İnsan hak ve onuruna uygun kalitede bir yaşam standardı sağlanmasının temel koşulu; hem kamuya, hem de özel sektöre ait alanlardaki bilgi ve hizmet sunumlarının ulaşılabilir olmasıdır.

Topluma yönelik hizmetlerin eşitlik temeli üzerinde sınıf ve sıfat farkı gözetmeksizin herkes tarafından ulaşılabilir olması, engelli veya yaşlı her bir bireyin başkasının desteğine ihtiyaç duymaksızın diğer insanlar gibi dilediği yere ulaşabilmesi ve orayı etkin şekilde kullanabilmesi anlamına gelmektedir.

Bu anlatımla ulaşılabilirlik; fiziksel çevreye ve bu çevredeki bilgi, mesaj ve hizmetlere erişebilmek anlamını taşımaktadır.

Tüm alanların (İnşa edilmiş çevrelerin, binaların, yapıların, cadde ve sokakların, araçların, ulaşım sistemlerinin, park, otopark ve web sitelerin) herkes için erişilebilir ve kullanılabilir olması bugünkü dünyada daha da bir önem taşımaktadır.

Buradan hareketle engelli bireyler için erişilebilirlik ve kullanılabilirlik; hayatı, toplumla birlikte iç içe yaşamak anlamına gelmektedir. Bu da hayata olan bağlılığı, tutunma aşkını güçlendirmekte, yaşama sevincini katbekat arttırmaktadır.

Toplumsal yaşam alanlarının bilgi ve hizmet düzeyinde herkes için aynı seviyede erişilebilir ve kullanılabilir olması, dünya devletleri arasında toplumsal gelişmişlik açısından önemli bir göstergedir.

Ülkemizde özellikle 2005 yılından itibaren engellilere yönelik gerek yasal, gerekse fiziksel mekan ve araçların iyileştirilmesinde kayda değer ilerleme başgöstermiştir. Bunda mevcut Hükümetin önemli desteği ve rolü vardır.

Yurt dışı ziyaretlerimizde de biz bunları gördük. Mukayese etme ve değerlendirme imkanımız oldu.

Adına ister erişilebilirlik ister ulaşılabilirlik diyelim; bu alanda ülkemizde belediyeler başta olmak üzere pek çok kamu kurumu kendi sorumlulukları altında bulunan alan, mekan, bina, park, otopark, asansör, merdiven, tuvalet, araç, ulaşım sistemleri, web siteleri, çalışma ofislerinde iyileştirme çalışmaları yaptı. Hala da yapmaya devam ediyor.

Büyükşehirlerde yol, yaya kaldırımı, çevre düzenlemeleri gibi erişilebilirlik çalışmaları mevcut. Tarihi değeri olan veya önceki yıllarda inşa edilmiş yapılarda dönüşümsel gayretlerin olduğu görülmektedir. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Batı ve Avrupa şehirleriyle kıyaslandığında erişilebilirlik uygulamaları arasında model alınabilecek pek çok çalışması bulunuyor.

Ne yazık ki Anadolu’da bazı belediyeler ve kurumlar bu uygulamalardan sanki bihaberler. Hangi caddesini gezseniz, hangi hizmet binasını ziyaret etseniz erişilebilirlikle ilgili başlatılmış çalışmayı görebilmeniz neredeyse mümkün değil. Yok sanki.

Çayırova Belediyesi, erişilebilirlik hizmetlerinin önemine dikkat çekmek ve 5378 sayılı kanunun sorumlulara yüklediği vazifelerin bilinmesini sağlamak görevlilerce gereklerinin resmi kurumlar ile özel sektör ve sivil toplum kuruluşları tarafından daha iyi anlaşılarak süresi içerisinde yerine getirilmesi ve toplumda farkındalık oluşturulması amacıyla 2011 yılında “Yerelden Genele 1. Engelsiz Hizmet Sempozyumu” düzenlemişti.

Sempozyuma destek veren kurum ve kuruluşlar arasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kocaeli Valiliği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Belediyeler Birliği, Marmara Belediyeler Birliği ile Çayırova Engelli ve Aileleri Yardımlaşma Derneği bulunuyordu.

Belediye, sempozyum öncesinde engellilerin kaldırımlara, oralardan da kurumlara ulaşımını sağlayacak, bilgiye ve hizmet sunumuna erişimde engelleri ortadan kaldıran örnek çalışmayı çoktan başlatmıştı.

İstanbul’un dışında erişilebilirlikle ilgili ilk uygulamaların yapıldığı ilçeydi Çayırova Belediyesi. Bizlerde bu sempozyuma katılanlardandık. Katılımın yoğun olduğu sempozyum iki gün sürmüştü. Ve çok verimli geçmişti.

Bunları biraz olsun ayrıntılı yazmamızın sebebi; erişilebilirlikle ilgili çalışmaları henüz başlatmamış belediyelere ışık tutabilmektir. Bu ziyadan istifade etmek isteyen kurum ve kuruluşlar çıkabilir. Amacımız onlara yardımcı olabilmektir. Başkada bir gayemiz bulunmamaktadır.

Şu bir gerçektir ki: Engelli insanlar herkes gibi umuma açık alanları ve araçları kullanmak, bilgiye ulaşmak, hizmetlerden doyasıya faydalanmak istiyorlar. Bu hizmeti engelli bireylere sunmak ise yasal bir zorunluluktur. Onlar için de bir haktır. Asla ve kata bir himmet ya da lüks değildir.

Ülkemizin tamamında belediyecilik anlayışı artık değişti. Sadece yol yapan, park yapan belediyecilikten ziyade artık sosyal projelerle de belediyeler ön plana çıkıyor.

Evde, deyim yerindeyse mahkum edilmiş engelli vatandaşlarımızın sosyal ve ekonomik hayata kazandırılması, toplumsal yaşamın içerisine katılmalarını, yukarıda zikrettiğimiz gibi bilgiye ve hizmet sunumlarına ulaşmalarını ve etkin olarak kullanmalarını sağlayacak çalışmalar yapılmasını, toplum içerisinde farkındalık oluşturarak insanlarımızın sevinçlere ortak edilmesi, merkezinde insan olan her bir belediyenin öncelikli görevi olmalıdır.

Unutmayalım: değişen ve gelişen dünyayla birlikte gelen taleplere duyarsız kalmak da erişime bir nevi engeldir!