Sinop'ta şampiyonluk mücadelesi başladı Sinop'ta şampiyonluk mücadelesi başladı

Eğitim-İş Sinop Şubesi tarafından ülkemizde devam eden kalıcı yaz saati uygulaması ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı.
Eski otogar mevkiinde bulunan diyojen heykeli önünde bir araya gelen Eğitim-İş üyeleri öğrencileri, velileri ve eğitimi olumsuz yönde etkileyen kalıcı yaz saati uygulamasından derhal vazgeçilmesi çağrısında bulundu.

Düzenlenen basın açıklamasında konuşan Eğitim-İş Sinop Şubesi Başkanı Celal Tuncay Şahbenderoğlu, Yıllardır devam eden bu uygulamanın çocukların eğitim hayatını olumsuz etkilediğini söyledi. Şahbenderoğlu; “Ülkenin bulunduğu coğrafi konuma göre yapılması gereken saat düzenlemesinin siyasi iktidarın bilimsel dayanaklardan uzak bir şekilde inatla yerine getirmemesi sonucunda gün ışığına göre planlanmayan ders saatleri, karşılanmayan okul ve derslik ihtiyacı inatla sürdürülen kalıcı yaz saati uygulaması eğitimi ve çocuklarımızı olumsuz etkilemektedir. Bu plansızlık ve inat sebebiyle çocuklarımız, daha günün ağarmadığı saatlerde yollara düşmek zorunda kalmaktadır. Uykuya ve gün ışığına gelişimsel olarak en ihtiyaç duyduğu yıllarda çocuklarımızın bu kör, ışıksız saatlerde okula gitmek zorunda bırakılması velileri de zora düşürmektedir. Özellikle kış mevsiminde, günün ilk ders saatlerinde çocuklar henüz uyku mahmurluğunu üzerlerinden atamadığı için verim alınamamaktadır.

Yıllardır dikkat çektiğimiz okul, derslik sayısındaki yetersizlik nedeniyle büyükşehirlerde bile birçok okulda ikili eğitim devam etmekte, bir okul binasında birkaç okulu dolduracak kadar çok sayıda öğrenci, adeta vardiyalı biçimde eğitim görmektedir. Siyasi iktidarın 5 yıl önce bitirme sözü verdiği ikili eğitim garabeti nedeniyle bir grup öğrenci okula daha gün ağarmadan giderken, okula geç gelen grup ise ancak akşam karanlığında evine dönebilmektedir. Ailelerin sosyal ve kültürel yaşamlarını da baltalayan ikili eğitim sistemi devam ettikçe, öğrencilerin hem soyut hem de somut anlamda karanlıkta kalması kaçınılmazdır” dedi.

GÜN IŞIĞINA GÖRE PLANLANMAYAN DERS VE ÇALIŞMA SAATLERİ GÜVENLİK AÇIĞI OLUŞTURMAKTADIR 
Uygulama ile öğrenci ve velilerin gün aydınlanmadan yola çıkmak zorunda bırakıldığını hatırlatan Eğitim-İş Sinop Şubesi Başkanı Celal Tuncay Şahbenderoğlu, gün ışığına göre planlanmayan ders ve çalışma saatlerinin güvenlik açığı oluşturduğunu söyledi. Şahbenderoğlu; “Günün karanlığa mahkûm edilen ilk saatlerinde hem ısınma hem aydınlanma için enerji tüketilmekte, enerjide dışa bağlı hale getirilen ülkemiz için bu tüketim, milli sermayenin de erimesini beraberinde getirmektedir. Ayrıca yurttaşların ezici bir çoğunluğu barınma ve fatura giderleri altında ezilirken, bu saat uygulaması yüzünden mecburi kılınan fazladan enerji tüketimi, hanelerin yükünü daha da artırmaktadır. Karanlık yüzünden mecbur bırakılan bu tüketim aracılığıyla halk daha da yoksullaşırken yandaş enerji firmaları zenginleşmekte, ekonomik adaletsizlik derinleştirilmektedir.

Gün ışığına göre planlanmayan ders ve çalışma saatleri güvenlik açığı yaratmaktadır. Çalışanların, öğrencilerin, velilerin sabahın veya akşamın kör karanlığında yollarda olmak durumunda kalması, güvenlik açısından da kaygı verici olaylara meydan vermektedir. Günün zifiri karanlıkta başlatılması, trafik kazalarının artmasına da zemin hazırlamaktadır” diye konuştu.

KALICI YAZ SAATİ UYGULAMASINDAN DERHAL VAZGEÇİN
Eğitim-İş olarak hükümete seslenen Şahbenderoğlu, hiçbir bilimsel temeli olmayan, milli eğitimi ve milli ekonomiyi baltalayan, ülkede koca bir güvenlik açığı oluşturan kalıcı yaz saati uygulamasından derhal vazgeçilmesini istedi.
Şahbenderoğlu, Eğitim-İş olarak taleplerini ise şöyle sıraladı; “Ders saatleri gün ışığına göre ayarlanmalı, okul ve derslik ihtiyaçları karşılanmalı, çocuklarımız sabahın ilk saatlerinde karanlık sınıflarda ders dinlemeye, akşamın karanlık saatlerinde evine dönmeye mahkum edilmemelidir. Çocuk güne, gün ışığında başlamalı, eğitim gün ışığında olmalı! Yanlış ekonomi politikalarıyla, gerici hamlelerle, adaletsizliklerle manevi olarak koyu bir karanlığın içine itilen ülkeyi, bir de somut bir karanlığa mahkûm etmeyin!”
 

Editör: Gülay Kavak