İnsanlık tarihi boyunca merak ve tartışma konusu olan ve son dönemde de 21 Aralık kıyamet senaryolarıyla konuşulan astroloji ve uzay bilim alanına bir pencere açmak maksadıyla bir konferans veren Dr. Niyazi Yükçü merak edilenleri cevapladı.

Platon’un “Küçük bir çocuğun karanlıktan korkması anlaşılabilir, ama yetişkin bir insanın aydınlıktan korkması anlaşılamaz” sözüyle sunumuna başlayan Dr. Niyazi Yükçü, Sümer, Babil ve Mısır uygarlıklarındaki bilim yaklaşımlarını anlattı.

Son dönemde yürütülen tartışmaların kaynağı haline gelen ve M.Ö. 600-M.S. 900 arasında varlığını sürdürmüş olan Maya Uygarlığına da değinen Yükçü, doğanın gerçek anlamda sorgulanmasının Antik Yunan’da başladığını ifade etti.

Türkler için büyük önem taşıyan ve matematik, astronomi, fizik, optik, mekanik gibi konularda pek çok çalışma yapmış büyük bir bilim insanı olan Takiyüddin bin Manıf’ın aslında teleskobu bulan kişi olduğunu, ama kurduğu İstanbul Gözlemevinin varlığını koruyamaması dolayısıyla teleskobu bulan kişinin Galileo olarak bilindiğini belirtti. 

Dr. Niyazi Yükçü, Maya takviminin 2012’de bitiyor olmasının kıyamet senaryolarına neden olduğunu belirtirken diğer kıyamet inancını pekiştiren kanıları şöyle sıraladı, Marduk gezegeninin dünyaya çarpacağı inancı, büyük bir göktaşının dünyaya çarpacağı inancı, güneş sisteminin dev bir kara deliğin yakınından geçerek dünyayı yok edeceği, CERN’deki büyük deneyde kara deliklerin oluşarak dünyayı yok edeceği, güneşin kırmızı deve dönüşerek dünyayı yutacağı ve dünyadaki yaşamın sona ereceği inancı ön planda olanlar. Fakat, NASA tarafından iddiaların büyük kısmı yalanlandı. 

Dr. Niyazi Yükçü sözlerini şöyle tamamladı, “2012 kıyamet senaryoları bir tarafa, biyolojik çeşitliliğin yok oluşu, savaşlar, kıtlık, küresel ısınma gibi faktörler aslında dünyanın sonunu zaten hazırlamakta.” 
Program sonunda, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İsmail Aydın, Dr. Niyazi Yükçü’ye çiçek takdiminde bulundu.


Editör: Vitrin Haber