Sinop Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Yürütme Kurulu tarafından, tarihteki en büyük nükleer facia olan Çernobil nükleer felaketinin 34. yıl dönümü nedeniyle basın açıklaması yapıldı. 

Her yıl Çernobil felaketinin yıl dönümünde meydanlara inen çevreciler salgın hastalık koronavirüs nedeniyle bu yıl açıklamalarını sanal ortamda yazılı olarak yaptı. Sinop NKP Yürütme Kurulu tarafından, felaketin 34 yıl dönümü kapsamında yapılan açıklamada, "Bizler, Çernobil’in 34. yılında; nükleeri değil doğayı, ölümü değil yaşamı savunanlar olarak, COVİD-19 pandemisi nedeniyle alanlara çıkamadığımız için, sizlere sosyal medyadan sesleniyoruz! Nükleer belası ortada durdukça, her koşulda yan yana gelmeye devam etmeliyiz" denildi. 

COVİT-19 KAPİTALİST SİSTEMİN ÜRÜNÜDÜR
Dünyayı tehdit eden salgın hastalık koronavirüs salgının nükleer santrali dayatan kapitalist sistemin meydana getirdiği küresel bir felaket olduğunu belirten açıklamada şu ifadelere yer verildi: "COVID-19 salgını ulusal ve bölgesel sınırları yerle bir ederek tüm gezegene yayıldı. Koronavirüsün yayıldığı ülkelerde devletler süreci tedavi edici yöntemleri, sokağa çıkma yasakları ve karantina ile yönetmeye; insanları bulundukları binaya, beton yapıların içine ve bireyselliğe hapsederek aşmaya çalışmaktadırlar. Yaşamakta olduğumuz salgın, aynı zamanda kapitalist sistemin oluşturduğu ekolojik ve ekonomik krizlerinden biridir. 

Kapitalist sistem yaşamı, yaşam alanlarını, doğal varlıkları içine alarak ekoloji krizlerini derinleştirdikçe canlılar baş edemeyecekleri durumlarla karşı karşıya kalmaktadır. Doğada bazı hayvanlarda varlığı olumsuz etkilere neden olmayan, 21. yüzyılın başından itibaren maalesef tanışmak zorunda kaldığımız SARS, MERS salgınları ile aynı aileden olan bu virüs; zaman içinde uğradığı değişimlerle de insanlarda ölümcül bir etkiye ulaştı. 

SUÇLU BUGÜNKÜ UYGARLIK ANLAYIŞIDIR 
Bu süreçten önceki virüslere karşı gerekli önlemlerin alınmayışı, sağlık sisteminde önlem almak yerine, kâr odaklı politikaların yaygınlaşması nedeniyle bugün bu virüsün etkisi pandemi boyutuna ulaşmış durumdadır. Burada bir suçlu varsa o da insanlığın bugünkü uygarlık anlayışıdır, kapitalizmdir. 

Canlıların yaşam alanlarına tecavüz eden yapılaşmalar, endüstriyel atıkların zehirleyici etkisi, doymak bilmez bir iştah, sağlıklı gıdaya ulaşmadaki korkunç eşitsizlikler ve daha niceleri kapitalist sistemin suçudur.

Şurası açıktır; kapitalist üretim sistemi değişmedikçe bu krizleri yaşamaya devam edeceğiz. O nedenle de, kapitalizmin yarattığı ekolojik krizler derinleştikçe, gelecek için çözüm arayışları ekoloji politik perspektifte, kapitalizme karşı yaşamın inşasını, dayanışmayı, toplumsal örgütlenmeyi sağlamaya zorunluyuz. Fiziksel mesafeyi korusak bile, sosyal mesafede yakın tutalım. 

UKRAYNA'DAKİ YANGIN TÜM TÜRKİYEYİ TEHDİT ETTİ
Ukrayna’da 04 Nisan tarihinde çıkan Orman yangını özellikle Karadeniz bölgesini ve genelde de tüm Türkiyeyi ve Dünyayı tehdit ediyor. 14 Nisan tarihinde Çernobil Nükleer Santralına 1 km yakınında çıkan ikinci bir yangın daha çıktı ve Çernobil NGS merkez olmak üzere tecrit edilen 30 km yarıçaplı alan içerisinde tam olarak bilinmemekle beraber ormanlık alanın %20 sinin yandığı ifade edilmektedir. Aslında Ukrayna’ da yangın ilk defa çıkmıyor! 2015 de, 2018 de de çıkmıştı ama bu kadar etkili olamamıştı. Yangın bulutları ile oluşan Radyasyon mevcut radyasyonun 16 katına kadar yükseldi ve 17-18 Nisan tarihlerinde Karadeniz’in üzerindeydi. Radyasyonlu bulutların rüzgarla yayılma hızı yer yer 150 km ye ulaşabildiği uzmanlarca ifade edilmektedir. Bölgemiz yağmur alan özelliğe sahip olduğundan da yağmurun etkisiyle toprağa, bitkilere ve dolayısıyla canlılara da bulaşmış olabilecektir. Çernobil’de yangın söndürülebilmiş değil ve hala sürmektedir.

NÜKLEER SANTRAL İSTEMİYORUZ
Açıklamada Türkiye'nin hiç bir yerinde nükleer santral istemediklerini belirten açıklamada: "Dünyada var olan reaktörlerin hiç birinde Nükleer atık sorunu çözümlenememiştir. Çünkü bunun çözümü pahalı ve riskli bir iştir. Ülkemizde yapılması planlanan Akkuyu ve Sinop Nükleer santralleri ile ilgili imzalanan ön anlaşmaların hiç birinde atıkların çözümünden söz edilmez. Eğer bu santraların kurulmasını engelleyemezsek atıklar sorunu Türkiye'nin sorunu olarak kalacaktır. 

Artık Türkiye Nükleer Santraller konusunda bir iç muhasebe yapmak zorundadır. Sırf rant elde etmek uğruna ülkenin kaderiyle oynanmamalıdır. Buna izin vermeyeceğiz. Biz Nükleer Karşıtları olarak; Ne Sinop’ta, Ne Akkuyu’da ne de Türkiye'nin bir başka yerinde Nükleer Santraller kurulmasına izin vermeyeceğiz" denildi.

Editör: Vitrin Haber