Genç adamlar Sinop’ta, Samsun’da elleri havada bazı malum işaretlerle bağırıyor:  Burada ne işiniz var, biz Diyarbakır’a bilmem nereye gidiyor muyuz (!) İnsanın küçük dilini yutacağı geliyor.

Ne demek bu? Komünist ülkelerde bile bu kadarına belki rastlanmamıştır. Gerçi terör belasından kurtulma mücadelesinde başarıya doğru emin adımlarla gidilirken bu ziyaret biraz manidar olmakla beraber, belki provoke niyetiyle de olsa yine de tezgaha gelinmemeli, böyle anlamsız eylemler yapılmamalıydı. Bu eylemci genlerimizin birçoğu belki de yaptıklarının düpedüz bölücülük olduğunu düşünmüyorlar, bilemiyorlar.Ülkemizin kayıtlı vatandaşları, Vatan dediğimiz, kutsal saydığımız ülkemizde, binlerce yıl beraber yaşadığımıza inandığımız Bu topraklarda bazıları bazı yerlere gidemeyecek, gitmeyecek..! Bundan büyük bölücülük olur mu? Ana muhalefetin, yavru muhalefetin bazı ağızları, sabah akşam, ağızlarını gererek yayarak öfke ve kin kusarak iktidara bağırıyor: Böldünüz, sattınız bitirdiniz…Bu gözlerini öfke bürümüş, yarım adım ilersini göremeyen,yalan ve iftiradan başka sermayesi olmayan muhalif zihniyet dışındaki yerli ve yabancılar ülkemizin Avrupa’nın kalkınan ülkelerinin en başlarında geldiğini söylemekte.Eksiği, gediği olmasına rağmen cumhuriyet döneminin en istikrarlı iktidarı olduğu kahır çoğunlukla kabul edilmekte.  O halde bu olayların kaynağı ne diye  bakarsak şunu görüyoruz. Birincisi, herkesi laik görme dayatması, 
İkincisi herkesi Türk görme- Türkleştirme(ırkçı) inancı ve dayatması, üçüncüsü, bu dayatmaların da tahrikinden doğan dış güçlerin de körüklediği bazı Kürtlerin şuursuz ve bilinçsizce yapmaya çalıştıkları ırkçı direniş hareketleri.

Laiklik, dini değerleri tahrip ederek, geçmişle bağımızı kopararak, batı medeniyeti değil, taklitçiliğini benimsetir dayatmacı bir şekilde kullanıldığından tam bir bölücü hareket kaynağını oluşturmuştur. Kaldı ki dünyanın hala gözdesi olan Osmanlı laik değildi, dünyaya beş yüz yıl yön verdi. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşında verdiğimiz yüz binlerce şehit laiklik için şehit olmadı, inandığı kutsal değerler için şehit oldular. Mevla hepsine rahmet eylesin. 

Osmanlı’yı İttihat Terakki adıyla kurulan Türkçülük hareketleri (çoğu da hem milliyetçi hem mason) yıkmıştır. Bu yetmiyormuş gibi cumhuriyetle beraber herkesi türk görme, Türkleştirme hareketleri sonucu diğer azınlıkların dış tahrikleriyle de ırki bölücülük duyguları kabartılmıştır. Özellikle Kürtleri yok sayarak, sen kürt değil Türksün denilerek yangın büyütülmüştür. Doğuda bir kürt, kırka yakın çocuk sahibi olurken batıda doğum kontrolleri ile milliyetçilik yapılmış, yaptırılmıştır(!)  Ne yazık ki bu tezgaha gelen akımlar, partiler çırpındıkça batmakta, batarken de böldünüz, sattınız çığlıkları atmaktalar.

Ülkemizde halkımızın çoğunluğunun idrakiyle ve bunun temsilcisi güçlü bir iktidarıyla yeni bir yapılanma doğuyor. Bu, eskiye hakaret değil, saygılı, yeniliğe açık, manevi değerlerimizi yücelten, uygarlık seviyesinin üstüne çıkmayı hedefleyen bir değişim hareketidir. Bu yürüyüşte emeği geçenlere ne mutlu. Mevlam sağlık ve başarılarını daim kılsın, gaflette olanlarımızı uyandırsın, başta terör olmak üzere her türlü beladan korusun.