Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından her hafta düzenlenen Cuma Söyleşileri programının son konuğu Sinoplu kanaat önderlerinden Sabri Gökmen Hocaefendi oldu. Gökmen "İslam ve Hayata Yansımaları" konusunda konuştu. MÜSİAD Salonunda gerçekleştirilen programa, sanayi ve işadamları, bazı STK'lar ile kamu kurum-kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. 

İslamı yaşamada sıkıntımız var
Konuşmasında Müslümanların çektiği sıkıntılarının ana nedeninin başında İslamı yaşamamalarından kaynaklandığını kaydeden Gökmen Hocaefendi; "İslam çok güzel. O kadar güzel ki üzerine başka bir sistem yok. Ancak İslamın özelliği Müslümanların hayatına yansıyamıyor. Yani Elhamdülillah Müslümanız, ancak İslamı yaşamaya gelince bunda sıkıntımız var. Halbuki hayat öyle değil. Elbise alırız giymek için, askıda tutmak için değil. Sofrada otururuz yemek yemek için. İslamdan istifade de kamil manada onu yaşamakla kabildir. Bu gün İslam alemindeki sıkıntımız bu. Bunu sadece biz değil, gayri müslimler de söylüyorlar. Nitekim İsrail eski cumhurbaşkanı Ariel Şaron'a bir gazeteci; 'Müslümanlar, bir gün İsrail devletinin yıkılacağına ve Müslümanlarla Yahudilerin savaşacağına inanıyor. Hatta Yahudiler ağaçların arkasına saklanırken, ağaçlar ve taşların onları kabul etmeyeceğini, Müslümana seslenerek arkamda Yahudi var diyeceğini söylüyorlar. Buna karşı tedbiriniz var mı?' diye soruyor. Ariel Şaron'da gazeteciye; 'Bu gün böyle bir problem yok. Ne zaman Müslümanlar Cuma Namazına gösterdiği alakayı, sabah namazında da camiye gösterirlerse işte o zaman biz gerekli tedbirleri alırız' diyor. Yani onlar da Müslümanın gevşekliği, amel yönünden oldukça fakirleştiğinin farkındalar" dedi. 

Din hayat nizamıdır
Konuşmasına 'İslam dini nedir?, İslam dininden dünyevi ve uhrevi olarak faydalanmak için ne yapmak lazım?' konularına da değinen Sabri Gökmen Hocaefendi, İslamın birleştirici özelliğine dikkat çekerek; "Bizim üst kimliğimiz İslamdır. Türkü, Kürdü, Çerkezi, Abazası, Doğlusu, Batılısı, Güneylisi, Kuzeylisi hiç fark etmez. Çünkü İslam tüm insanlığa gelmiştir. O insan hangi kavimden olursa olsun hiç fark etmez. Kadın-Erkek burada eşittir. Dünyada şuyum-buyum diye ifade edebiliriz ama, kendimizi dünyevi imkanlarla tarif ederek tanıta bildiğimiz halde, kabirde, mahşerde bunlar geçerli değil. Bunun idraki içinde olmamız gerekir. Müslüman kimliğimizi anlayabilirsek ve bunu hayata geçirebilirsek mesele yok. Oda şu: en bata Rabbım Allah. Kabirde ilk sorulacak olan bu. İkincisi dinim İslam. Benim hayat düzenim, hayat nizamım. Din hayat nizamıdır. Üçüncüsü: Kitabım Kur'an-ı Kerim, dördüncüsü Peygamberim: Hazdeti Muhammet Mustafa Sallallahu Aleyhi Vesellem, beşincisi Mezhebim: Ehli Sünnet Velcemaat. Bu bizim hüviyetimiz işte. Onun için biz şu beş meseleyi anlarsak, hayatımıza da, içimize de hazmettirerek yaşayabilirsek bize ne mutlu. İslam bizim en büyük şerefimizdir.  Alemlere yaratan rabbını bulabilmek, peygamber efendimizin onu tanıdığı gibi ona iman edebilmek, Ehl-i Sünnet Vel cemaat çerçevesinde İslamı anlayabilmişliğe bağlıdır" diye konuştu.

Video-2

Huzursuzluğu İslama fatura etmeyin!
İslam dininin gayesinden bahseden Gökmen Hacaefendi sözlerini şöyle sürdürdü; " İslam dininin gayesi ise Saadet-i Dareyndir. Yani dünyada mesut yapar, huzur ve sükunet verir. Canı, malı, ırzı, namusu, memleketi-vatanı emniyette olur. Dolayısıyla içi de huzur ve sükun içinde olur. Huzursuzluk emniyetsizlikten kaynaklanır. Şimdi içinizden diyeceksiniz ki; 'ammada huzur, İslam aleminde nerede huzur var' İyi de, bu günkü toplumdaki huzursuzluğu İslam'a fatura etmek büyük bir cehalettir. Allah muhafaza eylesin. Neden: ? Çünkü İslamın tam yaşandığı devirlerde İslam; toplumuna, ferdine, hedeflediği gayeyi tahakkuk ettirmiş. O huzur sağlanmış. Ancak İslamın yaşanmasında bir gevşeklik hasıl olduğu zaman, huzur da dinle birlikte hicret etmiş. Onun için huzursuzluğun sebebini kendimizde ve toplulumuzda aramak lazım. Önce İslamı tanımamız gerekir, onu iyi bilmemiz ve onu yaşamamız gerekir. 

İslamda terör yok!
Bu gün İslam alemi zillet içinde. İslam alemi birbiri ile boğuşma halinde. İslamda terör var mı? İslamda insan öldürme var mı? Peki kim çıkardı bunları? Demek ki biz İslamı Resulullahın anlattığı, öğrettiği gibi tanımıyoruz. Tanımadığımız için yaşayamıyoruz. Yaşayamadığımız için İslam ile birlikte bizde olması gereken güç kuvvet bizde olmuyor. Gönüllerimizde muhabbet bağı oluşmuyor. Bu sevgi bağıyla birbirimize bağlanamıyoruz. Şu anda İslam alemini kan gölüne çeviren ehli sünnet dışı, kendilerine Müslümanız diyenlerdir". Gökmen Hocaefendi, Peygamber efendimizin müjdelediği Ehli Sünnet içerisinde yer alan 4 hak mezheple ilgili de geniş bilgi verdi. 

Sabri Gökmen Hocaefendi sözlerini İmam-ı Rabbani Hazretlerinin Müslümanın ebedi kurtuluşa erebilmesi için yapması gereken 3 ana başlık ve içerikleriyle ilgili bilgi vermesiyle tamamladı. Gökmen; "İmam-ı Rabbani Hazretleri İslamı '3 cüzden meydana gelen bir bütündür' diye tarif eder. 'Müslümanın kurtuluşu da bu üçünü bir ara getirmeye bağlıdır' buyurur. Bunlar ilim, amel ve ihlastır" ifadelerini kullandı. 

Editör: Vitrin Haber