2003 yılında Irak Savaşı ile başlayan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Ortadoğu'da uygulanmaya devam ediyor.

Bu proje Arap Baharı adı altında Tunus, Mısır, Libya, Suriye vb. Ortadoğu ülkelerinde uygunlamaya devam etti.

Şimdi ise Mısır'da Mübarek'in gitmesiyle Mısır'a demokrasi geleceğini söyleyenler bugün seçimle işbaşına gelmiş olan Mursi ve Müslüman Kardeşleri gözden çıkarmış durumdalar.
BOP hız kesmed
en uygulanmaya devam ediyor.
Bazı bilim adamları Türkiye'nin BOP kapsamına uzun yıllar alınmadığını ifade etmektedirler.Buna gerekçe olarak da Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme çabalarını göstermektedirler.Ayrıca Türkiye'nin son dönemlerde Avrupa Birliği'ne karşı mesafeli tutumu ve daha çok yüzünü Doğuya çevirmesi gibi needenlerle son zamanlarda BOP kapsamına Türkiye'nin de dahil edildiğini iddia etmektedirler.
Bazı bilim adamları ise bu iddiaya katılmayıp  BOP'un planlandığı ilk günden bu yana Türkiye'nin bu projenin kapsamı içersinde olduğunu öne sürmektedirler.
Bu iki iddia da olaylara farklı açıdan bakıyor olsalar bile sonuç olarak Türkiye'nin BOP kapsamında olduğu konusunda hemfirdirler.
Peki bu projenin görünürdeki amacı ve arka planda kalan gizli hedefleri nelerdir?

Görünürdeki amaç Ortadoğu ülkelerine Demokrasi getirmek olarak ifade edilmektedir.Bu oyunu aslında Irak Savaşı'da açıkca gördük.Ancak aradan geçen zaman gösterdi ki amaç Irak'a demokrasi götürmek değilmiş.Savaşın yapıldığı günden bu güne Irak'a ne demokrasi geldi ne de  Irak'ta huzur sağlandı.

Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) gizli amacı ise; Ortadoğu ülkelerine demokrasi getireceğiz yalanıyla bu bölgede yer alan petrol ürünlerini kendi çıkarları doğrultusunda daha ucuza kullanmak.
Aslında bu da günümüzde Batı Dünyasının Ortadoğu'da hayata geçirmiş olduğu hedeflerinden birisi. Örnek olarak Irak'ı verebiliriz.
Peki proje kapsamında yer alan Türkiye petrol zengini bir ülke olmamasına rağmen(şu an öyle sanılan) neden projeye dahil edildi?
Ben bu konuda sebep olarak üç noktaya değinmek istiyorum:

1.Türkiye'nin dünyada Bor madeni yatakları bakımından birinci sırada yer alması(dünya üretimin %72'si)

2.Dünyada gelecekte savaşların başlamasının temel nedeni olarak görülen Su kaynaklarının varlığı

3.Bu projenin hayata geçirilebilmesi için Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumundan faydalanılmak istenmesi

Bor madeni "21.yüzyılın Petrolü ve Sanayinin Tuzu" olarak nitelendirilip günümüzün en önemli doğal kaynağı olan petrol; gaz yağı, akaryakıt, makine yağı, fuel oil, jet yakıtı gibi alanlarda kullanılırken Bor, bütün bu alanlarda kullanılabildiği gibi, bilgisayar sistemlerinde ve askeriye sistemlerinde dahi kullanılabilmektedir. Bunun yanında sürtünmeye ve ısınmaya dayanaklı olduğu için uçaklarda ve uzay araçlarında da kullanılmaktadır.
Günümüzde uçak sanayi, uzay araçlarının yapımı ve bilgisayarın önemli bir yeri olduğu düşünüldüğünde bor madeninin gelecekte ne kadar önemli bir maden olduğu anlaşılmaktadır.
İkinci sebep olarak gördüğüm su ise küresel ısınmadan bahsedilen ve kuraklıkların yüzünü katı şekilde gösterdiği günümüzde  gelecekte suyun ne kadar büyük bir ihtiyaç olacağı aşikardır.
Üçüncü neden olan Türkiye'nin konumu ise projenin hayata geçirilebilmesi için olmazsa olmazdır.Yine bunu da ABD'nin Irak işgalinde İncirlik üssünü kullanması Türkiye'nin konumunun önemini alenen ortaya koymaktadır.
Peki Türkiye böyle bir durumda ne yapmalıdır ve Türkiye bu durumdan nasıl etkilenecek?
Türkiye'nin bu durumda yapması gerekenler; demokrasisini geliştirmek, özgürlükleri geliştirmek,eğitim kalitesini artırmak, belki de en önemlisi ekonomik gücünü artırmak ve askeri gücüne çok büyük önem vermektir.
Eğer Türkiye bahsi geçen konularda ve ülke için önem arz eden diğer alanlarda reformlarını gerçekleştirirse projenin görünür nedeni olan demokrasi getirme yalanını saf dışı bırakmış olacaktır.Ayrıca ekonomik ve askeri gücü sayesinde projede piyon değil projeye yön veren bir devlet olacaktır.Bu sayede ülkemiz üzerinde oynamak istedikleri oyunlar var ise- ki var- bu oyunları ülkemiz üzerinde kolaylıkla oynayamayacaklardır.Dolaysıyla Türkiye projede önemli bir ülke konumuna gelecek Ortadoğu ülkeleriyle ekonomik, askeri, teknolojik vs. ilişkilerini geliştirecek ve dünya siyasetinde önemli bir aktör haline gelecektir.
Bu reformların gerçekleşebilmesi için ise dış ve iç siyasette ilkeli davranan yöneticilere ihtiyacımız vardır."Bizim Ortadoğu ile ne işimiz var" diyen siyasi anlayış günümüzde kısa vadede ortadoğu siyasetinden uzak durmanın yarar olduğunu düşünseler de gelecekte aslında Türkiye'yi felakete sürükleyeceklerdir.
Türkiye ve Türk milleti bu noktada olaylara bu pencereden bakmalı ve günümüzde kısmen de olsa ortadoğu siyeseti içinde yer almamız nedeniyle ortaya çıkan küçük ekonomik zararları ayyuka çıkarmayıp 100-200 yıllık geleceğe yönelik planlar yapmalıdır.
Türkiye; ilkeli, ileriyi gören yöneticiler yetiştirmeli ve bu yetişmiş olan elemanlara ülke yönetiminde söz hakkı tanımalıdır.
Aksi takdirde Türkiye ortadoğu bataklığında kaybolup gidecektir.

Millet olarak yapmamız gereken bu yaşananları iyi okuyup ülkemizin iç ve dış siyasetinde tek vücut olmayı başararak ortadoğu bataklığında kaybolan bir devlet değil ortadoğu bataklıgını kurutarak bu bölgede lider bir ülke olmaktır.

Durmuş ÇELİKTEN