kişiye özel yapılmalı-planlanmalıdır."

- "MS hastalığının neden ortaya çıktığı kesin olarak bilinmemektedir"

Alev Leventoğlu, MS hastalığının neden ortaya çıktığının kesin olarak bilinmediğini aktararak, "Daha önce geçirilmiş çeşitli enfeksiyonlar, çevresel toksinler, katkı maddeleri, beslenme alışkanlıkları, coğrafi faktörler, genetik yatkınlık, vitamin D eksikliği gibi çok faktör rol oynamaktadır. Ancak hiçbirisi kesin neden olarak saptanamamıştır. Bilinmektedir ki direkt kalıtsal geçiş yoktur ancak ailelerinde MS bulunan kişilerde doku yatkınlığı ile MS'e yakalanma eğilimi az da olsa vardır. Sonuçta MS hastalığında genetik olarak yatkınlığı olan bireylerde çevresel faktörlerin tabloya eklenmesi ile bağışıklık sisteminin bir şekilde tetiklenmesi hastalık sürecini başlatmaktadır diyebiliriz." ifadelerini kullandı.

Tedavi sürecine hastalığın erken dönemlerinde başlanması gerektiğini vurgulayan Leventoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İlaç tedavilerinin yanı sıra güçlü bir bağışıklık sistemi için Akdeniz tipi diyet, aktif yaşam tarzı, egzersiz, sigarayı azaltmak ve kesmek, alkol ve diğer zararlı maddelerden uzak durmak, düzenli uyku alışkanlığı, olumlu düşünce tarzı ve destekleyici bir aile ve sosyal çevreye sahip olmak, hastalığı ile ilgili onu düzenli takip edecek ve gerekli durumlarda risk yönetimini yapacak hekimi ile iyi iletişimde olmak çok önemlidir. MS hastalarının tedavilerinde kullanılan ilaçların etkinliği ve yan etkilerinin bilinmesi, gebelik, emzirme dönemi ya da doğum gibi özel dönemlerinde hastaları yakından takip edecek hekim ve sağlık çalışanlarının olması önemlidir. Ülkemizde özellikle MS hastalığı ile ilgilenen nöroloji hekimleri bu yaklaşımları, tüm dünyadaki gelişmeler ile paralel takip ve tedavi etmektedir. En son gelişmeler ve yenilikler hastalarımız için kullanılmakta ve geliştirilmeye çalışılmaktadır. Gelişen teknoloji, yapay zeka gibi en yeni konular da MS hastalarında hastalığın daha erken ve kapsamlı anlaşılması için gelecek dönemlerde kullanılabilecektir."


Kaynak: aa