Sinop’un tarihi ve özel günleri ile birlikte sinesinde bir çok şenliklerinin de bulunduğunu hepimiz biliriz. İşte burada yaşayan insanlar da var olan bu etkinliklere büyük rağbet gösterirler, bu günlerin gelmesini sabırsızlıkla beklerlerdi. Bu şenliklerden günümüze yalnızca Bekteşağa şenliği gelebilmiş olup, diğer hıdırellez şenlikleri artık yapılamıyor. Ben bu gün Sinop’un bir çok şenlikleri içinden eski yıllarda gerçekleşen Bekteşağa ve Tekke şenlikleri ile ilgili yaşadıklarımı ve bildiklerimi yazmaya çalışacağım.

Hepimizin bildiği gibi Bekteşağa ve Tekke şenlikleri Mayıs ayı içersinde hıdırellez etkinlikleri kapsamında yer alırdı. Bekteşağa şenliği Bekteşağa köyü içinde, Tekke etkinliği de Sinop merkezde bulunan Seyitbilal Camii (Türbesi) bahçesinde olurdu.

Bekteşağa şenliklerinde dışarıdan gelen çeşitli gıda satıcıları, oyun çadırları, giyecek satan esnaflar, bunların yanında civar köylerden pişmiş ve boyalı yumurta ile kestane dizini satan köylüler buraya gelip haliyle de ürünlerini satmaya çalışırlardı. . Burada halka atma oyunu, yumurta dövüştürme olayı en fazla ilgi gören etkinlikler arasında yer alırken, yumurta dövüşü sonrası elde kalan kırık yumurtalar ve ipe dizili çiğ ve pişmiş kestaneler de evde kalanlara hediye olarak götürülürdü. . Benim bildiğim Bekteşağa şenliğinin bir özelliği vardı. Oda bu şenlikte kız kaçırma olayları çok olurdu. Bu kız kaçırma olaylarında bazen kız zorla kaçırılır, bazen de kız- erkek anlaşarak birlikte kaçarlardı. Ancak zorla ve planlı olarak kız kaçırma olayı burada daha fazla gerçekleşirdi. Bu şenlik iki gün sürmesine karşılık son günü çok daha hareketli ve bereketli geçerdi.

Gelelim Sinop merkezde gerçekleşen Tekke şenliğine. Bu şenlik mayıs ayının birinci haftasına rastlayan Cumartesi günü kurulur, Sinop merkez ve yakın köylerden gelenlerle birlikte çok kalabalık olurdu. Bu şenliğe katılanlar hem Seyitbilal Türbesini ziyaret ederler, hem de tekke şenliğinin tadını çıkarırlardı. Yine bu şenliğin bekteşağa şenliğinden ayrı bir özelliği de vardı. Burada kız kaçırma olayları kesinlikle olmaz, buna karşılık bu şenlikte kız beğenme konusu ön planda yer alırdı. Evlenecek delikanlıların aileleri ve yakınları özellikle civar köylerden gelen genç kızları beğenirler, daha sonra da bu kızların yakınlarından beğenilen kişinin öz geçmişi ile birlikte ana ve babasının isimleri öğrenilirdi. Bundan sonraki günlerde de tekkede beğenilen kız ailece istemeye gidilir, olay tamamlanmış olurdu.

Tekkede kendine kız beğenemeyen delikanlıya etrafındakiler; ‘üzülme bir dahaki tekkeyi bekle’ diye teselli ederlerdi..

Benim Vilayet Matbaasında çalışan bir ağabeyim hanımını Tekkede beğenmiş, daha sonra da Allah nasip etmiş evlenmişlerdi. Bu büyüğüm yılın her tekke gününde kurumda arkadaşlarının diline, sitemine düşmeden hemen gider çöreğini böreğini alır, sonuçta bu önemli günün kutlaması yapılırdı. Şimdi diyeceksiniz ki Tekke şenliği Cumartesi günü oluyor da siz neden bu şenlik günü matbaada çalışıyorsunuz? Benim bu konuyu işlediğim yıllar içersinde Resmi kurumlar Cumartesi günleri saat 13.00’e kadar çalışıyordu. Bu nedenle de tekke şenliğine ancak öğleden sonra gidebiliyorduk.

Şehrimizde gerçekleşen tekke şenliklerin de kız beğenme işi yanında burada evlenmiş yeni gelinlerin de adetleri olurdu. Bu gelinler eskilerin bildiği Gamsız Fatma dediğimiz bir büyüğümüzün güzel uzun çubuk şekerlerini satın alıp, bunları hısım akrabalarına takdim edip, ellerini öperlerdi.

Tekke şenliklerinde gıda mamulleri satanlar , oyuncak satan kişiler, dönme dolap döndüren insanlar hep ön planda olurlardı. Buraya kurulan dönme dolabın müdavimi de tabiî ki Rahmetli Ali Killiydi.